uykunun en tatlı yerinde belkide rem evresinde o sesle irkilir insan
o ses ki en acı fren sesinden daha acı
ambulansın sireninden daha can yakıcı
o sesi duyduğumuzda biliriz ki en savunmasız anımızda yakalamıştır bizi
ısırması kaçınılmaz bir gerçektir.
iğnesini size sokarkenki ni ha ha kahkalarını vız sesi olarak duyarız.
emerken titreyerek boşalan bir abazan gibi zevkle dolup taşar.
biz de elimizi istemsiz olarak kaşıntı hissettiğimiz yere götürürüz.
oysa o çoktan işini halletmiş olay mahalini terketmiştir.
geride bıraktığı ise kızarıklık ve lanet olası kaşıntıdır.
tecavüze uğramış tazecik genç kız gibi hissederiz o an.
kalkıp lambayı yakar , oraya buraya bakar , bulup öldürmeyi kafamıza koyarız.
gözümüzle takip ederiz , tıpkı indirim günlerini bekleyen alışveriş manyakları gibi konması için fırsat kollarız.
ve konduğunda pür dikkat kesilir bıçak sırtındaymış gibi tüm soğukkanlılığımızla onu öldürürüz.
artık ondan geriye duvarda bir toz kalmıştır bir de bizden emdiği kanımız.
kanını yerde bırakmayan aşiret ağası gibi mutlulukla yatağa döneriz.
artık içimiz rahattır taki yeni bir sivrisinek sesi duyana kadar...