kapital ağın örgüsü amerikadan çine, çinden kişilerin cebine, cepten göte girdiği için rasyonel olarak tutarlıdır.
peki kapitali tutarlı yapan gerçeklik nedir?
bunun için bakılması gereken kurulmuş olan karteller, çok uluslu şirketler ve göğü delen gökdelenler yeterlidir.
para, kapital sermaya altında toplandığı ve bu konsorsiyumun çalıştırdığı hedef kitle genel çapta daha fazla büyüklüğe sahip olduğu için tutarlılığı arttıracaktır. bunun içerisinde işçi ücretlerinden tutun ar-ge lere ve daha fazlasına varana kadar tüm demografik yapıyı koyabilirsiniz ( ben o kadar yazıp anlatamayacağım). kapitalde sonuç olarak daha fazlaya ulaşmaya ve daha fazla kazanmaya ulaşma olduğu için ve dediğimiz gibi sermaye piyasası kapitale bağlı çalıştığı için hedef kitle içerisine giren biz tüketicilere köstürmenin, moda yaratmanın, akımlar çıkarmanın, yenilik takibi manyağı yapılmanın en kolay ve kökleri sağlam kurulmuş bir sövüşlemenin kaynağı altında oturmanın verdiği göte giren hazzı tattırmaktır.
peki sosyalizm i tutarlı yapamayan gerçeklik nedir?
sosyalizm kişi hak ve hürriyetlerinden, merkeziyetçi yapıya kadar bir var oluş sergiler ve bu merkeziyetçi yapı ihtiyaç olanın dağıtılması, sağlanılması ve ikame edilmesi gerçeğini beimser yani popülarite yoktur, akımlar yaratılıp marka model peşinden toplum sürüklenmez ve en önemlisi kişilerin üstünlük taslama egolarını verecek hiç bir örneği içerisinde barındırmaz. (pahallı telefon, araba kullanmak gibi). onun için önemli olan tek şey ihtiyaç olunana yönelmek ve orada ki açıklığı tamamlayarak eşit düzeyde kapatmaktır.
hal böyle olunca ve kapital daha iyi köstürdüğü için toplumda bir kaşınma başlar bunuda en iyi kapitalin rasyonel tutarlılığıyla giderirler.
--spoiler--
zaman zaman kapital sıkışır ve buhranlar başlar, bu buhran zamanlarında koa koca şirketler çöker, para sermaye piyasasından çekilir ve bir başka yahudi şirketinin cebine aktarılır. olan gene halka olur, bankalarda paralar batar, ekinler tarlada yanar, millet açlık ve işsizlikle boğuşur
--spoiler--
hiçbir insani ve evrensel değeri bünyesinde barındırmayan, vahşi, duygusuz, albildiğine bencil, etkisi altında kalan insanların sürekli körüklenen egosunun kendi boyunlarına tasma geçirip onları istediği yere sürekler hale getirdiği, insanlık erdeminden yoksun, her türlü insan sömürüsüne açık ve başkalarının omuzlarında yükselmeyi adeta şiar edinen aşağılık bir zihniyet ve bu doğrultuda kurulmuş bir düzenin savunucuları kalkmışlar; sosyalizmi sorguluyorlar. hatta, onunla da yetinmiyor, 'insaniyet' adına sıfır rasyonaliteye sahip, kelimenin tam anlamıyla aşağılık bir sistemi, sosyalizmden daha rasyonelmiş gibi topluma enjekte etmeye çalışıyorlar.
- hisse senetleri arasında, hayatın anlamını unutmuş ekonomi bezirganları sizi!
insaniyet adına, vicdan adına, insaf ve merhamet adına, doğruluk-dürüstlük ve hukuka riayet adına, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik altyapısının tesisi adına, kısacası; iyi, doğru ve güzel olan, insana yaraşan ne varsa hiç olmazsa bir tanecik değeri içeren, koruyan ve gözeten tek yaklaşımı var mıdır kapitalizmin? allah için söyleyin!
- rasyonelmiş, pehh!
kapitalizm gibi neresini tutsan elinde kalır aşağılık bir sistemin çarkları arasında avare dönüp vınıltı çıkarmaktan başka bir işe yaramayan kasnaklara göre bir iş değildir sosyalizmin muhakemesi. bırakın onu, sistem içerisinde başkalaşıma uğramaya direnen ve insan kalabilenler düşünsün.
kapitalizm kendi rasyonalitesini matematiğe dayandırmıştır. bunu yaparken de bazı ön kabulleri vardır. kapitalizmde bu yüzden vicdana yer yoktur. çünkü vicdan matematikle ifade edilemez. rasyonel değildir.
bu ön kabullerin en ilginci ise insan denen varlığı bir utility*function dan ibaret saymasıdır. bu fonksiyon, artan bir fonksiyon olduğundan eğer insan rasyonelse daha çok tüketmelidir ki kişinin mutluluğu artsın. yani bir üründen ne kadar çok tüketirse o kadar fayda sağlar, o kadar mutlu olur. kapitalizm kendi içinde rasyoneldir.
kapitalizmin katiyyen sosyalizmden iyi olduğu söylenemez, sosyalizm toplumculuktur. kapitalizm ise sosyoekonomik bir kavramdır, '' ilk kulllanıldığında anlamı paralı adamlar'' demektir. şimdi siz düşünün toplumculuk mu? paralı adamlar mı?