insanları tüketim çılgını yaparak. Alt sınıfı kitaptan doğadan sogutarak. Çünkü kitap demek bilinçli düşünmek demektir. Doğanin en sakıncalı yani ise Kir çiçeklerini ve manzarayi seyretmenin bedava olmasi buna ulaşmak icin bir sey tüketilmemesi.
75 kuruşa kahvede satılan çayı
Yanına koftiden bi kurupasta koyup 3 liraya satan sisteme kapitalizm kapitalizm nasıl işler sorusunu gayet iyi açıklıyor.
cevabı çok uzun ve kapsamlı olan sorudur. ancak özetle, kapitalizmin bir sömürü çarkı vardır. bu çark kimseyi uyandırmadan sürekli işler, çünkü çarkı çevirenler sömürülenlerdir. mal ve servet sahipleri, para babaları, iş adamları, kodamanlar sömürür, halk ise sömürülür. bu sömürü tabii sadece ekonomik değildir.
işleyişindeki başarının püf noktası ise çarkı çeviren sömürülen kesimin sömürüldüğünün farkında olmamasıdır. bunun farkında olan ve başkaldıranlar için de bir çözüm düşünülmüştür. bu çözüm/alternatif de komünizmdir. komünizmde de halk sömürülür, çarkı çeviren yine halktır. halk yine sömürüldüğünün farkında değildir. sömürenler ise daha çok devlet ve devlet adamlarıdır. yine sömürü sadece ekonomik değildir.
bu sistem bu şekilde sorunsuz bir şekilde işler. çünkü halk sömürüldüğünün farkında değildir. başkaldıran, farkında olan az sayıdaki kesim de alternatif sisteme kanalize edilerek potansiyelleri alınmış olur. yani kapitalizme başkaldıran komünizme, komünizme başkaldıran kapitalizme yönlendirilir. bir de bunların türevleri vardır. bu türevleri de insanların dallarda uğraşıp, ana gövdeyi görememelerini sağlamak amacıyladır. iki temel sistem vardır, ancak kimse üçüncü bir sistemden bahsetmez. insanlar sadece bu iki sisteme yönlendirilerek sömürülür. sömürenler kesinlikle üçüncü sisteme müsaade etmek istemez. çünkü kendi tekellerinde olmayan üçüncü bir sistemin çarkı sömürmelerine engel olacaktır.
üçüncü sistem islam'dır. islam'ın da bir nizamı, ekonomi doktrini vardır. islam'ı çözüm olarak duyanlar, bunu araştırmak dahi istemezler, çünkü sömürgeci zihniyet öyle bir insan nesli yetiştirmiştir ki müslümanı dahi islam'ın nizamına 'öcü' gibi bakar. halbuki islam'ın düzeni haktır. çünkü islam'ın düzeni/nizamı bu kainatı yaratan Allah'ın nizamıdır. islam kapitalizm ile komünizm arasında bir nizamdır. maddi/manevi sömürge yolunu kapamıştır. ne özel mülkiyeti reddetmiş ne de buna bir sınırsızlık getirmiştir. ki islam'ın davası ekonomi, maddi refah davası değildir. islam hayatın her alanına ilişkin bir nizamdır, bütündür ve bütün olduğu zaman tam anlamıyla işlerlik gösterir. yani mesela ekonomik olarak kapitalist olan, yönetim olarak da kralcı olan suudi arabistan islami değildir. bir ülkede islam olması için, her alanda, her yönden islami hükümler hakim olması gerekir. islam ne insanları maddi yoksunluğa iter ne de sınırsız bir maddi refah özgürlüğü tanır. islam toplumlarında halkın ekonomik düzeyi ne çok düşük ne de çok yüksektir, farkı zengin ile fakir arasındaki farkın yok denilecek kadar az olmasıdır. infak, zekat gibi 'verme' anlayışları hakimdir. ayrıntıları tabii üç-beş cümleyle anlatılamayacak kadar geniştir. ancak temel itibariyle, 'adalet' düzlemi üzerinde olmasından dolayı tek hak nizamdır.
kapitalizm klasik iktisadın iddia ettiğinin tersine sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları karşılama çabası değil; sınırlı ihtiyaçları çoğaltarak her türlü değeri piyasa sistemine dahil etmeye çalışır.
piramidin yukarısında çoban kostümü giymiş çobanlar sistemi, düzeni, oyunu kurar; aşağıdaki koyunlardan birine gazı verip yürütür, öbür koyunlar da sürü psikolojisi ile onları takip eder, aşağıda o koyunlar kemalizm teokratizm, türbanlı türbansız, demokrasi dikta, kürt türk ermeni yunan, alevi sünni ve daha pek çok bu gibi örneklerle birbirlerini yedikçe, bu koyunlar ömürleri boyu otlamak için oradan oraya koşturulurlar sürü ile kendilerine ve düşünmeye vakit ayırmasınlar diye devamlı bir hayat kavgası üretilir, devamlı piramitte yükselme çabası, sürüye uyum sağlama çabaları beyinlerine henüz kuzuyken enjekte edilir, bunun sonucunda çoban kostümlü kurtlar malı götürür her gün bir koyun/kuzu çevrilir güzlece; kemikler ise bir şekilde piramitte ortaya gelmiş sistemin adamı olmayı başarmış kendini garantiye almış çoban köpeklerine atılır; çoban köpeklerinin görevi, çoban kılıklı kurtlar tarafından koyunlara (hayatlarında kurt görmemiş koyunlara) kendilerini kurtlardan kurtarmak isteyen, uyanmış, içindeki insanı keşfetmiş olan kendi sürülerinden ayrılmış ama koyunlara kurt diye empoze edilmiş insanların koyun sürüsüne yaklaşmasını engellemektir. gerçi gördüğüm üzere koyunlar da pek hayatlarından şikayetçi değillerdir. sonuç olarak anlaşılamadıysam hala, her türlü çıkar ilişkisi olan ekonomik sistemli bir düzen(değiş tokuş, para vs.) olan kapitalizm; hukuk, *"bazı"* anlamsız toplum kuralları ve demokrasi dahil her türlü siyasi sistemin oluşturduğu çarklı sistem sayesinde işler.
