insana layık olan, insanca bir yaşam idealine dayanan sosyalizmi eleştirirken sosyalizmin insan tabiatına aykırı olduğunu ortaya atan fikriyatın sahibi kişidir.
şöyle ki bu aykırılığı ortaya atan kişi insanın kendini düşünen bencil bir hayvan olduğunu, diğer hayvanlar gibi hayatta kalabilmek için öldürmesi gerektiğini dolayısıyla üstün insanların zayıf insanları pek tabi ezebileceğini bunun doğa kanunları gereği zayıf olanların seçilimi ve yok olması esasına dayandığını, hayvansal bir içgüdü ile hep daha fazlasını istediğini iddia eden hayvan oğlu hayvandır.
sosyalizm ise tersine insanın hayvanlardan farkının düşünmesi olduğunu, düşünce ve akıl sayesinde iyiliğe güzelliğe ulaşabileceğini, insanların kendilerine yakışan bir hayatı hak ettiğini, sömürünün bir hak olmadığını, güzelliğin ve paylaşımcılığın esas olduğunu öne süren bir sistemdir.
şimdi bir de dinci trıslar çıkıp diyecek ki vay efendim insan hayvan değildir. bunların hepsi şeytanın işidir. ancak onlar da bu işten nefis diyerek kolayca sıyrılıyorlar; onlara göre insan nefsi her türlü pisliği yapmaya mukabil ama din var ve din buna tek engel. dinci işte tecavüz etmez çünkü günahtır. onlara laf yok ramazan olduğu için pide yesinler...
en azından farklı sistemleri savunanlara 'hayvan' damgası vurmayan, sosyalizmin özgürlük olduğunu söyleyip, kendilerinden farklı düşünenleri hayvanlıkla suçlayanlara karşın, bireyselliği bencillikten ayırıp farklı düşüncelere saldırmayan kişidir.
kendisine şiddetle charlie chaplin in filmlerini izlemesini tavsiye edeceğim kişidir. eğer hala kapitalizmi savunuyorum diyorsa da insanlığı üzerinde bir kez daha ve daha şiddetli tavsiye edeceğimdir.
bu yazılanları iyi okuyun kafanızın bir kenarına not edin çünkü bir daha içinde kapitalist, kapitalizm geçen başlıklara yazmayacağım.
kabaca iki tip kapitalizm vardır.
birinci tip olanı devlet kapitalizm yani planlı ekonomi, ikinci tip olana bireysel kapitalizm - hür teşebbüs de diyebiliriz- denir.
genelde bireysel kapitalizmin bireysel kısmı kafadan siktir edilerek kahrolsun kapitalizm denir.
peki bunu diyenler bireysel kapitalizmin gidip yerine devlet kapitalizmin geleceğini bilmezler mi?
bir çoğu bilirdi ama işlerine gelmezlerdi bilemzlikten gelirdi. hani şu bizim çanakkale muhaberelerini kurtuluş savasına eklemdirenler gibi bilemezlikten gelip kahrol kapitalizm al sana bomba diyerek devlet kapitalizmini yüceltirlerdi.
bunun sonucuda vasatın altında birlik diktası ile insanlar zapt-ı rapt altında alıunmış bireysel yaratıclık baskı altına alındığından dolayı ne yazık ki donuklaşılmıştır.
kusura bakmayın ama eğer benim roly royce binecek yeteneklerim varsa tutup da trabanta binemem ve bunu da kimsenin kabul edeceğini zannetmiyorum.
fakat değil trabanta at arabasına binecek kabileyetin zekatı bile olmadan kurnazlıkla roly royce binmeye kalkanlar çoktur hatta bunu binenler vardır.
işte kurnazlıkla şeytanlıkla atını koşturan lümpenlerle mücadele esastır.
gerçi türkiyenin büyük bir oranı lümpendir. onlar ya fakir ya zengin olarak ikiye ayrılır ama bu entryi fazla uzatarak devrelerinizin yanmasını pek istemiyorum ve entryimi pol pot'un sözüyle bitiriyorum;
Hayatta kalmanız bizim için bir kazanç olmadığı gibi, ölmeniz de bizim için bir kayıp değildir.
edit: bu arada bendenizin gayet doğal biçimde kapitalizmi savunduğumu eklememe gerek var mı acaba?
muhtelemen hem zengin hem duyarsız kişidir. ya da kapitalizmin şu an için kendisini en iyi şekilde yöneteceğine inandığı sistem olduğunu bilen kişidir.(brah son cümleye bak)
fazla kapitali olan kişidir. ülkemizde paraya para demeyen çoğu holding patronu bu kategoriye girer. adam sistemi kurmuş, gereken mercilerden desteği almış, elini ayağını işten çekmiş, fabrikaları genel müdürüne devretmiş, adamların en büyük derdi oturduğu yerden 'bugün kaç para kazandık acaba' diye düşünüp muhasebecisini aramak. yaşadıkları hayata bakınca kapitalizmi savunmalarına şaşırmamak lazım. çok fazla parası olan herkez kapitalizmi savunur çünkü çok parası olan yettiği kadarını değil, daha fazlasını ister.
