yüksek gümrük vergileri ya da kotalar ile ithalata kısıtlamalar koymuş, ihracat ve ithalat rakamları düşük ülke ekonomisidir. bu tür ülkeler, yüksek gümrük vergilerini ve kotalarını düşürmek zorunda kalacakları için uluslararası ticaret örgütlerine de girmezler, bu nedenle kendi ürünleri de dışarıda yüksek gümrük vergilerine ve kotalara maruz kalır.
kapalı bir ekonomi olmanın büyük zararları vardır. hiçbir ülkenin ihtiyaçlarına yönelik dengeli doğal kaynakları yoktur. bazı kaynaklar gereğinden çok fazladır, bazı kaynaklar ise hiç yoktur. bazı hammadde ve tedariklerin eksikliği ülke ekonomisinin büyümesine engel olur. tüketici açısından da zararları vardır. uluslararası rekabet olmadığı için o ülkenin üreticilerinin rekabet kaynaklı bir motivasyonu yoktur. düşük maliyet ve yüksek kalite açısından verimlilik gibi kaygıları yoktur. bu nedenle kapalı ekonomiler çoğu zaman geri kalır.
dünyanın en kapalı ekonomisi kuzey kore'dir. dış ticareti neredeyse sıfırdır ve ülkede büyük kıtlıklar yaşanmaktadır. komşularımız iran ve suriye de kapalı ekonomilerdir. türkiye de 1980'lere kadar kapalı bir ekonomi sayılabilir. ama turgut özal'ın açılımları ve avrupa gümrük birliği'ne girmemiz ile tam bir küresel, açık ekonomi haline geldik.
türkiye'de maalesef ekonomiden zerre anlamayan sıradan vatandaşın, bazı durumlarda da sosyal bölümlerde okuyan üniversite öğrencilerinin hayali. özellikle bu konuda türkiye'ye örnek gösterilen ülke de iran'dır. iran abd'ye, batıya kafa tutabiliyormuş.
şimdi türkiye ile iran arasındaki temel farklara bakalım. iran petrol rezervlerinde dünyada üçüncü, doğalgaz rezervlerinde ikinci olan bir ülke. türkiye'de ise petrol ve doğalgaz rezervleri küçük bir ilimizin tüketimini karşılayacak düzeyde bile değil. bu rezervler iran'a büyük oranda özgürlük sağlıyor. çünkü çoğu ülkenin iran'a bu yönden bağımlılığı var. bizim böyle bir kozumuz yok. olsaydı bile bunu kullanmanın da saçmalığı gözükmektedir. şu anda türkiye'nin kişi başına milli geliri iran'ın iki katı. türkiye'nin uluslarası alım gücü iran'ın iki katından fazla.
bir ekonominin gelişmesi için büyük bir tedarik zincirine ihtiyacı vardır. bir şirket bir ürünü üretebilmek için yüzlerce tedarik sağlamak zorundadır. eğer tedarik seçenekleri ne kadar fazla olursa bunları o kadar ucuz ve kaliteli elde edebilir ve sonuçta uluslararası rekabet şansı artar. dünyada doğal kaynaklar ve ülkelerin uzmanlıkları oldukça değişken olduğu için bütün dünyada üreticilere ve pazarlara ulaşmak bir ekonominin büyümesini sağlayacaktır. türkiye'de bu yönde politikalar üretebilen tek parti akp'dir. isterdim ki chp gibi partiler de bu 21. yüzyıl gerçeğini anlayabilseydi ama onlar hala 1923 yılında. mhp'nin zaten ekonomi ile alakası yok. solcular da ağızlarından emperyalizm lafını düşürmüyor. fakat dünyanın ekonomik gerçeği şu anda bu.