kapitalizmin yıkılması

entry33 galeri0
    1.
  1. bütün kurumsallaşmış idealar yıkılmadan imkansızdır.

    sermayeye yön veren güçler; kişilerin, sınırlı kaynakların bölüşümü sırasında kendi payına düşen bütçeyi kerteriz alarak siyasal tutum sergilemesi yerine kabile aidiyetleri ile siyasal tutum alması için ellerindeki muazzam gücü kullanmaktan çekinmeyeceklerdir.

    örneklemek gerekirse, türkiye'de asgari ücretle çalışan kişiler, dört kişilik bir aileye sahip ise açlık sınırı altında yaşamak zorundadır.

    lakin aynı kişiler, oy kullanırken kendisini net olarak ilgilendiren bu ölçülebilir-bilimsel değerler yerine, kabile aidiyetleri ile siyasal konum almaktadır.

    açlıktan nefesi kokan, çocuklarının temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan bir kişinin, kalkıp da üstüste akp'ye oy vermesi bunun birincil dereceden örneğidir. hadi kendince karşıt cenaha dahil olan kişileri de es geçmeyelim, pek sevimli bir chp'li de ilhan kesici'nin imf politikalarını kerteriz alarak oy kullanmaz, kendini ait hissettiği kabilenin selameti için oy kullanır.

    velhasıl, temsili demokrasi sizin nasıl düzüleceğinize, sizi en makul şekilde kandıran kişilerin karar vermesidir. hali ile kapitalizmin kendini yenilemesi yolunda herhangi engel teşkil etme olasılığı yoktur.
    2 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. sonu gelen gider mi? giden yeniden gelebilir mi?
    kapitalizm kendi başını yiyebilir mi?
    çağrışımlar için: "kardeşini elinden tut getir çocuğum?"
    0 ...
  5. 4.
  6. kapitalizm in sonunun geldigine katilamamam. ama artik "eger kapitalizm sonuna gelirse neler olacagini " görebiliyoruz. su an icin daha "yutulacak bir sürü kücük balik" mevcuttur. o kücük baliklar da yenilip yutulduktan sonra, büyük baliklar birbirlerini yemeye baslarlar. en son tek bir balik kalir, onun beslenebilecegi bir balik artik piyasa da olmadigindan o da acliktan ölür.

    yani kapitalizm in "büyük balik kücük baligi yutar" mantigi bastan sakattir.

    sonrasinda ne olur, bu islemler nasil olurlar, onu da olaylar bize gösterir.
    1 ...
  7. 5.
  8. dünya için belki de en büyük iyiliklerdir biri olacaktır. afrika daki çocukta avrupa daki çocukta bir olacaktır. biri para içinde yüzerken öteki sefalet içinde yüzmeyecektir. biri insanken diğeri de insan olacaktır. duacıyız.
    7 ...
  9. 6.
  10. her ne kadar bazi bunyeler kabul edemesede gerceklesmeyecek olan hadise.
    1 ...
  11. 7.
  12. 8.
  13. fanteziden ibarettir. yıkılmaz. yıkılamaz. (bkz: adamın götünden kan alırlar kamil)
    2 ...
  14. 9.
  15. yıkılmadan dur, şundan bahsedeceğim.

    biri çıkıp diyecek ki " insanlar birbirini öldürmeye başlar " sonra diğeri ;

    " sürgüne gönderilen kralın halkına dönüp; - halkım şimdi bensiz ne yapacak - demesine benziyorsun "

    yıkılmaz. çatlak oluştursan bile yıkılmaz. olmayacak olandır malesef. evet ütopyadır. güzeldir, hoştur, için kıpır kıpır olur. ursula okursun - ah ulan anarres - dersin. fakat bu kadar dini inanış ve temsilcisi milyonlar varken, ve paraya ihtiyacı olan tanrılar mevcutken, bırak kapitalizm'i bizim yanda ki süpermarket bile yıkılmaz.

    mormonlar bile 2 milyon oldu. o derece vahim yani.
    3 ...
  16. 10.
  17. ferrarisini beleş veren bilgenin dünyaya inişiyle kutlamalar başlayacaktır.
    0 ...
  18. 11.
  19. kehanet, fantezi, hayal vs. değil, bilimsel sosyalizme göre bir ekonomik zorunluluktur. bununla birlikte, kesin bir zaman verilmemiştir. zaten asıl falcılık odur.

    (bkz: okuyalım öğrenelim)
    0 ...
  20. 12.
  21. önce şiddet'in kulvar değiştirmesi lazım zihinlerde. şöyledir ki ; " binalara zarar vermek, şiddet değildir. " evet. cinnet'in ta kendisi. zengin büyür, fakir küçülür, ortada kurbağayı öpünce prense dönüşecek hayaline siktir çekmiş insanlar görünce, ya da superman'i çizgi roman olarak görüp, evrensel insan kitabını okuyanlara rastlayınca cinnet kaçınılmaz olacaktır. o zaman tekrar sorabiliriz "kapitalizm'in yıkılması" sorularını. şimdi daha çocuğuz, korkutulduk ve hüküm altında olmaktan hoşnutuz, ya da kırbaç boyunduruğunda olmaktan.

    şimdi efendilerimiz var. hocalarımız, ilahilerimiz ya da tanrılarımız.

    her şey güzel olacak.
    0 ...
  22. 13.
  23. kapitalizmi daha iyi anlamak için,
    "capitalism: a love story"
    "kapitalizm: bir aşk hikayesi"
    2009 yılının en iyi filmleri arasında gösterilen, michael moore'un yazdığı ve yönettiği filmi tavsiye ederim..
    0 ...
  24. 14.
  25. 15.
  26. elbet bir gün gerçekleşecek olaydır. koca osmanlı yıkıldı, kapitalizm mi yıkılmayacak mına koyim.
    1 ...
  27. 16.
  28. abd'de bile her krizle sorgulanan kapitalizm maşallah bizim gençlikte pek bi benimsenmiş, içselleştirilmiş, tanrı yerine konmuş.

    'yıkılmaz yıkılmamalı, olmaz n'ayıırr n'olamaz.' nedir aga?..

    benim anladığım budur:

    'ooohhh devam ettt, eveeett eveeet eveeeettt, hayır yıkmayın.... devam ett evet böylee... oohhhşşş'

    http://static.palhaber.co...in/8/penguen_kapak340.jpg

    (bkz: mazoşizm)

    bu da var:

    olmayacaksa da, fantezi olsa da, ütopya olsa da başka bir dünyanın olabileceğine inanmak veya bu uğurda çaba sarf etmek cesaret ister, vicdanlı insanların yapacağı ciddi bir iştir sisteme karşı çıkmak.

    (bkz: konformizm)
    1 ...
  29. 17.
  30. ve tanrı sosyalizmi yarattı. onlar erdi muradına biz çıkalım kerevitine diye biten bir masal ın adı.
    0 ...
  31. 18.
  32. hani imkansız diye bir söz vardır ya; işte bu konu tam ona göre...
    0 ...
  33. 19.
  34. komünizm ve sosyalizm dünyada uygulanabilmesi için avcı toplayıcı hayata geri dönmemiz ve arabalarımızdan cep telefonlarımızdan lüxlerimizden vazgeçmeliyiz. diğer türlü fantezi kurmaktan ileri gitmez durum.
    0 ...
  35. 20.
  36. 12. KAPiTALiZM ÖMRÜNÜ TÜKETMiŞTiR

    Kapitalist sistem yalnız verimsiz, müsrif, akıldışı ve adaletsiz değil, aynı zamanda çöküntü halindedir.

    Bunalım döneminde sistem öylesine çöker ki, toplum, kendi içindeki işçiler tarafından duyurulacağına, giyinip kuşanacağına ve barınacağına, sadakalarla, yardımlarla uydurma işlerle ve buna benzer yollarla, işsizleri doyurma, giydirme, barındırma yükünü yüklenir.

    Sistemin üretimi tıkanıklığa uğratması, yalnız bunalım dönemlerinde olsaydı, kapitalizmin, üretici güçlerin gelişmesini sürekli değil, sadece geçici bir süre engellediği öne sürülebilirdi. Ama durum bu değildir. Harvard işletmecilik Yüksek Okulu Profesörü Schlicter diyor ki: "Sanayiin tam kapasite ile üretim yapamaması yalnız depresyon zamanlar
    ına özgü değildir. Bugünkü ekonomik düzenlemeler altında, teşebbüslerin çoğu, ödeme yapabilme durumlarını korumak için normal olarak üretimi sınırlamak zorundadıriar."

    Savaşın çok büyük sayıda insan kaybına ve muazzam ekonomik zararlara yolaçmasına karşın, kapitalist ülkeler,
    gene de savaşa giden yol üzerinde yürümeye devam ediyorlar. Böyle olunca da sistemin sürekliliğinin tehlikeye girmesine, insan soyunun yokolması olasılığının bir gerçek olarak belirmesine karşın, kapitalizm, bir savaş biter bitmez bir başkasının hazırlığına başlıyor.

    Başka seçeneği yoktur. içinde yuvarlandığı çelişkiler, onu barış zamanında üretim kapasitesini ya yanlış kullanmaya, ya da eksik kullanmaya sürüklüyor. Sadece savaş sırasında ya da savaşa hazırlık sırasında, bolluk üretebiliyor. Kendi ölümüne yolaçacak silahlan hazırlamadan kapitalizm yaşayamaz.

    Kapitalizm, değişmek için olgun hale gelmiştir.
    Yeni sistem, "sipariş" edilemez. O da tıpkı kapitalizmin feodalizmden doğup gelişmesi gibi, eski sistemden doğmak zorundadır. Yeni toplumsal sistemin tohumlarını, kapitalist toplumun kendisinin gelişmesi içinde aramamız gerekir.

    Çok ötelere bakmamıza gerek yok. Kapitalizm, üretimi,
    bireysel bir süreç olmaktan çıkartıp, kolektif bir sürece dönüştürdü. Eskiden malları, kendi dükkânlarında kendi araçları ile çalışan tek tek zanaatçılar yapardı. Bugün ise üretilen nesneler, dev fabrikalarda, karmaşık makinelerde, birarada çalışan binlerce isçi tarafından yapılmaktadır.

    Gittikçe büyüyen fabrikalarda, her an artan insanların biraraya gelmesiyle üretim süreci durmadan toplumsallaşıyor.

    Kapitalist toplumda, şeyler elbirliğiyle isletilir ve elbirliğiyle yapılır, ama bunlar, yapanların ortaklasa malı (mülkü) değildir. Makineyi kullananlar, onun sahibi olmadığı gibi, sahipleri de makineleri kullanmazlar.

    Kapitalist toplumun temel çelişkisi de burada yatar: üretim, toplumsal olduğu, kolektif çaba ve emeğin bir sonucu olduğu halde; ürünün mülkiyeti, özel, bireyseldir. Toplumsal olarak üretilen ürünler, üretenlere ait olmayıp, üretim araçlarının sahiplerinin, kapitalistlerin malıdır.

    Bunun çaresi ortadadır: üretimin toplumsallaştırılmasım, üretim araçları mülkiyetinin toplumsallaşması ile birleştirmek. Toplumsal üretim ile özel mülk edinme arasındaki çelişkiyi çözümlemenin yolu, kapitalist toplumsal üretim sürecinin gelişmesini mantıkî sonucuna götürmek, yani toplumsal
    mülkiyete ulaşmaktır.

    Bugün Birleşik Devletler’deki işyerlerinin çoğu, şirketler tarafından yürütülür ve bu şirketlerin sahiplerinin ortak olmalarına ve kârları kendilerinin almalarına karsın isletmeyi yönetme işi ücretli yöneticiler tarafından yerine getirilir. Bu şirketlerin sahiplerinin yönetim ve isletmeyle ilişkisi ya pek azdır ya da hiç yoktur. Mülkiyetin bir zamanlar bir işlevi vardı, şimdi asalaklık ediyor. Kapitalistlere bir sınıf olarak artık hiç gerek kalmadı. Bunlar toptan aya taşınsa, üretim bir dakika bile durmaz.

    Üretim araçlarının özel mülkiyeti ve kâr dürtüsünün sonu geldi. Kapitalizm, yararlılığını tüketti.

    Onun yerine yeni bir toplumsal düzen doğuyor: Sosyalizm.

    LEO HUBERMAN

    SOSYALiZMiN ALFABESi
    1949
    1 ...
  37. 21.
  38. 22.
  39. bir gün mutlaka ama mutlaka gerçekleşmek zorunda kalacak olaydır. evet gerçekleşmek zorunda kalacaktır. çünkü insanoğlu giderek uyanacak, çıkış yolunun kapitalizm olmadığını görecektir. bundan öte, kapitalizmin yeni nesillere balık tutmayı öğretmeyip, balık verdiği sistem kendini çökertecektir. insanlar düşüncelerini özgürce dile getirebiliyor,ama artık düşünemiyorlar. bu sistem, doğa'nın, insanlığın, değerlerin yok olmasına yol açıyor. zengin-fakir arasındaki fark giderek büyüyor. marx, kapitalizm'in fazlası komünizm'i getirir diyor. kapitalizm sonrasında, komünist bir dünya sistemi gelir mi bilmem ama, kapitalizm'in -biz göremeyecek olsak da- bir gün çökeceği aşikardır.
    1 ...
  40. 23.
  41. malesef yıkılması gayet yakındır. devletleri kendilerine borçlandırmışlardır. bir çok devlet yıkımın eşiğindedir.

    amerika almanya gibi sağlam ekonomilerde bile çanlar çalmaktadır. kapitalizmi batırcak olan şey devletleri aşırı borçlandırmasıdır.
    1 ...
  42. 24.
  43. abd'nin kendi eliyle yerine gerçekleştireceği eylem olacaktır. tarihte hep öyle olmuştur. kutsal kitabımızda bile "faiz ve haksız kazançta haddi aşanları yerle bir ettik" uyarısı vardır. demek ki fazla birşey kalmamış.
    1 ...
  44. 25.
  45. tüketim kültürü ve çılgınlığı sona ermedikçe mümkün değil.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük