9. sınıf arkadaşım. ilk tanıştığınız da bünyeniz pek kabul etmez ve gıcık olursunuz. ancak zamanla espirileri olsun, dersin tam ortasında ''hocam bir şey sorabilir miyim'' diyerek sanki yaşamın anlamını bulmuş ciddiyetiyle sorduğu ve bir anda herkesi koparan absürd soruları olsun, hayata dair getirdiği ilginç yorumlar olsun. evet uludağ sözlükte böyle bir yazar görmekten mutluyuz.
(bkz: hoşgeldiniz)
familyanın ispanyol edasını benimle birlikte taşıyan, sebastian ruhlu "kuzen"; bizde kaldığı süre boyunca sözlük başından kalkmayarak beni de sözlüğe doğru çeken "yazar".
kolunun talihsiz bir şekilde kırılma anını gözlerimle gördüğüm yazar. şimdi çok şükür ki iyi ama geçmiş olsun ve umarım bir daha olmaz böyle şeyler diyeyim.
basketbolla ilgili bir insandır. sever. takip eder. oynar. iyi oynar bence. ortalamanın üstünde oynar. nba derecesinde mi oynar? bilemem. ncaa derecesinde de oynayabilir belki ama. hatta d-league derecesinde bile oynar. ama şahsi tavsiyem, wnba derecesinde oynamaması. oynamıyor da zaten. mi acaba? hmm.
öss'den haz etmez sanıyorum. edeni de görmüşlüğüm yok ama. işte kanye de etmez.
nikine bakınca kanye west sevdiğini de anladığım yazar ayrıca. bunu önceden bilmiyordum. "stronger" şarkısı hakkında düşüncelerini de merak ettiğim yazar.
alçakgönüllü, seksi, yakışıklı, cömert, zengin, cool, popüler... dur lan fazla kaptırdım.
hah buldum, çok süper dehşet yakından tanıma şansım olmasa da, çok iyi bir insan, yazar. kaan kural'la alakalı tespitine de bittim ayrıca.
ve de, kendisine başarılar dilediğim yazardır efenim. ailecek izliyoruz. yirim. yok yemem lan. neyse.
bugün doğum günüm ve sanırım bişeyler yazmam gerekecek kendi adıma. ilk etapta 91 doğumlu olmak üzerine sonra da 18'i doldurmak üzerine... öncelikle 91 doğumlu olmak hem şanstır benim için hem de şanssızlık. şans diyorum çünkü biz belki de sokaklarda arkadaşlarıyla sabahtan akşama kadar bir topun peşinden koşturmuş, her iki takım da aynı mahalleden hatta aynı sokaktan olmasına rağmen mahalle maçı yapmış ve sebebini hiçbir zaman anlayamadığım ve anlayamayacağım bir şekilde kazandıktan sonra nasıl bir fantazinin ürünü olduğunu sonsuza dek sorgulayacağım "yendik, şişirdik, akşama dolma pişirdik." aforizmasına kurban gitmiş ve tabi ki herhangi bi oyuna başlamadan önce girişimci bir arkadaşımız "yerden yüksek oynayanlar elime mum diksin" demişken köşedeki aslında mit elemanı olan simitçinin oğlu olduğunu varsaydığım bir çocuğun
"mum dikmek günahmış oğlum" demesiyle çarpılacağımızı sanıp(çocukluk işte) korkmuş bir nesiliz. şimdi bunları inkar edecek değilim. pokemon'a beyblade'e vs. hiç girmiyorum uzar çünkü.(hadi canım) ama yine de o saflık, o temizlik şanstı bizim için. şanssızlığı açıklayacak olursam da, furkan adlı bizden bir iki yaş küçük çocuğun annesinin ona balkondan bağırarak "fuuurkaaan, fuuurkaaan, yavrum oynama o pis çocuklarla" demesi ve o "pis çocuklar"dan (bad boys oha *) birisinin de ben olmam bende tarifi imkansız travmalara yol açtı. şanssızlığa genel bakacak olursak da biz ne Diego Armando Maradona'yı ne de Michael Jordan'ı canlı izleyebildik. biz Michael Jackson'ın en verimli dönemindeyken moonwalk yapıp hareketlerini taklit edemedik. ve en önemlisi
80 sonrası doğmuş her çocuk gibi biraz apolitik'iz. off lan ne hüzünlüymüş hakkatten. o zaman müzeyyen senar'dan gelsin "akşam oldu, hüzünlendim ben yine" neyse konu dağılmasın 91 doğumlu olmayı yeterince açıkladım sanırım.
18 yaşını doldurmayı daha kısa tutacağım. daha doğrusu 18'i doldurmakla ilgili size ve kendime bir söz vereceğim. 18'i doldurduğum için istediğimi yaparıım ulaaan deyip kendimi güldürmeyeceğime, ve kıytırık müzik kanallarındaki "merhaba özgür ve güzel bayanlar, adım samet 32 yaşında 1.63 boyunda 98 kiloyum. yeşil gözlü ve diş dokturuyum. siz de seviyeli bir sohbete evet diyorsanız hemen arayın." tarzı mesajlardaki algoritmayı çözmek için bir dakikamı bile harcamayacağıma söz veriyorum...
son derece cavır bir pivot oyuncusu olmakla beraber (not: burada "cavır" kelimesi övgü/sevgi/yalarım(?) anlamı taşımaktadır), screen'i yaparım yumruğumu masaya paramı kasaya koyarım insanısıdır. tarafımca şahsen sevdiğim bir insandır. sözlüğün gidişatından memnun olmadığını sezdiğim (bak bak bak sezmiş ibneye bak) kişidir.
kendisini nice sepettopu oyunu müsabakalarında görmek üzere iyi günler dilerim.