sabah uyanıldığı zaman; saatten önce dışarı bakılıp "oo akşam olmuş tekrar yatayım bari" dedirten iç karartıcı havadır. aynı zamanda bir kararsızlık da hakimdir bu havaya. ne yağmur yağar, ne kar yağar ne de güneş açar. birazcık terbiyesizdir kendileri.
böyle bir nefret yok yaa.
nasıl tiksinç bir hava bu. kapalı ve boğuk. insanın tüm enerjisini alıyor lan. biranda hüzün moduna giriyorsunuz, sonra iyice bir içe kapanıklık, devamında depresif şarkılar...
kim sever kışı? güneşi görmeden karanlık yerleri kim sever lan. allah korusun, yağmurlar geceleri yağsın ama bulutsuz. gündüzleri de güneşli olsun. amin.
sürekliyse ve böyle arada 1 dakikalığına falan güneş kendini gösterip kaçıyorsa, kavanozda yaşıyormuş hissi verir. Sanki böyle koskocaman bir kavanozun içindeymiş gibi, arasıra 1 dakikalığına kapağını açıyorlar "Azıcık hava alsın lan" diye, ondan sonra tekrar kapanıyor. öyle gibi sanki.
kimileri için güzel, kimileri için depresyon havasıdır. böyle havalarda benim içim kararıyor, canım sıkılıyor. bohem hava da bir yere kadar çekilebiliyor. ben öyle sıcak kahve, kanepe, film, battaniye ile günlerini geçirecek kişi değilim.
insanın kendini dinleyebildiği güzel havadır. herkese zevk vermeyen, hoş bir havadır.seyehat için ideal havadır. şehirde dolaşmak için en ideal havadır kimine göre. metroya binip coldplay dinlenebilecek bir havadır. zuhal olcay dan ankara da aşık olmak şarkısının da eşliğiyle aslında en güzel havadır.