kaptanın çok sevdiği gazozlar var, şişenin tepesinden bakarken açık yeşil, yanından bakarken açık mavi gözükür. o da aynen böyle, farklı yerlerden bakınca farklı yönleri çıkıyor.
günlerden bir gün uzun bir sohbetimizi hatırlıyorum, bünyede alkol var, duygusallaşmışız, geçmişe efkarlanmışız... sohbetin ortalarında aynı saçak altına sığınan, kaçan mı daha çok ıslanır, sabit kalan mı muhabbetinden ırak yanyana iki insanız. sonlarında ise aynı yastığa saçlarımızı dökmüşüz, ben üşüyorum diyorum, o sarılıyor. üşüdüm deyince ceketimi vereyim diyen öküzlerden değil, çok kibar, çok tatlı, çok çok...
nedendir bilemiyorum nikinin bende ki ilk cagirisimi kaptan magara adami oldu. sonra sordum kendisine nikinizin su hikayesini ogrenebilir miyiz diye? hani otobuslerde olur ya kaptaaaaan arka kapi dedi. japon aksanindan miydi? bilemiyecegim ama , o an cidden utandim kendimden. ve vandal mimar olmaksizin itin gotune sokmustum kendi kendimi.*
bu sabah kalktim oturdum ve dusundum. bu nikte evet evet lutfen yoktu, malumunuz kibar bir insanim ayrica kendisini sikildigim bir aksam koreye davet edecek kadar da zengin. gelicem dedi ama pasaportu yokmus iste olmadi. neyse kaptan arka kapi onun icin sadece yeni bir proje. kendisi durak gelmeden once, inecek butonuna ilk basmak icin cabaliyan insandan cok benim gulen yuzum.
ilk girdiği entrylerin seri olarak kötü oylanmasıyla sözlük ibneleriyle tanışan yazar. diğer ibne de benim, aktif olduğumu belirterek sözlük ibnelerine selam ederim.
bugün sıçan gibi ıslandım diye üzerindeki kazağı ve montu bana verip bu allahın belası yağmurda evine atletle gitmiş fedakar insan.
-kaptan nasıl gideceksin sen atletle ya? manyaaaak!
-hmm, ayakların da ıslanmıştır, dur şurdan çorap alalım
-sana diyorum!
-çorap çizgili mi olsun baklavalı mı?
-kaptaaeeen!
-tamam tamam desensiz alalım
kaptan... bildiğin deli, evrende serbest dolaşan bütün enerjiyi emip etrafa saçıyor, durakta taksi beklerken i'm gonna live forever/i'm gonna learn how to fly, high! diye bağıra bağıra şarkı söyleyebiliyor. buraya kadar tamam bunları her deli yapar da "hadi iki parende atalım da şarkının havasına girelim" diye kudurmuyor mu deli oluyorum! hasta oluyorum! hastasıyım!