haklı olan insandır. günümüzde herşey çalışmayla, zekayla bilmemneyle olmamaktadır. şimdi sorarım size siz kraliyet ailesi üyelerinden, fabrikatör oğullarından, hatırlı kişi çocuklarından daha mı aptalsınız, daha mı güçsüzsünüz de onlar sizden daha iyi yaşıyor? hayır efem bunların hepsi doğumla alakalıdır ve siz bu sömürgeliciliği, bu vahşeti, bu altta kalanın canı çıksın sistemini doğanın kanunu diyerek savunamazsınız. vahşetten kastedileni merak edenler şu petrol savaşlarına baksınlar, anlarlar.
insanlığın bir bilincin sonucu ortaya çıktığını unutmamak gerekiyor. salt doğanın kuralları yaşamımızda geçerli değil. doğuştan gelen özellikler ile toplum hiyerarşisini belirlemiyor insanlar. insanlık basit bir ekonomik sosyal olayların sonucu değil, bilincin eseridir ve eğer insan bilincine, onuruna ve ilerlemesine karşı bir sistemi savunuyorsak işte o zaman insan doğasına aykırı gelmiş olur, eşyanın tabiatına aykırı davranırız. hal böyleyken erimiş beyin kıvrımlarından fikir ortaya atmak akıntıya kürek çekmekle eş. "çelik çelik ayna" tarzlı orta okul öğrencisi olmak bazen gerçekleri görmeye engel oluyor? öyle değil mi ortayolcu arkadaşım? sen hiç cevap verme, öyle öyle...
kafasi calisanlar bir sifir yenik basladiklari hayata bu sistem sayesinde beraberliğe hatta galibiyete ulasabilirler.
kafasi calismayanlar ise ne yazik ki arabesk bir sekilde maglubiyete aglarlar ve maglubiyeti galibiyete cevirenlerden intikam alircasina pis isbirlikci, sermayeci falan filan diye yaftalamaya bayilirlar.
herneyse hala bu sistemi baltalamaya ve bireysel kapitalizm yerine devlet kapitalizmi isteyenler yahut memurizm yapanlar ise sandiğa gömüldüğü için sonlari hazin olmaktadir.
şimdi bu akp hukumeti kapitalist hukumet midir? kesinlikle değildir. sadece gibiymiş gibi yapan ahalicilik temeline dayanan politakalar ile idare etmektedir.
bir takim ittihatcilar ve onlarin karsiti olan camii parfumlu siyasetcilere bu ülkede bir yarar olmayacaği asikardir.
ne zaman sermaye birikimi olur ve adem-i merkezciyetlik arz-i endam eder ve yiğin piskolosijinden cikarsak biz o vakit avrupadaki gibi - hatta anglo sakson kavimler gibi-
muassir medeniyetler seviyesine ulasiriz.
daha önce yazdiğim konulari tekerür etmeye gerek duymadim- cidden bikkinlik veriyor- ondan bir id'i ile konuyu tamamlayayim.
sadece parası olanın kazandığı, bir tarafta insanlar paralarına çuval ararken diğer taraftaki insanların açlıktan ve sefaletten öldüğü vampirik ekonomik sistem kapitalizm.
parası olanadır herşey kapitalist düzende. aç mısın, kolay abim. hasta mısın, hiç problem değil; sen paradan haber ver. paran mı yok, e o zaman da bi zahmet siktir git geber açlıktan, hastalıktan. bize mi sordun parasız kalırken?
objelerin kullanım değeri ve değişim değeri arasındaki fark hidroliktir ki bu sistemin en irite edici özelliği de budur. şimdi bir ocak düşünün, dört hanesi bulunan ve üzerinde aynı anda dört tencere ile dört farklı yemek pişirilebilinen. bu ocağın değeri normal şartlarda 10 lira olsun. ama eğer ülkede bu ocağın fabrikasında bir problem çıkarsa ve bu ocağın üretimi durdurulursa ocağın -değişim- değeri de anında 30 liraya fırlar. halbuki hala bu ocak ile aynı anda 4 yemek pişirebiliyorsun, objenin verimi, yani kullanım değeri hala aynı, bu ocak fabrikada üretilirken harcanan emek ve para miktarı da aynı; ancak piyasada örneklerinden çok fazla olmadığı için anında fırlar değeri. ne o; serbest piyasa, rekabet...
zengini daha zengin, fakiri de daha fakir yapmaya çalışan sistemdir kapitalizm. hani bir ülkenin gelişmişliğinin en büyük göstergelerinden biri zengin ile fakir arasındaki uçurumdur ya, işte kapitalizm bu uçurumu her geçen gün daha da büyütüyor, toplumu her geçen gün daha da geriye atıyor.
insana sırf insan olduğu için değer veren,sömürgeciliğe karşı insandır.yazık ki içinde yaşadığımız dönem için türkiye kapitalizmin en vahşisini yaşamktadır. bugünler umarım çabuk geçer...
illa ki komünist veya marksist olması gerekmeyen insandır. kapitalizme karşı çıkarken de aynı zamanda komünizme veya marxist sosyalizme de karşı çıkabilir gayet. yani demagoji buraya vardırılmak isteniyorsa yapmayın diye yazayım dedim.
bilgi esittir iyi bir yasamdir. nedense iyi bir yasami saglayan seyin bilgi ve bunun getirisi olan maddi kazanc oldugu pas gecilmekte ve kapitalizm esittir para kazanma ekseninde oturtulmak istenmektedir.
hemen hepimiz iyi bir yaşam için cebellesiriz ama bunu kimimiz saglar kimimiz saglayamaz.
bu yuzden dolayi hala insanin gercek sorunlarinin parasi olduktan sonra ortaya ciktiğini pas gecmekteyiz.
kolektif sistemler neden çökmüştür ey kariyun-u kiram?
kollektif sistemler insanlarin ac gözlüğü yüzünden çökmüştür.
bunun sebebi belki kremlinde bir zamanlar oturmuş olan pos biyikli ayi dönemi inceleyerek çözebiliriz.
nedense bazilari castro ile stalin'i ayni ekzene oturtmaya calismakta ve cia gazina yahut kgb gazina gelip ya tu kaka yapiyorlar yahut yüceltiyorlar. - kgb sizlere ömür oldu bu ayri mesele simdi-
castro ahalisi tarafindan sevilen ve dunyanin onunde saygiyla egildiği bir liderdir. - bu satirlarin yazari castroyu sevmekte fakat insanlarin ütopyosini bok ettiği için pos biyikli ayidan haz etmemektedir-
bilgili ve kafasi calisan insan sistemde ayakta durabilir. hatta sistemin egemenlerinden biri olabilir.
hayat zor sartlar kelek falan filan işte bu sistem kötü falan filan terane üretmek cok cok basittir.
her cagda hayat zor sartlar kelek falan filan fesmekan olmuştur.
rekabetin olmadiği yerde maltepe samsun sigarasina talim edersin, rekabetin oldugu yerde light marlboro'nun dumanini savurursun.
ama sen diyorsan ben 80 öncesi burjuvasi komporodor olan yokluk cekilen ve fakirdik ama mutluyduk (!) romantizmi başat olan bir ülkede yokluklar ve keleklikler içinde kalmak istiyorsan o ayri meseledir.
esasinda bize gereken ikinci dünya savasindan sonra almanya'nin yasadiği yikinti ama savaslar devrinin bittiği bir zaman da bu cok zor artik.
ideolojiler iyi yasatmaz insanlari, sadece kaliplar arasinda peşin fikirler sahibi olmasina yarar.
Belki de hümanisttir..Afrika daki ağzını burnunu sinekler zaptetmiş çocuğu görünce üzülüyordur belki.Ne biliyim belki de her savaşın aslında sermayeler arasında olduğunu okuyuvermiştir bir yerden.Ondandır yani .
şimdi eşitlik olgusu yalnızca fiziksel ve ruhsal mıdır? bu tür eşitsizliklere bilim bir çare bulmadıkça- zaten bu imkansız gibi- bu eşitsizlikler "doğa kanunlarının" geçerliliğini gösteriyor. fakat sağlıklı her birey en azından fiziksel ve ruhsal anlamda sağlıklı her birey adaleti hak etmiyor mu? doğuştan gelen para, miras yoluyla zenginleşmenin önüne geçilebilir. bu eşitsizlikleri kaldırmak için bilime- fen bilimleri- değil akla ihtiyaç duyuyoruz. bu tür eşitsizlikler ile görünüm eşitsizlikleri aynı kefeye koyulamaz, karşılaştırılamaz. karşılaştırılsa bile elmalar kümesi ile armutlar kümesini eşleştirmeye benzer. fakat gerçekteki bağıntı bu kadar basit ve düz değildir.
kapitalizmin getirdiği eşitsizlikler üretim biçiminden kaynaklanıyor. bir kısım insan sırf sahip oldukları üretim araçları sayesinde, kapital sahibi oluyor sonra kapitali yatırıma ayırarak daha fazlasını kazanıyor. karşısında ise 1 koyup 3 alanlar buluunuyor. sorun üretim araçlarına sahip olmakta, bunun nasıl olduğuna bakılarak eşitsizlikleri yok göremeyiz. ilerleyen bir insanlık için bu çelişkilerin yok edilmesi şart. aksi halini anlatmak bile istemiyorum.
maddi-manevi eşitsizlikleri yok etmek kendi ellerimizde. ileriye doğru yürüyen insanlığın bunu başarması hayal değil gerçek ve tarih bunu bize kanıtlyacaktır.
