Bir şeyler yazabilmek suskunluğun sözcüklerine ayak ucuyla basarak
Basamak basamak düşüyor içimizdeki görünmeyen o ruh
Güya, elimizden tutan o sıcak el bir anda terk edip gitti bizi
Artık
Girizgah mesafesinde duran o güruhi nefes bizden çok uzak.
Portresinde çizdiği rüzgarın sesini duymadan öldü zavallı ressam
Azıcık sussam, ben duyar mıyım acep?
Adam avuç içindeki çizgeye bakıp kaderini okumasını bilmiyordu;
Çingene suretli bir kadına rastlayıncaya kadar,
Yineyi gene diye okudu ne adam anladı ne de ben.
iki perde sonra sufle vermekten yorgun düştü onun hayali
Perde perde düşüyor gaybı meşru her şey o malum hiçbir şeye
Perdelerin tülünden bakarken Madam Emma süzülür usulca uzanır yatağa o son ölüm
Le rideau desem kimsenin umrunda değil.
Kapı pencere ve duvar sıfat olsa bu dizede
Kurşuna dizilirken Balandi ve Alkozai
Kim korkar karanlıktan
Kapat tüm perdeleri, asıl korkak karanlık
Şimdi her şey kapı duvar.