devletin bekası için kardeş katlini vacip gören bir devletin yönetimine geçip de utanmadan ve sıkılmadan aşık olduğu hürrem sultan yüzünden koca devletin köküne kiprit çakmış kişilik.
kendisi osmanlı tarihinde karısına nikah kıyan ilk padişahtır!
peki niye kıymıştır diye düşünenler için söylene gelen şey çok da iç açıcı bir şey değildir.
kendisinden sonra tahta geçmesine kesin gözüyle bakılan şehzade mustafanın yani kendi oğlunun katilidir.
kendi oğlunu hürremin kışkırtmasıyla öldürtecek kadar gözü dönmüştür.
osmanlı devletinde şehzade olan çocuklar genellikle padişahın anadolu içinden olan karısının oğlu olurdu.
ancak mahidevran sultandan olma oğlunu öldürtüp yabancı kökenli hürremle evlenip (evlenip diyorum çünkü evlenmese hürremin oğlu tahta çıkamayacaktı.) yanında da nikah kıyıp böylece devletin başına sarı selim'in gelmesini sağlamış ve böylece osmanlı devletini araya vermiştir.
fatihin, yavuzun kemiklerini sızlatmıştır bu kişilik.
ne zaman ki hürremin çocuğu tecrübesiz sarı selim başa geçmiş o zaman devlet duraklamaya girmiştir.
şehzade mustafayı öldürtmese osmanlının ulaşacağı hudutlar akıl işi değildir.
ancak sarı selim ve ondan olma osmanlı padişahları osmanlı hanedanının evvelindeki şehzadeler gibi valilik yapmaya ve savaş etmeye çok de hevesli değillerdi. (bir kaçı hariç)
saraydan çıkmamaya, cenk etmeye korkmaya başlamış ve içlerine kapanmışlardır.
bu bir tesadüf müdür peki?
değildir çünkü tarihte tesadüflere yer yoktur.
fransa'ya gönderdiği bir mektup ile dansın fransa'da o dönem tam 100 yıl yasak kalmasını sağlayan cihan padişahı.ne mi yazdı işte yazdığı mektubun son satırları:
sefîrimden aldığım mazharda, memleketinizde, dans nâmı altında, kadın erkek birbirine sarılmak suretiyle, alâmeleinnas icrâ-i luğbîyât yapılmakta olduğu mesmu-ı şahânem olmuştur.
hem hudûd olmaklığımız itibâriyle, işbu rezâletin memleketime de sirâyeti ihtimâli muvâcehesinde nâme-i hümâyûnumun yed'ine vüsûlünden itibâren işbu rezâlete hatîme verilmediği takdîrde ordu-yı hümâyûnumla bizzat gelüb işbu rezâleti men'e muktedirim.
(bkz: nicolas sarkozy) (bkz: gel de çıldırma)
baba parasıyla devlet yönetmiş padişahtır. babasının yanında öyle magnificent filan da değildir. zira zaten ağzına kadar dolu hazine ve 46 yıllık hükümdarlıkla istemese de daha kötüsü yapılamazdı.
yavuz sultan selim'in (I. selim) oğlu, 2. Selim'in babasıdır.bir diğer adı kendi tanımı ile
"Ben ki Sultan-i salâtin-i zaman burhân-i havakın-i avân tâc-bahs-i husrevân-i cihan zillullâhi'1-meliki'l-mennân Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Şam ve Halep ve Karaman ve Rûm'un ve vilâyeti-i Dulkadriye'nin ve Diyârbekir'in ve Azerbaycan ve Van'ın ve Budun ve Tamisvar vilâyetlerinin ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve Halilü'r-Rahmânin külliyen diyâr-i Arabın ve Yemen'in ve Bağdad ve Basra ve Cezayir vilâyetlerinin ve dahi nice memleketlerin ki âbâ-i kiram ve ecdâd-i izamim -enârallâhü berâhinehüm- kuvvet-i kahire ile fetheyledikleri ve cenabı-i celalet-meâbim dahi tig-i âtes-bâr simsîr-i zafernigârim ile fetheyledigim nice diyarın sultanı ve pâdişâhı hazret-i Sultan Bâyezıd oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Şah Hân'ım"
46 yıl hüküm sürmüş kanuni sultan süleyman kendisine, denizcilik hakkında bilimsel çalışma yapmış ve eserini kanuniye sunmuş kaptanı derya piri reisi, basra valisinin gammazlamasıyla sorgusuz sualsız idam emrini vermiştir.
çok sanslı bir padisahtir. basına geçtiği imparatorluk, zaten kökten bomba gibi yetisen, bıraksalar patlayacak bir ates topudur. o da bunun farkında olup, osmanlı'yı layikiyla en genis sınırlara ulastırmıstır. 'müthis süleyman' diye de anilir.
babası yavuz sultan selim'in birikimleri ve oluşturduğu devlet temeli * ile ülkesini dünyanın en büyük gücü haline getirmiş osmanlının en büyük 3 padişahından birisidir. diğerleri fatih sultan mehmet ve yavuz sultan selim dir.
lisedeki tarih öğretmenimiz kanuni dönemini iki ayrı şekilde değerlendirmek gerektiğini söylerdi.
1- devleti cihan devleti haline getirdiği gençlik dönemi
2- devletin başına asıl geçmesi gereken oğlu şehzade mustafa'yı bazı oyunlara gelerek öldürttüğü yaşlılık dönemi. bu olay sonucunda osmanlı devletinin kendisinden sonra da ilerleyişinin sürmesine engel olmuştur *. bence osmanlının yıkım sürecini başlatan olay, yani kopma noktası budur. *
(bkz: şehzade mustafa)
babası yavuz sultan selim in tam tersi icraatler yapmış ulu padişahımızdır. babası oldukça sert bir karakterdi, kendisi ise oldukça mülayimdi insanlara karşı. babası doğuya yürümüştür, kendisi ise sadece batıya. ve daha aklıma gelmeyen bir sürü şey de babasının tam tersi karakterde ilerlemiştir. bunun açıklaması ise, babasının kendisine bile oldukça ters davranmasıdır. hayran bile olsa babasına, onu çok sevmezdi ama asla ayağını kaydırıp onun yerine geçmek istememiştir. sultan süleyman' ın babası ile ilgili bir anısı şu şekildedir.
"yavuz sultan selim oldukça uzun bir seferden dönmüştür ve babasının karşısına günlük kıyafetlerle çıkmıştır. sultan selim onu azarlamıştır. 'ben ki cihan padişahı, islam halifesiyim ama sen benim karşıma bana saygı gösterecek şeylerle çıkmıyorsun. tez üstündekileri değiştir.'
sultan selim yine çok uzun bir seferden dönmüştür, aradan yıllar geçmiştir ve şehzade süleyman unutmamıştır o azarı. bu sefer üzerine oldukça pahalı ve abartı derecede şık kıyafetler giymiştir. ancak sultan selim onu yine azarlamıştır. bu sefer demiştirki 'ben ki cihan padihaşı ve islam halifesiyim ama sen bana yakışacak şeyler giymiyorsun. sen bu kadar şık giyinirken, halkın ne durumda biliyor musun? sen bu kadar harcama yapmazsın. tez üstündekileri değiştir'
rivayet odur ki, sultan selim ile oğlu sultan süleyman hayatlarında iki kere karşılaşmışlar ve her ikisinde sultan selim sultan süleyman' ı azarlamıştır.
şidm gelelim sultan süleyman' ın hürrem sultan ın kuklası ve kölesi gibi davrandığı söylentilerine. aslında devleti hürrem yönetiyormuş. herkes biraz akıllıca düşünürse bunun gayet normal birşey olduğunu düşünebilir. kukla yada köle olmak değil, devleti yönetmek konusunda. kanuni' nin o zamanlar yaptığı bir sefer en az 7-8 yıl sürer. zaten 7-8 tane sefere çıkmış olsa, hayatında kaç kere hürrem' i görmüş olabileceğini siz hesap edin.
hürrem sultan içinde ayrı bir parantez açmak gerekir ve bu konuda feministleri kışkırtmak istiyorum. çünkü enderun mektebi nde eğitim almış bir kadının devlet yönetecek kapasitede olmadığı ima ediliyor çoğu zaman. bir kadın hemde dönemin en büyük okullarından birisi olan enderun mektebinde okumuş bir kadın bir imparatorluğu yönetecek kapasiteye sahip değil midir?
son olarak; kanuni sultan süleyman' ı -ki kendisine muhteşem süleyman der batılılar- küçük görmek için ondan daha büyük olmak gerekiyor. kendisi tam bir tutkundur. hem dinine hem kadınına hem sanatına hem de devletine. bu bütün erdemlere sahip olmak herkes için kolay değildir. bok atarak farklı görünmek isteyenlere selam ederim.
Muhteşem Süleyman.Osmanlı Devleti'nin yükselme döneminde başrol oynayan Hürrem gibi bir kadına tutulan,dinine pek bağlı, Allah aşkıyla örnek bir müslüman, ahlak ve davranışlarıyla örnek bir insan, denize, denizciliğe, mimariye önem vermesiyle, yaptığı kuşatmalarla tarihe damgasını vurmuş şair,büyük devlet adamı.
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.
Saltanat dedikleri bir cihân kavgasıdır.
Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi.
Dönemin de osmanlı hazineleri boşalmış denmektedir ancak Osmanlı'nın fetih gelirleriyle ayakta durduğu,fethe dayalı bir politikası olduğu unutulmamalıdır,ama her Osmanlı padişahında olduğu gibi müthiş bir şatafat düşkünlüğü vardır.
kendisiyle aynı dönemde holy roman imparatorluğunda tahta çıkan charles quint* ile arasında çok ciddi çekişmeler geçmiş padişahtır; bu çekişmeler sonucu kanuni alman seferine çıkarken imparator da ren ırmağı kıyısında bulabildiği tüm adamlarıyla kanuni yi beklemiş, her iki tarafın da çatışmaya pek gönüllü olmamasıyla bir meydan savaşına girilmemiştir ancak osmanlı yüzyıllarca yıl daha yaşasa da reich çok geçmeden yıkılmıştır.
hakkında ki bir rivayete göre; kanuni zamanında istanbul'un bir çoğu ahşap olan evlerinin yangın riski ve muhtemel bir yangında diğer evlere de sıçrama riski çok yüksek olduğundan, tedbir olarak, yangının ilk başladığı evin sahibinin idamını isteyen bir ferman hazırlamış. Tedbir olarak alınan bu önlem, ahaliyi dikkatli davranmaya teşvik etse de takdir edersiniz ki hiç adil bir yapıda değil, gel gör ki bu fermandan sonra ilk yangın topkapı sarayı'nda çıkmış,ferman da böylece hiç uygulanmadan yürürlükten kaldırılmış.
öldüğü zaman zigetvar, belgrad ve süleymaniyede olmak üzere üç kere cenaze namazı kılınmıştır. bu osmanlı padişahları içinde yalnızca kanuniye has bir özelliktir.