bir misket oyunu.
çeşitli biçimleri vardır ama en çok oynanan şekli ( tabi sanırım son yirmi yıldır kimse oynamamıştır );
bir karenin dört köşesine ve birde merkezine birer çukur açılır.
oyun bu çukurlara belli bir mesafedeki çizgiden başlar.
ortadaki çukur kaptandır.
oyunun amacı misketinle her bir çukuru ele geçirmektir. bunun için o çukura misketini en son sokan kişi sen olmalısın.
kaptan çukurunu alan çocuk istediği anda kaptan diyerek çukuruna geri dönebilir. böylece çukura yaklaşan biri varsa kendi misketi ile onunkini vurarak uzaklaştırmaya çalışır.
çocuklar için misketle oynanan bir çeşit satrançtır. ciddi strateji gerektirir.
otobüs kullanmaz, minibüs kullanmaz, ticari taksi de kullanmaz, çünkü şöför değildir. uçak kullanamaz çünkü pilot değildir. kaptan olmak için yıllarca dirsek çürütmüş ya da çekirdekten yetişip alın teri dökmüştür. nefret eder sahip olmak için can attığı mesleğin isminin haketmeyenlere söylenmesine. fakat ne yazık ki yerleşmiştir dilimize bu durum. denizci bir millet olmayışımızdan kaynaklanır belki de bu durum. dikkat edelim...
Kaptan (yolculuk ne zaman?) şeklinde tam ada sahip olan bol metaforlu ortaçgil şarkısı. leman sam eşliğinde hayaller, kalp ve beyin arasında hat çizmenize yardımcı olur. sözleri;
aman kaptan
al beni götür denizlere
aman kaptan
al beni götür denizlere
ne yardan, ne serden
diyenlere sözümüz yok
yolculuk ne zaman
aman kaptan
al beni götür denizlere
aman kaptan
al beni götür denizlere
rotamız belli mi
yönümüz nereye
yolculuk ne zaman
aman kaptan
sıkıldık buralardan
usandık limanlardan
bıktık beklemekten
yolculuk ne zaman
aman kaptan
al beni götür denizlere
aman kaptan
al beni götür denizlere
bilinmezden korkmayız
faltaşı gözlerden
yolculuk ne zaman
aman kaptan
sıkıldık buralardan
usandık limanlardan
bıktık beklemekten
yolculuk ne zaman
aman kaptan
al beni götür denizlere
aman kaptan
al beni götür denizlere
rotamız belli mi
yönümüz nereye
yolculuk ne zaman
emeklilik gelenekleri;
' alabora olmuş bir tekneden sağ çıktığında eline bir çift kürek al ve karadan içeriye doğru yürümeye başla, ta ki birisi sana ' bu elindeki nedir?' diye soruncaya kadar. işte o zaman tam orada dur,bir tavuk çiftliği satın al ve başka hiçbir yere kıpırdama.'
bir hukukçuyla cebelleşip hakkini koruyabilecek kadar avukat olacaksın. her limanda önüne konan yüzlerce sayfa kıymetli evrağı özümseyip tereddüt etmeden altına imzanı basacak kadar kural nizam bileceksin. gittiğin her yerde bir milletin temsilcisi olup, bir konsolos kadar diplomat, işverenin özel literatürde söylediğini anlayacak kadar iktisatçı olacaksın. bir mühendis kadar mekanikten anlayacaksın. iyi bir makine mühendisinin her söylediğini özümseyecek, hiç düşünmeksizin hidrodinamik ve hidrostatik kurallarını uygulayabileceksin. bir oşinograf gibi denizleri anlayacak, astronom gibi yıldızları tanıyacak ve meteroloji uzmanı gibi rüzgarları koklayacaksın. elli kişinin iaşe ve ibadesini, restoranı da içinde olan bir otelin isletmesini yapar gibi sağlayıp, maaşları dahil tüm hesaplarını kuruş kuruş tutacaksın. otuz kişilik bir fabrikanın personel müdürlüğünü yapacak, eşinden, çocuğundan, sevdiklerinden ayrı sorunlarla yüklü insanların (kendin dahil) ruh sağlığını da koruyacak kadar psikoterapist olacaksın. her türlü hastalıkta derman dağıtabilecek kadar doktor olacaksın. tüm bunları gereği gibi yapabilmeyi başardığına kendin inanabildiğin gün saçların ağarmış, kamburun da çıkmış olacak. ve
yine ayni soruyu soracaklar "ne is yaparsın sen?" ve yine ayni cevabi vereceksin öğünmeden "kaptanım". umursamazca verilen cevaba ve yaşının gençliğine bakanlar yine soracak, yine, yine soracaklar hayretle "yani simdi su kocaman gemileri sen mi sürüyorsun?
mesleğimdir.
lise ve üniversitede toplam 8 yıl olmak için uğraştığım meslektir.
her limanda bir sevgili sahibi olmak deyiminden bıkıp usanmak yok öyle bir şey
dünyanın en zevkli ve zor mesleğidir bir ayda 5-6 ülke gezmenin zevkini alabileceğiniz, fırtınanın ve kötü hava koşullarının içinde kaldığınızda tanrıya sığındığınız, bilginizle insanları kurtardığınız
beyaz elbise ile dolaştığınızda tüm gözleri üzerinize cektiğiniz , ailenizden aylarca uzak kalarak onların özlemini cektiğimiz meslektir. (bkz: cpt cnone)
çok cefa çekip sonrada çok fazla sefasını sürebileceğin meslek.geminin güvenli* sevk ve idaresinden sorumlu olan kişi.belkide dünya üzerinde bukadar imkana sahip olupta *** bukadar lanet edilen başka bir meslek yoktur.gemi kaptanları çok fazla sorumluluğa sahiptir.en önemlisi gemide bulunan personelin can güvenliği.daha sonra taşınan yükün güvenliği gelir.
halk arasında; küçük büyük herhangi bir deniz tasıtını kullanan kişiye verilen ad.
otobüs veya minibüs şöforlerine söylenmemelidir. sonra kaptanlar kızar bak. aaa!