her zil çaldığında aile içi şiddetin çıkmasına sebep olan araç.
-Kapı çalıyor.
+E yani ?
-kalkıp baksana.
+bi kerede sen bak.
-ben bu evin reyisiyim lan.
+hayırdır ya.
-sen istedin ulan (dışın dışın.)
kapalı olduğu zaman ayıbı, günahı ve vahşeti örtemeyendir!
diyelim ki bir işkence odasının kapısıyım ben. her gün o insanlık dışı hareketleri başka insanların görmesini, duymasını engelliyorum. ama ben, tüm o çığlıkları, yakarışları bizzat duyuyorum. o yardım ister gibi bakan, gözü yaşlı insanları çok net görüyorum. üstüme sıçrayan kanlarının sıcaklığını delice hissediyorum..! ancak hiçbir şey yapamıyorum.. işte bu yüzden kendimden utanıyorum.
ya da beyaz bir sarayın kapısıyım ben. savaş kararları, işgal kararları beni kapatıp alınıyor. ****
düşünsenize binlerce masum insanın canının alınacağını ilk ben duyuyorum, gıkım çıkmıyor.. yine utanıyorum. ama şunu düşününce seviniyorum: cansız bir varlık olmama rağmen, canlılardan daha şerefliyim. bir şey yapamasam da en azından onlar gibi kan dökmüyorum!
Kapı; sadece ahşaptan, metalden yapılmış, kolu ve kilidi olan bir yapıyı ifade eden salt bir kelimeden çok daha fazlasıdır. aynı zamanda bir iletişim aracıdır da; kişinin dış dünyayla olan baglantısı. Bu bir evin dışarıyla baglantısı şeklinde de olabilir, bir bilgisayarın başka bir bilgisayarla iletişimini saglayan bir baglantı şeklinde de olabilir ki bu da port tabiriyle kullanılır. Kapı, bir iletişim aracı olarak tehlikeleri de yanında getirir. dış dünyaya açılmak sadece avantaj degildir kişi için, dezavantajları da içerisinde barındırmaktadır. o halde kapıyı bir tür potansiyel tehlike olarak da düşünebiliriz aynı zamanda. Dış dünyayla iletişimimizi sağlamak, kendi dünyamızda bogulmamak için araladıgımız,, açmak zorunda oldugumuz kapıyı yine dış dünyadan gelecek tehlikelere karşı sürekli kapalı tutmalıyızdır tedbir gereği. Bu ironi kapı kelimesinin geniş spektrumundan kaynaklanıyor olsa gerek.
Fakat tüm bunların yanında kapı tüm bir yapının değişmez çok önemli bir parçası da olsa tek başına neredeyse bir hiçtir, hiçbir işe yaramaz. Düşünsenize etrafı beton, ahşap vb. ile dolu olmayan bir kapı kapı olsa neye yarar, arkasında ki sınırlı alanı örtme eylemi dışında. kapı açılıp kapanmasa da etrafı zaten açıktır; iletişime de ,tehlikeye de; Tıpkı bir cümlede salt bir kelimenin neredeyse hiçbir anlam ifade etmediği gibi. benzerlik sizce de şaşırtıcı değil mi? evet.
(kendimle çelişmiş oldum böylelikle. felsefe de böyle bir şey olsa gerek; kavramları ne kadar çok kurcalarsan, sonunda kendinle çelişme olasılığın da o kadar artar. gerçi buna çelişme değil de, kavramların, düşüncelerin kurcalandıkça, üzerine kafa yoruldukça, irdelendikçe değişebileceğinin kanıtıdır dersek güzel bir şekilde noktalamış oluruz bu ders molasını. ama bu sefer de az önce çeliştiğimi söylememle çelişmiş olurum. nasıl çıkacağım lan bu ikilemden, kafam iyice karıştı. neyse sınava çalışmaya devam...)
"Her şey şahanedir. Karın vardır, çocukların vardır. Öyle mutlu, huzurlu, başarılı yaşıyorsundur. Sonra... Sonra kapıdan Vivien Leigh'a benzeyen bir kadın geçer!"
Vivien'a benzeyen kadınlar hep geçerler. Anthony Quinn'e benzeyen adamlar, hiç kimseye değil sadece kendine benzeyenler, "Benzemez kimse sana"lar, "Hayran olayım tavrına"lar... Kapıdan aniden geçerler...
eğer bir kapı varsa, seçmekden söz edemezsiniz.
eğer iki kapı varsa seçmekden söz etmenize gerek yoktur.
sizin kullanışlarınızdan biz anlarız.
eğer üç kapı varsa...
ben deyorum ki en kötüsü ortadaki kapıdır.