her yere ahtapot gibi uzanan kapitalistlerin et fiyatlarının yükselmesinde de baş rolde olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. herhangi bir tüketim maddesiniz fiyatının artması için o maddenin azalması gerekir. az olan değerlidir mantığı herkes bilir kabul eder bunu. şimdi gelelim et fiyatlarına türkiye et ihtiyacını nereden karşılıyordu köylüden besiciden vs. gelinen süreçte ne değişti? köyle krediyle traktör aldı ödeyemedi hayvanını sattı. süt fiyatları düştü damızlık hamile ineğini sattı besici kar edemiyorum yem fiyatları arttı dedi yok pahasına sattı malını. alan kim? valla ben almadığıma göre sen almadığına göre tabi ki parası olan kapitalistler aldı. koz gavura geçti ya gardaş yok diyor, mal yok diyor çamura yatıyor. batak oynamıyı bilenler bilir bazen eliniz çok iyidir ve koza girmezsiniz maksat rakibi batırmaktır aynı taktik. ama devlet kapitalistin elini biliyor çünkü hayvanların küpe numarası olur bunların sayısına bakılarak kaç tane hayvan olduğu tespit edilir. devlet diyor ki: "elinizde var satmıyorsunuz ben de ithal ederim". bu sefer ne olur hemen fiyat aşağıya iniyor. bir nevi ite vurma sakındır taktiği.
söze köylüyünün ineğini de bulaştırmışken hükümete de dokunmadan geçmek olmaz. akp verdi krediyi verdi krediyi köylü çekti paryı traktör aldı. kırk beş milyarlık traktörü seksene vadelediler. buğday arpa para etmeyince bir krredinin günü hasat zamanına denk gelince köylü hacizden kaçmak için ineğini danasını sattı. olan oldu şimdi ağlama vaktidir. sonra başbakan çıkıp çıkıp teğet geçti diyor bakalara bakın çok sağlamlar diyor. la gardaşım beni kötü kötü konuşturacaksınız. tabi bankalar iyi olacak memur taşıt kredi konut kredisi çiftçi traktör kredisi esnaf ihtiyaç kredi bizatihi ben eğitime katkı kredisi aldığım sürece ve bunları misliyle ödediğim sürece daha bu bankalar çook kazanır. bu gemiler batmaz. gemi demişken. neyse çok uzattık.*