bundan 150 yıl önce yapılmış olan bir eylemdir. fakat insalık hala kabul etmemekte. halbuki bu sistemi deşifre eden marks'ın, daha yakına gelirsek lenin'in yazılarını okuyacak olursak günümüz toplumunun bir yalandan ibaret olduğunu görebiliriz. birileri bizlere yalanlar söylüyor ve biz de bunları yiyoruz. işte sadece kan ve gözyaşından oluşan bu barbarlık düzenine karşı başka bir dünya mümkün naraları atmak yeterli. fakat bu mücadele daha yüzyıllar alabilir. fakat bu hiç önemli değil, önemli olan çocuklarmıza gelişmiş bir dünya bırakmak. şimdilik bu mümkün değil fakat gerçekçi olursak gene de başarılabilir.
Denizde bir bulutun öldürdüğü
Japon balıkçısı genç bir adamdı.
Dostlarından dinledim bu türküyü
Pasifik'te sapsarı bir akşamdı.
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Balık tuttuk yiyen ölür,
birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Tuzla, güneşle yıkanan
bu vefalı, bu çalışkan
elimize değen ölür.
Birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Elimize değen ölür...
Badem gözlüm beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Üstümüzden geçti bulut.
Bu gemi bir kara tabut.
Badem gözlüm beni unut.
Çürük yumurtadan çürük,
benden yapacağın çocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir ölü deniz.
insanlar ey, nerdesiniz?
Nerdesiniz? nazım hikmet ran