otoriter, totaliter, faşist eşi izin vermediği için, iki yanda çok istemesine karşın eski, vazgeçilmez dostla yeterince, belki de görüşememek, yarenlik edememek, bira falan içememek.
kadınına çok bağlı kocada diyebiliriz kılıbık koca da. belki de kadın tehditkar, dışarı gidersen böyle böyle şeylerden seni mamhrum bırakırım gibisinden kocasını köşeye sıkıştırıyordur. *
bunun bir sonraki adımında genellikle arkadaşla görüşülür, görüşme başladıktan, yaklaşık bir saat sonra, yani midyeler yeni gelmiş, ikinci biralardan birer yudum içilmişken, arkadaşın hanımı "süren doldu, atla derhal eve gel" aramasını yapar. ve bundan sonra da her 3 dakka da bir arar. o ikinci bira, içilemez. bizim çevremizdeki arkadaşlardan aynen bu vaziyette olanları mevcuttur.
kadın senin sosyal mosyal bütün hayatın benim, demiş. işte...yersen!!!yani maça da onla gitcen, midye bira muhabbetini de onla yapcan, mesela sen evli değilsen, bu herif benim kocamı karıya kıza götürmeye kalkar diye, arkadaşından seninle ilişkilerini kopartmasını isteyen de var. arkadaşınla görüşmek istediğinde almanya´ya vize alır gibi, evlilik cüzdanını ibraz edersin kadına...
"bakın bu benim evlilik cüzdanım, bu da polisten sicil belgem, ismail´le beşiktaş maçına gitmemize izin verir misiniz?" falan dersin.
öylesine düştün mü en az 30 yıl daha az yaşarsın. uzun zaman önce babamın bi tanıdığı vardı öyle. sapasağlam adamdı 54 yaşında beyin kanamasından gitti. ama babam da yarı şaka yarı ciddi "kurtuldu!!" demişti. bak babam hala yaşıyo.
hani derler ya ; allah yazdıysa bozsun ,diye...gerçekten bozsun. amin.
kendine güvensiz ve yalnız bir eşi vardır. bunun sonuçlarının dönüp dolaşıp kendi ilişkilerini etkileyeceğinin farkında değildir.
--spoiler--
sizler birlikte doğdunuz ve birlikte olacaksınız ebediyen.
fakat bırakın birlikteliğinizde mesafeler bulunsun.
ve izin verin raksetsin aranızda cennet rüzgarları.
birbirinizi sevin ama aşkı bir sözleşmeye çevirmeyin.
bırakın aşk, daha ziyade ruhlarınızın sahilleri arasında devinen bir umman olsun.
birbirinizin kasesini doldurun. fakat aynı kaseden içmeyin.
birbirinize ekmeğinizden verin ama aynı somundan yemeyin.
şarkı söyleyin ve raks edin, birlikte pür neşe olun, fakat bırakın her biriniz bir başına olsun.
tıpkı, aynı nağmeyle titreşiyor olsalar da bir udun tellerinin tek başlarına olamsı gibi. gönüllerinizi verin, fakat diğerinin himayesine değil.
çünkü gönüllerinizi ancak hayat'ın eli kavrayabilir. ve birlikte ayakta durun, ama birbirinize çok yakın değil: zira mabedin sütunları ayrı durur.
ve meşe ağacı ile selvi birbirinin gölgesinde serpilir.
cibran
--spoiler--
