Hasta, kapıdan içeriye adımını atar. Merhaba doktor bey. Benim rahatsızlığım...!
Doktor: tamam tamam. Al şu reçeteyi ilaçları düzenli kullan hiçbir şey'ciğin kalmaz.
Hasta: ama doktor bey, daha benim rahatsızlığım nedir? onu bile bilmiyorsunuz.
Doktor: kardeşim, her muayehane sonrası aynı şeyleri yaşatıyorsun bana. Yav az önce ben seni muayene etmedim mi?
Ben sana dışarıda bekle reçeteni yazıp tekrar içeri çağırıcam demedim mi?
Al işte reçeten. içinde kullanman gereken unutkanlık hapları yazılı..
yaşlı teyzelerin "çok iyi doktor" diye tanımlayacağı kişidir. eli çabuksa ve reçeteyi boşluksuz bırakacak şekilde dibine kadar dolduruyorsa, bu adam yaşlı teyze literatüründe "ordinaryüs" olmuştur bile..
sesli güldüm. hakikaten öyle yahu. hastanın yüzüne saniye onda biri kadar bir bakış. gözler reçetede. şikayetiniz nedir sorusunu müteakiben zaten o yazar. ister kanser ister nezle.
poliklinikte günde 80 hastaya ancak göz ucuyla bakılır arkadaşlar. doktor ne yapsın kapı açılınca reçeteyi yazmaya başlayacak ki; kapısında bekleyen hastaların tümüne bakıp reçete yazmış olabilsin.
--spoiler--
- geçmiş olsun, sıradaki.
+ daha içeri bile girmedim.
- hasta değil misin sen?
+ evet, ama...
- e, bende doktorum. al hadi reçeteni.
+ ben daha şikayetlerimi anlatmadım.
- bak almazsan, sıradakine vereceğim reçeteyi.
--spoiler--