Hiç unutmam bi kere ayrıldığım sevgilimin ziline basıp geçicektim. Elime ne geçicekse artık bastım. Annesinin de balkonda olduğu ayrıntısını görmemişim. Kimo diye bir ses, kadınla göz göze gelmişiz, kızınız evde mi desem kızla ne konusucam, annesine ne diycem, e bişey sormassam da olmayacak. Son çare yanlış oldu izlenimi vermek için ahmet evde mi teyze dedim. Dur bi dakika çağırayım dedi. Heralde dedim kadın çaktı durumu kocasına falan söyleyip haşlatıcak beni. Dedim oğlum kaaaççç sokagı kaç saniyede koştum bilmiyorum. Daha sonra öğrendim ki kızın kardeşinin diğer adı Ahmetmiş. O günden beride kimsenin ziliyle muhattap olmam.
çocukluk yıllarının en büyük eğlencesi. şimdi çocuklar zile basıp kaçınca çok sinirleniyorum. burdan ne ders çıkardım kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma. ama çocukluk işte. *
çocukken yaptığımız yaramazlıklardan biridir. genelde yakalanmışızdır oysa ki zile bastıktan sonra apartmanın o bölmesinde sabit kalmış olsaydık asla yakalanmazdık.
yaptım! evet yaptım ama bir sor niye yaptım? nedeni oldukça basit.. bizim mahallede oturanların tepki hızını ve şiddetini ölçmek için yaptım!yani gayet mantıklı ve bilimsel bir açıklamam vardı..
mesela günde ne kadar asılsam da gecenin bir vakti selin ablayı çıkaramadım şu balkona halbuki çok ısrarla asılmıştım zile.. bir de hayrullah amca vardı.ulan hafif dokunsam adam alıyor levyeyi iniyor aşağı! bir yandan sövüyor bir yandan dövüyor. hızlı yaşa genç öl felsefesini benimsemiş bir çocuk olduğumdan benim korkum yoktu.. korkumun olmaması bu spora erken jübile yapmamla sonuçlandı ne yazık ki...