paraya mı düşmansın, iş verene mi düşmansın yoksa işe mi düşmansın? sorusunu akla getirendir. karalayan değil, sorunlara çözüm önerisiyle yaklaşan olmak gerekir.
zaten günümüz konjontüründe kapitalizm dışında var olmak-madendeki yaşam odasında hayatını idame etmekten farksız-.şah ve piyonlar arasındaki ilişki için '' Senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey alacakları zaman izin verirler.( "Khaled Hosseini" )diyebiliriz....KISACASI BÜYÜK DEVLETLER(RUSYA-ÇiN-JAPONYA VB)RADiKAL ADIMLAR ATMADIKÇA DÜZEN DEVAM EDER.ÖNEMLi OLAN BiZ ÜLKEMiZDE iNSANA DEĞER VERiYOR MUYUZ,ADALETi TAHSiS,LiYAKATI ETKiN KILABiLiYOR MUYUZ....ASIL MESELE BU;) ADI HER NE OLURSA OLSUN.
yoksa rızkı Allah verir şükr,akıl,adalet ve çalışma esasında hangi sistem olursa olsun...
bazı gerizekalıların "omo olondoko pc olmozdo pdhhbdh" diyerek savunduğu önerme. eğer bu pc nin karşılığında her gün açlıktan ölmeler olacaksa, soğuktan donan bebekler olacaksa, apartmanına kapıcı yapmayacağın insanlar krallar gibi yaşayacaksa ben binlerce yıl öncesine dönmeye razıyım. insanın olduğu yerde hırs ve daha fazlası isteği vardır. nefsine hakim olamamanın en güzel dışavurumudur kapitalizm (özellikle vahşi kapitalizm).
Açlık ve yoksulluk kapitalizm içinde varolduğu ve kavramlaştığı için yanlış bir önermedir. Kapitalizmin alternatiflerinde, gelir dağılımındaki adaletsizliğe çare bulmak suretiyle açlığı ve yoksulluğu ortadan kaldırılması amaçlanır. Özetle açlık, kapitalizmin kendi gerçeğidir.
yakın tarihimizde bir çok, ve günümüzde birkaç adet sosyalist devletin var olduğunu göz önüne aldığımızda ve bu devletlerde kimsenin aç kalmadığını göz önüne aldığımızda yanlış önermedir. şöyle bir değişikle daha mantıklı hale getirilebilir; kapitalizm olmasa kimse açlıktan ölmezdi. kapitalizm bugün vahşi hayvanlar gibi kendi düzenine uymayan ülkelere yalan bahanelerle savaş açmaktır, küçücük çocukları günde 16 saat çalıştırmaktır, kadınları fuhuşa zorlamaktır, dini kullanarak insanları köleleştirmektir, güçlünün güçsüzü ezmesidir. günde 12 saat çalışıp asgari ücret alan x kişisinin otobüste 200 kişiyle göt göte yolculuk yaparken, götünde yeller esen patron y kişisinin otobüsün yanından mercedesiyle geçmesidir kapitalizm. bir işçinin 1000 sene çalışıp aldığı maaşları hiç harcamadan biriktirse, patronunun yıllık kazancının yarısına erişememesidir kapitalizm. savaşlarda ölen milyonlardır kapitalizm. buyrun kapitalizm. aç kalmak mı isterdiniz kapitalizm mi? bu arada afrikada binlerce çocuk açlıktan ölmektedir. acaba bu ülkelerin içerisinde kapitalist olmayan var mıdır? ve kapitalist olmayan ve bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar olan ülkelerde açlıktan ölen bir kişi var mıdır?
kapitalizm olmadan önce herkesin aç olduğunu zanneden vahşileşmiş * beynin zırvasıdır.
makineleşme (rönesans-reform) sonrasında hızla ivme kazanan sistemdir.
belli bir ölçüde engellenemeyeceği için belli bir seviyede tutulması gerekir.
bu zihniyet ferrari'ye binene ve tarlada ürün yetiştirmek için traktör kullanan insana aynı yakıt ücretini uygular.
bu zihniyetin en vahşi hali sosyal enkaz yaratılmak istenen ülkelerde uygulanır. köylerden şehirlere göç olması şarttır çünkü.
bu zihniyet allah'ın belası bir zihniyettir. bunu savunanın suratına tükürmek gerekir. hocaymış prof'muş hiç önemli değil... önce insan olacaksın şerefsiz denilesidir.
edit: not: köyden değil şehirde doğmuş büyümüş ve şuanda da şehirde yaşayan biri tarafından yazıldı bunlar. öyle mazluma bağlama kendine pay çıkarma gibi bir durum söz konusu değildir. ne demiştik: önce insan olacaksın. kapitalistlerin sıradan savunucusu angutlarıda ağababalarıda tek kelimeyle aç köpektir. ayrıca kapitalizmin ambalajının * değiştirilmiş hali liberalizmdir. aslında tam olarak birebir aynı şeydir bunlar.
beynimizi uyuşturan, bizi istediği yöne çeviren, acımasız ve anlaşılmaz sistem kapitalizm artık bizden uzak dur. kan emici bir yarasa gibi, leş yiyici bir akbaba gibi tepemizde dönüp durma, karl marxın dediği üzere; efendi gibi kuyunu kaz ve defet kendini yer yüzünden. sensiz aç kalmak ne kelime, asıl sen varken doymak mümkün değil.
boş bir laftır. kapitalizm şunun şurasında 200, 300 yıllık bir mesele. ondan önce kimse açlıktan ölmüyordu. şimdi kapitalizmin sömürdüğü ve kaynaklarını kuruttuğu ülkelerde insanlar açlıktan ölüyor. kaldı ki, kapitalizm onları sömürebilmek için de büyük katliamlar yaptı.
şunu diyeyim: yeryüzünde kapitalizm gibi büyük bir suç işlenmemiştir. dikkatle bakınca herkes görür bunu!
kapitalizmi bilmeyen kişi söylemidir. kapitalizmde güçlü olanın güçsüzü ezmesi ve onun sırtından para kazanması vardır. kapitalizm demek büyük balığın küçük balığı yutması demektir. üretmeyi kapitalizm sananlar var ben ona yanıyorum. en basit örneği büyük alışveriş merkezleridir. bu alışveriş merkezleri kimin elindedir kapitalist düzenin patronlarının elindedir. zengindir patronlar. zaten parası var olan adam çok küçük karlarla her şeyden satar mağazasında. buna karşılık küçük esnaf dükkanından kazandığı parayla ev geçindirdiği için bu fiyatlarla mücadele edemez. haksız bir rekabet ortamı doğar. insanlar da 3-5 kuruş daha ucuz olduğundan hiper marketleri tercih eder. sonunda ne olur esnaf kapitalizme boyun eğer ve kepengi indirir.
kapitalizm dünya kuruldu kurulalı devam eden bir sistem olsa doğru olabilirdi. kapitalizmden önce de dünya üzerinde insanlar vardı ve yaşam sürüyorlardı. kapitalizm ananı boyar babana satar sen neden bahsediyorsun. kapitalizm de dünyanın yüzde birlik kesmi bir eli yağda bir eli balda yaşarken senin gibi at kafalılar da bir halt bilmeden onların savunuculuğunu yapar.
açlıktan yılda kaç milyon insan öldüğünü bilmeyen kapitalist zırvası.
Lisede yıllarında sanayide çalışıyordum. Bir gün elimde büyük bir sac tabakası taşırken elimden kaydırdım ve serçe parmağım kesildi. O kadar çok kanadı ki öğle saatlerinde olması dolayısıyla açlık ve aşırı sıcaktan dolayı bayıldım. Beni kendime getirdiler. ardından patronum benimle alay etti. Kesilmiş parmağım davul gibi şişmişti. Bana izin vermedi. O parmakla çalışmaya devam ettim. ertesi gün sağlık ocağına gittim. Parmağımı doktora gösterdim. doktor ' yok onda birşey git pansuman yaptır.' dedi parmağıma adam akıllı bakmadan. Çalıştığım dükkana tekrar gittim. Patronum alay etmeye devam etti. Küçük bir parmak kesilmesinden dolayı doktora mı gidilir diye. 1 ay sonra parmağımdaki kesik izi geçti. Fakat parmağımda tendom kesilmesi oluştuğu için parmağım yamuk kaldı. Ben bursa'nın mustafakemalpaşa ilçesinde yaşadım bu olayı. Orada dükkan sahipleri ve onların çalışanları * vardı. Çalıştığım yerde haftalığım sadece 60 tl idi. Patronumun ise sadece 1 saat uğraş verdiği bir işten 80 lira para aldığını kendi gözlerimle gördüm. o 60 liraya ihtiyacımın olduğunu biliyordu ve işe ihtiyacımın olduğunuda. O kazandığı paraları çoktan harcadı. Fakat benim parmağım hala yamuk.
Evet... Ben bedava çalıştım. Bedava kestim parmağımı. Bedava kan kaybettim.
Para kazandırdım. Sadece para kazandırdım.
Asıl o insanlar olmasa kapitalistler aç kalırdı. Teraziye doğru açıdan bakmak gerekir.
