ferdi güdüleri kutsayan, bireyi kendi çıkarı için çalışmak-kendi özel yararlarını garanti etmek için marksist doktrine karşı vaatte bulunan bir eksen olarak kabul eden ferdi bir doktrindir demişti rahmetli laklik hasan aga.
Zenginin daha zengin.
Fakirin daha fakir olduğu boktan bir sistem.
Sizin ineklerinizi alıyorlar.
Karşılığında para karşılında süt satıyorlar.
işte Kapitalizm böyle bir şeydir.
sermayeyle müktesebatlı olan tüm kurumsal dini yapılanmaları allah değil, iblis yönetiyor.
bu yüzden din adına ahkam kesenlerin en tepede olduğu hindistan, pakistan, afganistan, kongo, nijerya gibi ülkelerde hep aynı sefalet, cinnet, eşitsizlik, zulüm manzaralarıyla karşılaşıyoruz!
rüşvet yiyen ve namussuzları aklamaya çalışan din tacirlerinin,
yurtsever görünümlü
orospuların,
fahişelerin,
teröristlerin,
katillerin,
tecavüzcülerin,
hırsızların,
soykırımcıların,
dinci ve ırkçı canilerin el üstünde tutulduğu, emekçi halkın yok sayıldığı, insan kanıyla ve etiyle beslenen canavar.
malthusun nüfus teoremi,
malthus tuzağı,
eksponansiyel büyüme gibi temel kavramlara dayanan sistem.
ve korkunç olan şu ki, kapitalist büyüme ve buna bağlı olarak kapitalist ekonomi dünyamıza sonsuza dek hakim olamayacak.
insanlığı evrende sahip olduğumuz tüm kaynakları (dünyaya ait ) sınırsızca tüketmeye teşvik ettiğimizde, nüfus ve ekonomiler hızlı biçimde büyürken, kaynaklar da farkına varamadan hızla tükenip büyük savaşları tetikleyerek malthus tuzağına düşmemize yol açacaktır.
birçoğumuz elimizdeki tüm potansiyeli aptalca ekonomik bir varsayımla tek celsede silip süpürdüğümüzün bilincinde bile değil!
Herşeyi bok eden siyasiler. Amerikada ki kapitalizm ile türkiyede ki kapitalizm aynı mı. Nerede anti tröst anti kartel yasaları. Velev ki çıktı siyasiler sermeyeye direnebilecek mi. Bu yasaları adaletli bir şekilde uygulayabilecekler mi. örnek mi Nerede eylem tok niye getirilmiyor. Bilmem kimin oğlu da o arabada olmasa çoktan türkiyede hapse girmişti.
eğer nüfus artışının getirdiği korkunç maddi yük, hızla azalan tabi kaynaklar tarafından karşılanamayacaksa, sırf bu sebeple torunlarımız entropinin kahredici soykırımına maruz kalıp, varisi oldukları tüm beşeri ve medeni birikimleriyle birlikte magmanın altına gömülecekse, ne diye mücadele ediyoruz?
ezelden beri kıt olan kaynakları arz çılgınlığı için verimsizce tüketip, bir avuç elitin sefası adına tabiatı kıyma makinesinden geçirdiğimiz, çoğunluğun ufak tefek tesellilerle avutulduğu, kıyamet katalizörü şeytani düzen.
o, hepimizi hayatta kalmak için çamurlu su birikintisinde kısa bir süreliğine toplu iğne ucu büyüklüğünde gelişigüzel yığınlar oluşturup bununla övünen iğrenç kokulu yaratıklara, aptal bakterilere dönüştürüyor.
kapitalizm, twin peakse göre karanlık güçleri dünyaya davet etmekte, her bir ferdiyle bütün bir topluluğu kanser misali yiyip tüketmektedir.
yani emek hırsızlığı, tecavüz, cinayet de, her türden sapkın şehvet arzusu da, fuhuş ve uyuşturucuya varan ölçüde parayla para kazanma tutkusu da zenginliğin karanlık fıtratından tezahür ediyormuş!
onu çıban misali kesip atmadığımız sürece hiçbirimiz ruhsal kirlerden arınamayacakmışız!
ABD size ölümü gösterip sıtmaya razı eder, önce islamcı radikallere fon ve bol miktarda silah ayırır, dinle alakalı bütün duygularınızı alt üst eder ve sol hareketleri provoke ederek sermaye sömürüsünü normalleştirir, sonra da sizi ümitsiz, amaçsız, başıboş liboşlara ve canına bile değer vermeyen gönüllü kölelere dönüştürür.
Kapitalizmin temel felsefesi şudur: Özel mülkiyet ve sözleşme özgürlüğüne dayalı bir ekonomide, piyasa fiyatları, kendi çıkarını düşünen bireylerin eylemleriyle toplumun refahını bütünleştirir. Klasik yaklaşım olarak da adlandırılan kapitalizmin hak ve özgürlük yaklaşımı, bireye ve bireyin iradesine dayanır. Bu yaklaşım, insanların doğuştan itibaren haklara sahip olduklarını ve devletin bu haklara dokunamayacağı ilkesini savunmaktadır.
Bu görüşe göre birey devlet ortaya çıkmadan önce de bazı haklara sahiptir, dolayısıyla bireylerin sahip olduğu hakların kaynağı devlet değildir. Dolayısıyla devletin hakları karşısındaki konumu sınırlandırıcı değil, koruyucudur. Malik mülkü üzerinde sınırsız hakka sahiptir. Ricardo, kapitalist ekonomi düzeninin dayandığı en önemli ilkelerden birinin toprak ve sermaye üzerindeki özel mülkiyetin her türlü tehlikeden uzak tutulması olduğunu vurgulamıştır. “Kapitalist bir üretim düzeni için kaçınılmaz” olarak nitelendirilen üretim araçlarının özel mülkiyette bulunması ilkesi, insanın kazanma eğilimini gerçekleştirebilmesinin zorunlu sonucu ve temel nedeni olmak özelliğini taşır.
Kapitalist sistemin temelini özel mülkiyet oluşturmaktadır. Bundan dolayı bu sistem ferdi ya da özel mülkiyet sistemi de denilmektedir. Bu sistemde bireyin sahip olduğu mülkiyet hakkı sınırsız ve tekelci bir özellik gösterir.
öyle taş kafalı gomanistlerin anlattığı kadar kötü bir şey değildir kapitalizm. medeniyetin ve şu anki dünya ekonomisinin bugünkü hale gelmesindeki temel faktördür. çin bile kapitalizme geçtikten sonra dünya ekonomisinde ikinci sırada yerini aldı. gomanizm bir arpa boyu yol alamazdı.
Marx'a göre Burjuva sınıfının yönetici, proletaryanın da ezilen sınıf olduğu, parlamenter demokrasinin yaygın olarak politik sistem olduğu, piyasa ekonomisinin işlediği ve üretim araçlarına ağırlıkla özel mülkiyetin sahip olduğu dönem.