yaklaşık 15 ay süren mücadelemiz ne yazık çoğu hastada olduğu gibi olumsuz sonuçlandı. ilk önce dilde bir ağrı ile başlayan ve ilk başlarda önemsemediğimiz bir yara 15 ayda can aldı. hacettepe'de dil ameliyatı olan ve dilinin yarısı alınan babam lenflere sıçradığı için 1 ay sonra işin tedavisi ve takiben kemoterapi gördü. ne acılar ne ağrılar çekti. bu arada sakın ola bir doktorun demesi ile ameliyata , ışın tedavisine kemoterapiye evet demeyin. halk arasında bir tabir vardır. "bıçak değdiyse kanser hastasına o yara artık onulmaz." biz aynısını yaşadık. babama ameliyat kararı veren ve bize "küçük bir ameliyat diyen o hacettepeli sözüm ona doktor " yüzünden yara büyüdü de büyüdü. dilden boğaza çeneye sıçradı. ne ağrılar ne acılar çekti. ağladı da ağladı. boynunda ceviz büyüklüğünde 20-30'a yakın tümör....
intihar etmeye bile kalktı. piyasadaki artık uyuşturucu niteliğindeki iğnelere bile cevap vermeyen bünye ... medicana'ya götürdük adama nefes alamıyor diye covid dediler. diyoruz ki adam hastalığı yüzünden nefes alamıyor, boynundaki yaralar vs... gün gibi ortada...
ankara şehir hastanesinde 40 gün yattı. müdahale edemeyiz, kemoterapi de veremeyiz dediler. çok ağır dediler. vefatı şah damarını boğmaya kalkan tümör parçaları sayesinde olacak dediler ve gerçekten de böyle lanet bir ölüm oldu. 3 gün önce babamı kaybettik . ve bu mücadelemiz sanki hiç yokmuş gibi ölüm sebebi covid, salgın hastalık yazıyor ölüm belgesinde.
evet 4. evrede artık yaşaması mucizelere kalmış , vücudu çürümüş 40 kiloya düşmüş 65 yaşındaki babamı sırf nefes almakta zorlanıyor diye covid diye ölüm belgesi düzenlediler. hani televizyonlarda yazıyor ya alt yazılarda.... "bugün 270 ölüm var coronadan diye...""" çoğu böyle hastalar.... aklınızda bulunsun. büyük bir düzenin parçası olabiliriz.