hayatlari boyunca hep dikkat cekme hevesinde olanlar -birazdan bu kisilere tekrar deginecegim- arada bir durup dusunur "ne yazsamda bi baslik acip kendi yazilarimi oylatsam" diyerek. ardindan kotunden* bir olay sallar ve buna inanir. illaki tanim istiyorsan bu yazima sana simdiden
"gotunden* sallamayi seven adamin diyecegi sozdur."
yeter sana bu.
ulan durzu varos niye sevinsin kar yagdiginda. varoslarda yasayan insanlar genellikle fakirdir lan, yakacaklari yoktur, usurler ve bir an once yaz gelsin diye battaniyenin altindan dua ederler. ayrica varoslarda sobada kacak komur, pacavra ve eski ayakkabi gibi ne bulursa yakilan maddeler yuzunden ogle bir koku salar ki, disariya soguk oldugu ve bu koku oldugu icin cikmak istemezsin.
sonra biri cikar kendince sosyolojik ve piskolojik analizi yaparak "kar yağdı diye sadece varoşlar sevinir" diye baslik acar. git baska basliklar ac; nutelladan soz et, yigit ozgur'un bir karikaturunu baslik olarak ac, bu tarz konular icin altyapin olmasina gerek yok.
siktir git gozum gormesin, neticede varoslarda buyuduk gerekirse kistiririm.
boş tespitlerin boş adamının boş yorumudur. bu kadar mantıksız bir konu için gecenin bu saatinde hangi akla hizmet bu kadar uzun entry giriir bilinmez.
ben acayip elit olduğuma inanıyorum.*fakat 10 yaşındaki çocuk gibi sevindim, uyku girmiyor gözüme, sabah olsada kardanadamı nereye yapsam diye düşünüyorum şimdiden. ne varoşların adamıymışım la ben, ürktüm kendimden.*
farzedelim varoş, ve farzedelim sadece varoşlar sevinsin kar yağdı diye... elleri, ayakları; yürekleri üşümese de keşke sevinse varoş kar yağdı diye, düşünmese yakacağım yok, giysim yok üşüyorum demese...
ayna nın denizden geliyoruz albümünde remix olarak çıkardığı şarkıda der ki;
varoşların aşıkları gerçek olur çıkarsız
ben de seni öyle sevdim gözüm gibi yalansız
iş ararken kahvelerde inanan gözlerin vardı
aş pişmeyen ocaklarda aç doyuran umutlardı
yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
yalınayak çocuklarda tertemiz gelecek vardı
söyle birbirimizi nasıl sevdik
saçları sırma gelincik
gözleri sürme gelincik
suçumuz neydi bizim
varoşların sevdaları gerçek olur çıkarsız
gözlerinde bir ümitti yanıyordu güneş gibi
yoksulluğun pençesinde arıyordu gözlerimi
yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
o dalgalı saçlarında gül kokan rüzgarlardı
şimdi sarılıp o geçmişe ağlar
ağlar açılmaz yüreğim
suçumuz neydi bizim.
antalya'da doğmuş 20 yaşına kadar orda yaşamış, 12sine kadar bale ve caz dersleri almış,12sinden sonra beste adına kendini eve kapamış cazcılar, sunma aşamasında olduğu bale gösterisi için saklıkent gibi yerlerde kayak yapamamış balerinler tek beyazlığı falez otelin üstünden seyredilebilen, geyik bayırında görmüştür. bu insanlar istanbul, ankara gibi yerlerde sanatlarını icra etmeye başlaması üzerine kariyerlerini bir kenara bırakıp, yağan kar ile "lalahoo ne güzel yağıyor laaan" nidaları ile elitliği bırakıp sevinir.
kendilerini entellektüel veya elit olarak gösteren bilincsiz insanlardan daha da bilincli olan "varos" olarak adlandirilan kisilerdir.
Sevinmelerinin sebebi, kar yagisinin ayri bir eglence, ayri bir bereket oldugunu bilmelerinden kaynaklanir. Tahil ürünleri icin gerekli olan kar yagisini bu dengesiz, bicimsiz düsüncelere sahip, kendilerini insan bireyi sanan, dürrük kafali, yobaz olarak adlandirdiklari varoslardan daha da yobaz, bilincsiz insan eniklerinin bu duyguyu bilmemelerine alt kesimin dötleriyle gülmeleri dogaldir.