geçenlerde dolaşırken gözüm takıldı bu yazıya. adam resmen yazmış bunu. zengin piç olmadığım için cebimde fotoğraf çeken cep telefonu da yoktu, caps falan veremeyeceğim yani..
karnım da hafiften acıkmıştı bu yazıyı gördüğümde. bir deneyeyim dedim, tadı-tuzu nasılmış. atlet giyen ve vicente del bosque'ye benzeyen adam, kapısı yosundan yemyeşil olmuş buzhaneye girdi ve ordan donmuş bir kaç tavuk getirdi. çözülmesini beklemeden döner çubuğuna sardı ve "bu oldu" dedikten sonra çift lavaşın arasına bolca marulla beraber sarıp önüme koydu. ben de turşu rica ettim kendisinden. "bu döner turşuyla yenmez, seni zehirleyebilir" gibisinden bir laf etti ama ben yine de turşu istediğimi belirttim ve turşuları getirdi.
adam haklıymış, turşuyla beraber yiyince zehirlendim. akşamında acile gitmek zorunda kaldım. bir daha oraya gittiğimde turşu falan yemem arkadaş.