yanlış bir sanıdır zira kapitalizmde köleler işçilerden çok daha maliyetli olduğundan kapitalizm kölelikten çok daha iğrençleşebilen bir sosyo-ekonomik sistemdir. Abd'deki iç savaşın da temel nedeni budu çünkü güney eyaletlerinde üretim kölelere dayanırken kuzeyde işçi sınıfına dayanmaktaydı ve yeni gelişen kapitalizme daha çok işçi gerekiyordu, köle değil çünkü maliyet ve verimlilik açısından bakıldığında köleler işçilere göre çok daha yüksek bir maliyetti. bunun en net örneklerinden biri de abd'nin maden kasabalarıydı, bu kasabalarda sadece madende çalışan işçiler yaşardı ve maden şirketleri işçilere kendi bastıkları şirkete ait bir para ile maaş ödemesi yapardı yani tüm ülkede geçerli olan para birimiyle ödeme yapmaz bu "madenci parası" denen parayı kullanırdı işçi maaşları için ve bu maaşlar sadece yine aynı şirkete ait kasabadaki markette geçerliydi ve ücretler de ancak hayatta kalmalarına yetecek kadardı.
kapitalizm, uzunca zamandır yaşanılan toplumsal-ekonomik ilişkilerin ifadesi kavram.
kölelik çok çok eskilere dayanan dünya düzenin insanı değerlendirme yordamı.
köleliğin bir adım öncesi, gruplar halinde yaşayan insansıların, mücadele ederken karşı grubun bütün fertlerini öldürdüğü andır. yani ve malum ki, kenanca asmayıpta besleyelim mi dönemi.
insanoğlu yerleşik düzene geçtikten sonra, emeğin değerinin farkına varmıştır. insan emek sahibidir, emeğinden faydalanılabilir. kısaca asmayıpta asgari besleme dönemidir bu. tarih köleci rejim olarak yad eder.
hemen bütün toplumsal-ekonomik münasebetlerde emeğin rolü başattır. ekonomik biçimler emekten istifade yöntemleri ve geliştirdikleri üretim araç-gereçleriyle tarihsel varlık kazanır.
hepsinin ortak karakteri, emeği kullanırken, emeğin gerçek değerini ödememektir. bu zarurettir. aksi takdirde, tarihte rol almış biçimler olamazdı. bu temel yabancılaşma, en modern biçimiyle yaşadığımız kapitalizmdir. tarihin seyri, ekonomik biçimlerin kendini en tam olgunlaştırdığı süreçte aşıldığını yansıtmaktadır. dünya ölçeğinde yaşadığımız örtük gelişme budur.
sosyalistlerin kurallara karşı olan yorumlarını kural olarak kabullenmiş bireyin görüşüdür. aslında kapitalizm de bir kıtlık sonrasında; bu kıtlığı ortadan kaldırıp insanları mutlu etme adına kurulmuşdur. rekabetin bütün sorunları çözeceğini öngörür. fakat büyük şirketler anlaşmalar yaparak aralarında ki rekabeti ortadan kaldırır ve böylece kapitaklizm de insanlara zarar vermeye başlar. bunu üzerine sosyalizm ortaya atılır fakat kapitalizm kadar başarılı olamaz. ve günümüzde hala kapitalizm daha yaygındır.
günümüzde büyük şirketlerin aralarında yaptığı rekabeti kaldırıcı anlaşmalar yasaklanmıştır. fakat serbest piyasa olgusu az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler adına ciddi ivme azaltıcı etkendir. bu yüzdendir ki 80 yıldır gelişmekte olan ülkeyiz.