kapitalizmi kötü göstermeye çalışan sözlükçüler

entry2 galeri1
    1.
  1. kötü göstermeye çalışmak yok, zatı zaten kötüdür.
    1 ...
  2. 2.
  3. 1970'lerin sonu, 80'lerin başından itibaren başta avrupa olmak üzere bütün dünyayı etkileyen yine bir kriz dönemi oldu. çözüm olarak ise keynesçi ekonomi olarak adlandırılan yönetim modelinden, neoliberal yönetim modeline geçildi. özellikle ilk örnekleri 'thatcherism' ve 'reagansim' adı altında. bu dönüşüm süresince eski ekonomi modelinin; yüksek ücretlerle iç pazarı destekleyen, korporatizm adı verilen ve ekonomik yönetim sürecine devlet ve işveren grupları ile birlikte işçi sendikalarının da katılımını garanti eden, devletin sosyal eşitlik ve refahı bir nebze de olsa korumak için piyasaya müdahale etmesini garanti altına alan yönlerinden de vazgeçilmesi gerekti. amaç elbette sermayenin kesintisiz birikimini ve karını garantiye almaktı.

    tabii geçilen neoliberal süreci bir şekilde meşrulaştırmak gerekliydi. sonuçta sistemin kendisi milyonların geçmişte onlarca zorlukla elde ettiği kazanımların hepsini bir çırpıda yok etmeyi içeriyordu. öyle ki zenginleşme (kalkınma!) denilen şey; ülkeye yabancı yatırımcı çekebilme kapasitesine (ki bugün ne kadar ölümcül etkileri olabildiği sanırım herkes için aşikardır) ve dolayısı ile de uluslararası 'rekabet edebilirlik' diye bir şeye indirgendi. bu ise; işçi ücretlerinin düşürülebildiği kadar düşürülmesi, işsizlik güvencelerinin yok edilmesi, en temel hizmetlerin özelleştirilmesi anlamına geldi. kısa zamanda o kadar çarpık bir sistem yaratıldı ki fırsat eşitliğinin 'tamamen' yok olduğu, o meşhur kast sistemine oldukça benzeyen bir yapı ortaya çıktı. fakir olanın çocuğunun her şeyin piyasaya bırakıldığı, devlet desteğinin neredeyse hiç olmadığı bir sistemde; zenginin çocuğu ile 'nispeten' eşit şartlarda mücadele edip, hiyerarşide yukarı tırmanmasının imkansız olduğu bir sistem. hatta sistemin kendisi o kadar acımasız ki; medeniyetin yuvası olarak görünen yerlerde bile milyonlarca bankalar tarafından haciz edilmiş içi boş evi ve milyonlarca evsizi aynı noktada buluşturabiliyor.

    tabii özellikle böyle bir sistemin devam edebilmesini sağlamak için bir şekilde 'meşrulaştırılması' gerekiyordu. bu da sistemin baş edilmesi imkansız yapısal haksızlıklarına hiç değinilmeden, bir piyasa güzellemesi yapılarak mümkün oldu. öyle ki 'müdahale edilmeyen' bir piyasanın; görünmez bir el gibi kendi kendini düzelteceği ve en çok 'mutluluğu' sağlayacağı yalanı ortaya atıldı. hatta bununla da yetinilmedi. ilk olarak ingiltere'de thatcher, amerika'da reagan hükümetleri tarafından, piyasanın gelişmesinin tek şartının 'zorunlu olarak' ücretlerin baskılanması olduğu ama bunun da herkese iş sağlayacağının garantisi olduğu söylendi. böyle bir sistemde işsiz kalmanın sistemin kendisinin değil, kişinin suçu, tembelliğinin bir sonucu olduğu yalanı ısrarla vurgulandı. tabii aynı zamanda medya ısrarla, fakirken bir şekilde zengin olmayı başarabilmiş avuç içi kadar insanı "ah işte bakın isteyince oluyor, eğer fakirseniz hata sizde, bizde değil" diyerek milyonlara gösterdi.

    şimdi gerçekten merak ediyorum sevgili arkadaşım. eğer bir iş adamı çocuğu filansan sana hiçbir şey demeyeceğim. sonuçta sistem sana çalışıyor, sen de kendince onu güzel göstermek için yalanlar söylüyorsun. belki yine yaptığın şerefsizlik ama en azından anlaşılabilir olanından. ama eğer bunlardan hiçbiri değilsen ve 'en iyi ihtimalle' aldığın bir kaç bin tl'lik paradan dolayı bunları yazıyorsan, hiç kusuruma bakma ama cidden sen kafayı yemişsin. tedavi ol.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük