liberal ekonomilerin de sahip olduğu ilke "laissez faire, laissez passer". anlamı "bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler" dir. bireyin hiç bir keyfi uygulama ile mülkiyetine, hele hele de devlet eli ile bir müdahalesi söz konusu olamaz.
herkes negatif özgürlük doğrultusunda istediği şekilde emeğini zenginleştirebilir, mülk hakkına özgürce sahip olabilir.
bu john locke'a göre insanın doğuştan getirdiği bir haktır.
birey, başka kimseye ait olmayan bir nesneye, (örneğin elma ağacı), kendi emeği ile bir şey katmış ise, elmaları toplamışsa bu onun özel mülkiyetidir.
taşınır ve taşınmaz maldır en amiyane tabir ile.
olay bundan ibarettir..
bunun dışında kapitalizme:
-kadın, şehvet vs..
bunlar bireylerin kendi aşırıya kaçmaları sonucudur.
kapitalizm bunu engelleyecek değil elbette, o bir özgürlük sundu ise bunu kötüye kullananlar nedeni ile yine ona laf atılmamalıdır.
din:
dinler arası çatışma, inanan inanmayan arası anlaşmazlık ve dini duyguları istismar ederek gaza getirme. para:
emeğin gözardı edilmesi, babadan zengin olma ve saygınlık yoluyla değer piyasasının rağbet görmesi ve insan ticaretidir *
eee üçüncüsü nerde diyeceksiniz.
valla aradık lakin pek bir şey bulamadık.
bu iki etken kapitalizmi anlatmaya yetiyor gayet.