doğa sevgisini bana aşılamış okul... börtü böcük ne ararsan var. atların bile özerkliği vardır. bahçede başına buyruk kararlar alabilirler. iç işlerinde serbest dış işlerinde bahçeye bağımlıdırlar.
Mezunu olduğum, lokasyon olarak mavişehir'de olan, gerek öğretmen kadrosu gerek ise sosyal aktiviteler açısından çevresindeki okullara büyük fark atmış canım okulum.
Süleyman Yetişken (imparator) gibi mükemmel bir idareciyi barındıran okul. 2010 üniversitelere yerleştirme puanına göre ilk 5000'de 50 öğrenci vardır. Keşke gitseydim dediğim okul.
kısacası (bkz: kal)... çiğli sınırına mevzilenmiş ve karşıyaka ile sadece isim benzerliği bulunan anadolu lisesi. bünyesinde babane lakaplı bir matematik öğretmenini barındırır. kendisi kimliğini gizleyen bir half-medusa half-demondır. 10 senede tamamlanmış bir spor salonuna düzmece bir okul binasına sahiptir. bir tarafında terk edilmiş şeker fabrikası diğer bir tarafında da şaibeli bir otel vardır. arka tarafı çingen mahallesi ile çevrilidir. amele spor ile abeci sporun futbol müsabakaları yapılır. öününden de çanakkale yolu geçmektedir. bu kadar elverişsin şarta rağmen öğrencilerinin hepiside kalite kokar. babane haricinde öğretmenlerinin bir çoğuda klas öğretmenlerdir. buda demektirki eğitim binaya ve koşullara bakmaz
çiğli çöplüğünün hemen yanına kondurulmus yarı açık askeri anadolu lisesi formatında bir okuldu bir vakit.Bir dönem aramalarda aspirinlerin bile toplandığına,siyah ve beyaz haricinde rengi olan tokaları takmanın yasaklandığına, öğrencilere yazın atlet kontrolünün yapıldığına,jöleli kafaların lavaboda yıkandığına,öğle tenefüsünde hoperlörlerinden ilahilerin yankılandığına tanık olduğum yerdir.Ne yazık ki spor salonunu görebilmek şerefi nasip olmamıştır.
bana kazandırdığından çok daha fazlasını kaybettirmiş bir okuldur kal.
hazırlık sınıfına başladığımda sene '94 idi, bacak kadar boyum, john lennon gözlüğümle hayri pıtır formatında gidip kaydımı yaptırmıştım. umut içindeydim, bileğimin hakkıyla kazanmıştım, anadolu liselerinin iyi olduğu zamandı. çok da başarılı olacaktım, emindim.
okulun jeopolitik önemi var mıydı bilemem ama şeker fabrikasının bulunduğu orman--şimdi plaza olmuş, dolasıyla orman da tarih-- karşıyaka oteli denilen abuk yer, arkada bataklık, önde vızır vızır işleyen çanakkale yolu ile insanın kapana kısıldığı izlenimi veren tuhaf bir yerdi burası. bina sevimsiz olablir ama belki içindekiler sevimlidir dedim, hayal kırıklığına uğradım. bir kısmını tenzih ederim ama hocaların çoğu gardiyan kılıklı idi. çok da kral elemanlar var diyemem. 7 sene orada okuyunca bir nevi esaretin bedeli havası yakalayabiliyor insan. o zamanki kankamla--ki hala görüşürüm-- ilk nirvana guftelerini sıralara kazımış, bir gün bu hapishaneden kurtulma umudunu içimizde yaşatmıştık.
şimdi geriye dönüp bakıyorum ve lise yıllarını özleyenlere şaşıyorum. benim için umutsuzluk ve depresyondan başka bir şey değildi. üstelik suç bende mi tamamen? sanmıyorum. bugün hala haksızlığa kapıldığımda öfkeme hakim olamıyorsam o 7 senenin eseridir bu durum, diyebilirim. kendimce bir ders aldım ben de. ilerde çocuğum olursa sevmediği, hoşlanmadığı bir okulda okumasına izin vermeyeceğim. emin olun farkettirmeden hasar bırakıyor insanda.
benim lise hayatımı geçirdiğim okuldur.Puan bakımından atakent anadolu lisesinden yukarıda bulunduğu için atakenti gördükten sonra cennet bir okul ile karşılaşacağımı düşünerek kayıt olmaya gittiğimde beni okul bahçesinde koşuşturan atlar karşılayınca harbiden dumur olmuştum.O zamanlar sevgi turan vardı o kayıt etmişti beni okula.Daha sonra bizimde görme ve yaşama şansını yakaladığımız 'imparator' lakablı Sülayman Yetişken müdürümüz sayesinde okulda insan olduğumuzun farkına varabildik doğrusu.aradan yıllar geçmesine rağmen hala KSK Çarşı'da beni görünce tanıyan selam veren bir eski müdürünüzün olması çok güzel bir duygu ki anlatamam.aa o okulda beni matematikten soğutan (birçok arkadaşıma yaptığı gibi) aziz nesin'in bayan versiyonu bunak 'babaanne' lakablı Nurten hoca yok mu ALLAAHHH diyesi geliyor valla.Ne 'garyyy' bir kadındır o yahu anlatamam.Okulun yanındaki inşaatı yıllar süren basketbol sahasının tamamlanması bizim mezuniyetimizin ertesi yıl gerçekleştiği için içimde bir ukte kalsada herşeye rağmen o benim KAL'IMdı * Yanındaki otel hakkında çok şeyler duymama rağmen içersine girip faaliyette bulunma girişiminde bulunmadım hiç.ama hademe mehmet aga'nın arka bahçeden giren eli bıçaklı çingen çocuklarını nasıl kovaladığını ve bizim komutanımızcasına önden gidip bizim arkadasından destek verdiğimiz o action dolu günlerimizi unutamıyorum doğrusu.ingilizce hazırlıkte Aysel Egzazi'nin ve Nebahat'ın geldiği sınıfta erkeklerin ingilizceyi nasıl öğrenemedeğini ve o gün bugündür de hala konuşamadığına en büyük örneği ben olduğumu sanıyorum.Ah yan sınıfa gelen yeşim hoca bana gelecekti ki şimdi çatır çatır ingilizce konuşuyor olacaktım * Onun dışında en az 'babaanne' kadar gıcık Ural Kazımlar denen en başlarda resim öğretmeni olup zamanla okulun yönetim kadrolarında kendine yer bulan bir hoca vardı ki paso benim saçlarımın uzunluğuna takmış durumdaydı.Harbiden benden önceki arkadaşların dediği gibi okulda herşey yasaktı (imparator gelinceye kadar) Jöle yasakken briyantin kullandığımızı ama gene idareye gittiğimiz günler,i hatırlıyorum ben siz ne diyorsunuz.Ayrıca okulda yemekhaneyi su basmasını ( her yağmurlu havada olurdu) ya da okulun girişinin önünde göletlerin oluşumunu da nutamıyorum.Hatta bir ara Ege Tv de gelmişti bu okul bahçesinin nasıl sular altında kaldığı haberini yapmıştı.Mezun olacağımız sene un,yumurta savaşları da okulun unutulmazları arasına girmişti bence.Ama 2002 Dünya Kupası'nda bütün okul Tiyatro Sahnesinin önüne konan televizyonda brezilya maçını seyrettiği ve hasan şaş'ın attığı gol sonrası herkesin kendini yerde bulduğu anı da ölümsüzleştirebilirsiniz.AA bir de bütün hocaların maçları vardı değil mi.Tarihçi davut Hoca (David), Din Hocası Rıdvan Göksu(ruud van nistelrooy)
Müdürümüz Sülayman hoca (imparator) satılmıs Yel (sato) vss..ahh ahh ne zamanlarımız geçmiş bizim bu okulda ya harbidende!
karşıyakanın ilk anadolu lisesi olan ve kurulduğu zamanlarda izmirde ilk 2 ye oynamasına rağmen bi yanında bataklık ve çingene mahallesi, bi yanında karşıyaka oteli(namı değer kerane), diğer yanında içinde dobermanlar olan kavaklıklar(sonradan kesildiler) bulunan, güzel karşıyakanın en boktan ve en ücra yerine yapılmış , ilk proje safhasında çiğli merkez lisesi olarak yapılması planlanmış-çiğlidemi karşıyakadamı olduğu bile şüpheli olan, nöbetçi öğrencilerin okul bahçesine giren çingene atlarını kovmakla görevlendirildikleri,süper puanlarla bir çok başarılı öğrenci mezun etmiş, 7 sene dirsek çürüttüğüm okul. zamanında hergün top oynadığımız arka bahçesinin yanındaki açık kanalizasyon akıntısına kaçan topu hiç bişey olmamışçasına elle alırdık fakat suratlarında maskeler garip kıyafetleri ve sırtlarındaki ilaçlama aletiyle bazı amcaların buraları düzenli olarak ilaçladığını hatırladıkça ulen amma salakmışız diyor insan, hele birde orayla yemekhanenin yanyana olduğu düşünülürse :(( , çok yağışlı havalarda bu okulun önü öyle su dolarki okula girmek imkansıza yakındır, yer seviyesinin altındaki yemekhane zaten en ufak bir yağmurda havuza dönüşmektedir, eğer sınıfınız arka taraftaysa sık sık atların çiftleşme sahnelerine şahit olabilirsiniz, şaka maka okulun arka tarafı hiç tekin yerler değildir-bi gün silahla vurulmuş bir insan ölüsü bile görülmüştür ,bütüngün boyunca okul bahçesinden çıkmak yasaktır. 60. yıl anadolu lisesini görünce insan karşıyaka anadoluda cehennemde okumuş gibi hissediyor kendisini.
okulun depremden dolayı zarar gören kısımları yeniden inşa ediliyormuş diye öğrencilerini başka okullara bir süreliğine dağıtacağı yönünde haberler aldığımız okul.inandırıcı değil. (bkz: lise dedikoduları)
muhaha aylarsonragelenedit:g.t oldum direk bizim okula geldiler lan.