-anemi: hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre dünya sağlık örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalmasıdır. demir eksikliğiyle bire bir bağlantılı bir rahatsızlıktır. çay içmekten sakınılmalı, içinde demir ihtiva eden besinler (sakatat, üzüm, koyu yapraklı sebzeler) tüketilmelidir.
-manevi duygulardan yoksun, kötü davranışlar içerisindeki insan.
tansiyonun çok kolay düşmesi ve genelde düşük olması, bir merdiven çıkmayla bile nefes nefese kalma, aşırı üşüme, üşüyünce tırnakların mosmor olması. benim de acı çektiğim bi rahatsızlık. *
doktora gidip halsizim gözüm kararıyo gibi cümleleri kurmaya basladıgın andan itibaren herhangi bir teste bile gerek kalmadan yüzyüze kalınılan hastalık çeşidi.
dünyaya bilerek ya da bilmeyerek ırk ve ırkçılık açısından bakan zümrenin, ülkemizde resmi tarihin bilinen kalıplarının dışına çıkanlara yaptığı nitelemedir;
ülkemde geniş bir yelpazede rahat rahat kullanılır:
kimi gazetelerin pek sevdiği başlık türüdür (bkz: kansızlar) *
orhan pamuk için kullanıldığında * şunu demek isterler: anadolu'da öldürülen bir milyon ermeni ve 30.000 kürt'ten söz ettiğine göre, kendisi kansızdır **, türk kanı taşımıyor (***
pkk'nın bir cinayetinin ardından kullanıldığında şu denmek isteniyor sanırım, bunlar zaten türk kanı taşımıyor, kendileri kürtler, böyle şeyler yapmaları normaldir mi zaten gazeteler ve resmi çevreler geçmişte çok uzun bir süre pkk'lıların türk olmadığına hatta ermeni olduğuna inanmış ve herkesi inandırmaya çalışmışlardı. yani türkiye'de bir sorun yok *, böyle şeyler yapılması inanılmaz *, bunu yapanlar ancak dışardan gelebilir ve olsa olsa ermenidir ** daha sonra anlaşıldı ki terore baş vuranların ezici çoğunluğu türkiye cumhuriyeti vatandaşıdır, bu yola başvurmak kabul edilemez ama çözüm için işin gerçek nedenleri anlaşılmalıdır ki ab süreci gerçeğin aynasını yüzümüze tuttuğu için yüzleşme dönemi başladı, kansız edebiyatı biraz zayfladı ama hala revaçta!
kansız edebiyatının ırkçılık içerdiğini fark etmeyenlerin, bu söze gerçekten inananların, karşı tarafın gerçek açıklarını görme şansları yoktur!
hafif kansızlıklar bazı besinlerle giderilebilir.
örneğin; pekmez, kuru üzüm, hurma, dut, kuru yemişler, süt, domates, kayısı, nar, yumurta, sebzeler, maydanoz, havuç, mercimek, balık, karaciğer gibi besinler büyük ölçüde faydalı olacaktır.
ancak ağır seyreden kansızlık hastalığı için doktor kontrolünde ilaç tedavisi önerilir,
*** ayrıca; burası geniş bir bakış açısıyla da olsa yine de bir sözlük ve belirlenmiş bir formatı var. orhan pamuk ya da kim olursa olsun onun şahsiyetine dil uzatmak için internetteki milyonlarca forumlardan birini seçebilirsiniz. sözlüğü kirletmeyelim, dahası manasızlaştırmayalım çocuk lar.
kansızlığı gidermek için kan yapıcı çeşitli besinler vardır. dalak, ciğer, böbrek, beyin... ömrü hayatınız küçük yaşlardan itibaren bu iğrenç yiyecekleri aile bireylerinin ağzınıza tepiştirmesi ile geçer diğer arkadaşlarınız patates kızartması, köfte, pilav falan yerken. böyle sabahın altı buçuğunda annenin babanın ilk işi sanki işe yetişmeleri gerekmiyormuş gibi ağzınıza kaşık kaşık pekmez çalmalarıdır:
"ye bakiyim şunu kan yapar... " cümlesi hayat amacınız ve besleme prensibiniz haline gelir.
ha bir de şu öğütülmüş üzüm çekirdekleri var, hani yoğurtla karıştırıp yenilen, aman diyorum sayın seyirciler, hemen kaçın.*
hemoglabin miktarının 14 ün altında olmasıdır. 7 ninde altında olması ciddi bir problem halini alır. hayat boyu o küçük şişilerdeki tadi iğrenç olan şurupları içmeniz gerekir yada kapsüllerini (bkz: ferro sanol)fakat miğde rahatsızlığınız varsa kapsül önerilmez. ayaklarınızı normal insanlara göre daima sıcak tutmanız gerekir. halsizlik en yakın dostunuzdur. birebir yaşayan olarak söyliyebilirimki düzenli olarak 1 sene kasıp o şuruplardan kullanın sonra pekmeze terfi edin. hemoglabin mikrarı bu şekilde normal seyrine dönicektir. ama minimumda da 6 ayda bir, maximum senede bir kan ölçümlerinizi ihmal etmeyiniz derim.he bide bu problemi olanların kahve ve çaydan uzak durması şartmış. meyve suyu için pekmez için *
kansızlıkla mücadele edersiniz,
oyun oynar size, yorulursunuz bazen, düşersiniz ve yaralanırsınız.
sonra tekrar ayağa kalkmaya çalışırsınız ama olmaz, yine düşersiniz.
bu kez ölüme ağlarsınız...