kanser

entry400 galeri17 video1
    126.
  1. Dünyanın başına bela olan ve ilerde daha da çok olacak hastalıktır..

    --spoiler--
    kanserin sebebi henüz kesin olarak bilinmemektedir. kanser hastalığı için iki grup risk faktörü vardır. kanser için risk faktörleri yaşam şekillerine, yaşa, cinsiyete ve aile öykülerine bağlı olarak değişir. bir başka risk grubu ise çevresel faktörlerdir.

    sigara alkol kullanımı,

    uzun süre ve tehlikeli saatlerde güneş altında kalma,

    aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma,

    bazı kimyasal maddeler (katran, benzin, boya maddeleri, asbest v.b.)

    bazı virüsler

    hava kirliliği

    radyasyona maruz kalma,

    kötü beslenme alışkanlığı
    --spoiler--
    0 ...
  2. 127.
  3. yaşayanın bileceği gerçek anlamda bela bir hastalık. hem maddi hem manevi olarak insanı çökertir. hiç bir şey yokmuş gibi gözüken kanser hastası ağır ağır çöker ki bence en kötüsüde budur. kemoterapiyle birlikte saç dökülmesi zorlanmalar hem sevdiklerini hemde hastayı yıpratır. tüm hastalara acil şifa dilerim gerçekten zor bir hastalık.
    2 ...
  4. 128.
  5. ironik bir hastalık. ölüme karşı direnen hücrelerin yeri boşalmadığından yeni doğan hücrelerin yaşam alanı bulamaması. yani ölümsüzlüğün getirdiği ölüm. bundan ala ironi mi olur.
    5 ...
  6. 129.
  7. geçti sanarsın, bir anda çıkıverir ortaya niksettiğindeyse alır götürür öteki diyarlara.

    bir kanser asla ama asla iyileşmez.
    1 ...
  8. 121.
  9. değer verdiğim 3 kişiyi benden almış olan illet.
    1 ...
  10. 122.
  11. kalıtsal yatkınlık konusunda zihnimde hiçbir şüphe bırakmayan hastalık.
    0 ...
  12. 123.
  13. x ışınları, gama ışınları, radyoaktif maddelerce yayılan atom altı parçacıklar gibi iyonize etkisi olan ışınlar ile dna replikasyonu (dna eşlenmesi) sırasında dna yapısında meydana gelen nokta mutasyonları ile hücrenin dna yapısında bozukluk meydana gelmesi ve sonucunda farklılaşmış hücrelerin oluşmasıdır.

    hücre bölünmesi esnasında g1, m ve g2 kontrol noktaları bulunur. g1 kontrol noktasında bölünme için yeterli miktarda besin ve enerji kontrolü yapılır. eğer problem yoksa bölünme emri verilir. bölünmede ilk iş olarak dna replikasyonu gerçekleşir. dna replikasyonu bitince m kontrol noktasına varılır. m kontrol noktasında dna eşlenmesi kontrol edilir, eğer eşlenmede problem varsa dur emri verilir. m kontrol noktasının dur emri vermemesi ile bölünme çok daha hızlı bir şekilde devam eder ve bu sayede kanserli hücre meydana gelmiş olur. dna yapısı bozulduğundan daha sonraki hücrelerde ise g1 kontrolü de gözlenmez. sürekli bölün emri verilir ve böylelikle de kanserli kitle oluşmuş olur.
    0 ...
  14. 124.
  15. 125.
  16. Tanrı kanseri yarattı, insanlar acısın ve acıyı öğrensin diye
    2 ...
  17. 126.
  18. ismi bile zor gelir bu hastalığın. söylemesi de kabullenmesi de. gözünüzün önünde yaşam mücadelesi verirken sevdikleriniz, sizin elinizden hiçbir şey gelmez. yaşaması için dua edersiniz sadece ve acı çekmemesi için.

    -15 yaşındaydı. içinde bulunduğu duruma rağmen hep gülerken gördüm onu. durumunun ciddiyetini bilsekte insan yakıştıramıyor sevdiklerine. 6. aşamadaydı. ilik nakli için uygun donör amerika dan bulunmuştu. son kontroller için haccetepe hastanesine geldiklerinde hastalığın tekrar nüksettiğini öğrendiler. son kemoterapiye dayanamadı. en son sözü "baba anneme söyle ağlamasın sen de sakın üzülme" olmuş.. benim küçük meleğim eğer görüyorsan beni yazdıklarımı okuyorsan kardeşin seni çok sevdi. orda buluşana kadar kendine iyi bak..
    4 ...
  19. 127.
  20. Ben her zamanki gibi odamda notalarımla, gitarımla uğraşırken, annem "Ben çıkıyorum prestissimo" diye bağırdı. Çıktım dışarı "Nereye?" dedim. "Doktora gidicem oğlum bir kaç tetkit yaptırmam lazım. Her kadının yapması gerekir merak etme" dedi yumuşacık, aynı zamanda da hiçbir şeyi fark ettirmemeye çalışmanın verdiği tedirgin bir sesle. Bu tetkitler 1 ay sürdü, her gün 2 kere gidip geliyordu annem. iyice şüphelenmiştim. "Anne neyin var ya?" dedim endişeli bir şekilde. Cevap yine aynıydı. Bir şey demedim. O doktor kontrolleri bitti sonunda. Aradan birkaç hafta geçti ve annem bir gün beni kenara çekti. "Oğlum bak benim ameliyat olmam gerekiyor. Bir kist varmış onu alacaklarmış, ama merak etme önemli bir şey değil küçücük bir şey" dedi. iyice tedirgin olmuştum. "Anne neyin var söyler misin?, bak endişeleniyorum bir şey varsa söyle saklama benden!" dedim dışardan normal ama içerden ağlamaklı bir sesle. Bir şey söylemedi, odama geçtim. Düşündüm, neyi olabilirdi acaba? Hiç aklıma kanser gelmiyordu oysaki. "Küçücük bir şey"di sonucunda.

    Ameliyat günü geldi sonunda. Hastaneye gitti odayı buldum. Ben geldiğimde ameliyat bitmişti bile. Erkenden başlamış. Annem çok iyi görünüyordu. Ameliyat 1 saat önce bitmiş olmasına rağmen yüzündeki o mutluluk hiç azalmıyordu. içimden ağlamak geldi. Zor tuttum kendimi. Ağlayamazdım zaten. Güçlü görünmeliydim. Amcam döndü o sırada bana, sırtımı sıvazladı "Hadi gidelim artık, bugünlük bizde kal." dedi. itiraz etmedim. Ama madem küçük bir ameliyattı neden bu kadar abartılmıştı. Neden farklı şehirlerden akrabalarım gelmişti? Hayır salak olan ben, hala düşünememiştim kanser olduğunu. Amcamda kaldım o gün. Herkesin yüzünde bir burukluk vardı. Bir kalcakken 1 hafta kaldım onlarda.

    Ameliyat bitti, herşey eski haline döndü. Her şey bitti artık diyordum. Bir şey kalmamıştı (Ben öyle biliyordum). Yine bir gün gitarımla uğraşırken çağırdı annem beni. "Oğlum bak biz sana söylemedik ama ben kanserdim oğlum. Üzülmeni istemedim. Ama artık bitti, o ameliyatta kist almadılar, kanserli bölgeyi aldılar." Dedi. Ne yapacağımı ne diyeceğimi şaşırmıştım. Annem kanser olmuştu. Etrafta duyuyordum, komşumuzda kanser olmuştu. Arkadaşımın anneside olmuştu. Ama benim annem olabilir miydi? Benim annem kanser olamazdı. Hayır kesinlikle annem kanser olamazdı. Başkaları olabilirdi ama annem olamazdı. imkansızdı benim için. Ama olmuştu işte. Kafamdan vurulmuşa döndüm. Ağlamak geldi içimden. Ama en son ne zaman ağlamıştım? Neden ağlamıştım? Kafam o kadar bulanık oldu ki. Anneme baktım. Hala gülüyordu. Gözlerinde korku bile yoktu. "Merak etme oğlum, bitti gitti, kurtulcam bundan, birlikte başaracağız canım oğlum." dedi. Babama baktım. Oda benim gibiydi. Annem yine gülerek bana baktı " Kemoterapiye girmem lazım." dedi. Dayanamıyordum bu acıya, ama belli etmemeliydim. "Neden daha önce söylemediniz?" dedim güçlükte. "Seni üzmek istemedim oğlum, bak daha önce söyleseydim neler yaşayacaktın. " Dedi yine gülüşünden bir şey eksilmeden. "iyi bakalım" diyebildim güçlükle, attım kendimi odama. Sonra hemen dışarı çıktım. Düşündüm. Annem kanser olmuştu? Acaba ölecek miydi? Kafamın içinde o kadar çok soru vardı ki... Neyi cevaplayacağımı bilemedim, sonra cevaplayacak kadar güçlü olmadığımı anladım ve sadece yürümeye karar verdim. Ayaklarım nereye götürürse. 1 saatliğine yine herşey 2 ay önceki gibi olsun istemiştim. Ama olmadı. Annem gözümün önünden gitmiyordu. Sanki öleceğinden emindim. Ama geçicek diyordu içimdeki bir seste. Ne yapacağımı bilemedim. Ağlayamadım. içime aktı gözyaşları. En çok ta acıtan bu değil miydi?

    Geçti sonra ümitsizliğim. Hayır annemin kurtulması için elimden gelen her şeyi yapacağım dedim kendi kendime. Hemen geri döndüm eve. Annemi öptüm. Sarıldım ona. Anlamıştı herhalde ne hissettiklerimi. "Oğlum ağlamak istiyorsan ağla" dedi bakarak. Evet dışarı çıkıyordu galiba gözyaşları. Ama hayır annemin yanında olmazdı. Yine içime attım. "iyiyim annecim sen beni merak etme" dedim. Ama o hala beni merak ediyordu. Sadece benim üzülmemem için bana hiçbir şey belli etmemişti. Bunu bir insan yapamazdı. Anneydi o gerçi. Benim için canını verebilirdi. Peki ya ben? Ben yapabilir miydim aynısını? Düşündüm. Yapamazdım tabikide. Hemen giderdim söylerdim. Onlara kızardım, sanki onlar beni kanser yapmış gibi. Ama o öyle yapmadı. Evet o bir melek olmalıydı. Saçları olmayan ama evrenin en güzel meleği.

    Günler geçti. Haftalar geçti. O saçsız melek hala kemoterapide.
    4 ...
  21. 128.
  22. bunun anasını bacısını skeyim, bu kadar açık ve net.
    9 ...
  23. 129.
  24. Kanser, hücrelerde DNA'nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. Günde vücudumuzda (DNA'da) yaklaşık 10.000 mutasyon olmasına rağmen immün sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder.

    vücudumuzdaki tüm organlar canlının en küçük yapı taşı olan hücrelerden oluşur

    Sağlıklı vücut hücreleri bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların onarılması amacıyla bu yeteneklerini kullanırlar. Fakat bu yetenekleri de sınırlıdır. Sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre ne zaman ve nerede bölünebileceğini bilme yeteneğine sahiptir

    Buna karşın kanser hücreleri, bu bilinci kaybeder, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Kanser hücreleri toplanarak urları ( tümörleri ) oluştururlar, tümörler normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler yada tahrip edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan yada lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir.

    Kanserler oluşmaya başladıkları organ ve mikroskop altındaki görünüşlerine göre sınıflandırılırlar. Farklı tipteki kanserler, farklı hızlarda büyürler, farklı yayılma biçimleri gösterirler ve farklı tedavilere cevap verirler. Bu nedenle kanser hastalarının tedavisinde, var olan kanser türüne göre farklı tedaviler uygulanır. Her kanser aynı yapıya sahip değildir.

    Vücutta mutasyona uğrayan hücrelerin ancak çok küçük bir kısmı kansere yol açar. Bunun birçok nedeni vardır:

    Mutasyon gösteren hücrelerin yaşama kabiliyetleri normal hücrelere göre daha azdır. Bu yüzden ölürler.
    Mutasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hâlâ aşırı büyümeyi önleyen normal geridönüm kontrol düzeneği("Tümör baskılayıcı genler") bulunur. Bu yüzden hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
    Sıklıkla, kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler büyüyüp kanser oluşturmadan önce vücudun bağışıklık sistemi tarafından yok edilirler.
    Bu olay şöyle açıklanmaktadır:

    Mutant hücrelerin çoğu, değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar. Bu anormal proteinler vucudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına veya kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlarlar. ( Bu olayı destekleyen bir gerçek de organ trasnplantasyonu nedeniyle immünsupresif tedavi gören hastalarda kanser riskinin beş kat artmasıdır.

    Bağışıklık sisteminin etkinliğini bozan durumlar kanseri hazırlayıcı etmenler (predispozan) olarak bilinir. Bağışıklık sistemi tarafından yok edilmemiş olan bu hücreler kontrolsüz biçimde üreyerek bulundukları dokuyu işgal ederler. Sadece o dokuyla sınırlı kalmayıp komşu dokulara da yayılırlar (invazyon). Kan ve lenf dolaşımı yoluyla vucudun ilgisiz bölgelerine de taşınabilirler (metastaz).

    Kanser başlangıcı olan alanda en önemli özellik, kitlenin çevre dokulara girift, yapışık olmasıdır. iyi huylu (benign) tümörler genellikle sınırları belirgin kitlelerdir. Ancak kötü huylu (malign) tümörler, sınırları belirsiz ve çevre dokuya sıkıca yapışık halde bulunurlar. ilk evrelerde genellikle ağrısızdırlar.

    Kanser, oluştuğu yani köken aldığı dokuya göre adlandırılır.

    Kanser hücreleri; civarlarındaki doku lara ulaşarak, kan dolaşımı, lenf sistemi ya da vücut boşlukları ve yüzeyleri yollarıyla vücudun diğer taraflarına yayılırlar. Buna metastaz denir.

    Vücudumuzda kontrolsüz olarak büyüyen kötü huylu tümörlere kanser denir. Kanserler iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki kısma ayrılır. Kötü huylu tümörler başka dokulara ve organlara yayılma (Metastaz) özelliği gösterirler
    sebepleri.

    Kanserin esas nedeni hücre bölünmesi esnasında DNA replikasyonunun (eşlenmesi) hatalı olması sonucu hücrenin farklılaşmasıdır. DNA replikasyon anormalisine sebep olduğu sanılan birçok faktör mevcuttur ve bunlara predispozan (hazırlayıcı) faktörler denir. Hücre bölünmesi, doku tamiri ve yenilenmesi amacıyla yapılır. Doku tamiri ve yenilenmesini hızlandıran tüm etmenler aslında bir kanser hazırlayıcısı olabilir.

    X-ışınları, gama ışınları, radyoaktif maddelerden yayılan partikül radyasyonları ve ultraviyole ışınları gibi iyonize edici radyasyonlar kansere zemin hazırlamaktadır. Bu radyasyonların etkisi altında doku hücrelerinde oluşan iyonlar yüksek derecede reaktif olduklarından DNA zincirlerini kopararak mutasyona sebep olmaktadır. Gürültü ve Radyasyon kirliliği, Yoğun trafik, Dar sokaklar, Mega kentleşme Ozon ve Oksijen kontaminasyonu.
    Bazı kimyasal maddelerin mutasyon potansiyeli yüksektir. Mutasyona neden olan kimyasal maddelere kanserojenler denir. Anilin boya türevleri, sigara dumanındaki çok sayıdaki kimyasal, metilmetakrilat, asbest, silika tozları, kömür ve alçı tozu bunlara örnektir. Günümüzde toplumda en büyük sayıda kansere neden olan kanserojenler sigara dumanında bulunmaktadır. # Fiziksel olarak tahriş edici maddeler de kansere neden olmaktadır. Dokuda oluşan harabiyet hızlı bir mitoz faaliyetiyle tahrip olan hücrelerin yerine yeni hücreler oluşturur. Mitoz ne kadar fazla ve hızlı olursa mutasyon riski o kadar artar. Bu tür fiziksel etmenler arasında (dudak ısırma, saçla oynama, ben (nevus) koparma), yara kabuklarıyla oynama, bazı tahriş edici gıdaların aşırı ve sık tüketimi sayılabilir.
    Birçok ailede kansere yakalanmaya karşı güçlü bir kalıtsal eğilim vardır. Bu olay belki de birçok kanser tipinde kanserin oluşmasından önce birden fazla mutasyona ihtiyaç olduğu gerçeğininden kaynaklanmaktadır. Kansere özellikle yatkınlığı olan bu ailelerin kalıtsal genomlarında bir veya daha fazla mutasyona uğramış gen bulunmaktadır. Bu yüzden böyle şahıslarda kanser büyümeye başlamadan önce çok daha az sayıda ilave mutasyon olması, kanseri başlatmak için yeterlidir.
    Kanser oluşumunda viral faktörlerin etkisi de vardır.
    Kadınlarda en çok meme, rahim ve kalın bağırsak kanseri; erkeklerde ise en çok akciğer, prostat, mide ve kalın bağırsak kanserleri görülmektedir. Tüm kanserlerin %16'sı, tüm kanser ölümlerinin %28'i ( erkeklerde %35, kadınlarda %19 akciğer kanseri nedeniyledir. Akciğer kanseri büyük ölçüde sigara kullanımı ile ilişkilidir.

    Kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde yüzdelenebilir
    Beyin ve omurilik %1
    Cilt %10
    Genital bölgeler: erkeklerde %20, kadınlarda %8
    Meme %14
    Sindirim sistemi %25
    Solunum yolları: erkeklerde %2, kadınlarda %3
    Karaciğer ve safra kesesi %3
    Diğer organlar %8
    3 ...
  25. 130.
  26. artık eskisi kadar öcü olmadığını düşündüğüm rahatsızlık. kök hücreyle çözülecek inşallah.
    1 ...
  27. 131.
  28. Sevim pire' nin yenmek icin savas verdigi hastaliktir.
    (bkz: sevim pire için el ele)
    1 ...
  29. 132.
  30. kanser kemoterapi ve ışın tedavisiyle durdurulmaya çalışılır tamamen vücuttan gitmez ve sürekli gözetim altında olunduğunda kişiye eski sağlığını verir.
    1 ...
  31. 133.
  32. 1 2 ay gibi kısa bir sürede sapasağlam insanı toprağa götüren sinsi hastalık.*
    2 ...
  33. 134.
  34. çağımızdan günümüze kadar tedavisi en zor olan hatta olmayan da diyebileceğimiz bir hastalıktır.
    1 ...
  35. 135.
  36. henüz tıp bilimine atılmadığımdan çaresi bulunamayan durum..
    1 ...
  37. 136.
  38. 2 gün önce çocukluk arkadaşımın abisinin yakalandığı amansız hastalık. ilk duyduğumda 2 3 saat şoku üzerimden atmadım. emin misiniz? yanlışlık olmasın diye sorup durdum babama. ama cevap aynıydı. adamın testislerinde kist varmış ve bu 4 sene vücüdundaymış. sonundada ciğerlerine sıçramış. utanmış söyleyememiş. bir arkadaşı bile bilmiyormuş. adam bunu nasıl söyleyememiş hala aklım almıyor. yaşıda 31 civarıydı. olmadı evlendiremediler adamı. meğerse sorunları varmış.

    son hastahane ziyaretine giderken kardeşini merdivenlerden inerken ağladığını gördüm. tamda adamı ziyaret edecektik. tuhaf oldum. neyseki kendimi toparladım ve yanına gidip moral vermeye çalıştım. ziyaret bittikten sonra dışarda annesinin anneme "uşağum bitti, uşağum bitti" şeklinde ağlamasıyla göz yaşlarımı tutamadım. çocuk gibi ağladım. allahın belası hastalık.
    3 ...
  39. 136.
  40. Sekiz yıl önceydi ve bir yaz günüydü, doktor arkadaşı ona kanser oluğunu söyledi ve ekledi greidi yüksek. yani dedi yazar? "Çav bella bebek ölüyorsun" dedi arkadaşı. Ve devam etti kemoterapi yok, radyoterapi yok çünkü karaciğer gümler, sadece ameliyat o kadar.
    Hani sahilde deniz çekilirken kayıyor gibi olursunuz ya, hani uçak aniden inerken içiniz kalkar ya, ve hani filmlerde kalabalık birden flulaşır ve sesler uğultuya döner ya, aynen öyle oldu.
    Sonra sabah dörtte sahilde bira içip böğüre, böğüre ağlamalar, istediğin an istediğin yere gitmeler veee tam sekiz yıl geçmiş. insan kurtulabiliyormuş.
    4 ...
  41. 137.
  42. 10 yıl önce kulak çınlaması şikayeti ile doktora giden babamda çıkmış olan hastalık. önce devlet hastanesi doktoruna gitmişti babam hastanenin imkanlarında nazofarengial görüntüleme ünitesi bulunmamasından mütevellit!!, doktor babamı özel muayenesine çağırmıştı. ilk gün evde doktorun para kazanmak için bunu yaptığı görüşü hakim olmasına rağmen babam ertesi gün doktorun özel muayenesine gitmişti. görüntüleme işlemi yapılmış ve doktor tarafından normal olmayan bazı oluşumların varlığı tespit edilmiş ve parça alınarak patoloğa gönderilmişti.

    sonucu almak için bir cuma günü laboratuara gitmiştik babamla kağıdı aldık hemen açtık sanki bişeyler anlayacakmışız gibi bakmaya başlamıştık..sonuç bölümünde ca(+) yazdığını gördüğümüzde ikimizinde başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü. hemen doktorun yanına gittiğimizde doktor daha iyi bir araştırma yapılması için babamı izmir özel onkomer hastanesine sevk etti. hemen ertesi gün izmire gidip tekrar kontrole giren babamın sonucunun doğru olduğu ve babamın "çok az ömrünün kaldığı" doktor tarafından suratımıza söylendi.

    izmirden ayrılıp salihliye döndüğümüzde sanki o gün hiç öyle bişey yaşanmamış gibi davranıyordu herkes birbirine.evde sanki psikolojik harp başlamıştı.2 gün geçmiş babamdan hiç ses çıkmıyordu. bu duruma dayanamayan annem biran evvel tedaviye başlaması gerektiğini babama anlattı.babam inatla daha önce 2 akrabasının uzun süre tedavi olmasına rağmen kanser hastalığından öldüğünü,zorlu tedavi sürecini yaşamak istemediğini,nasıl olsa doktorunda söylediği gibi az bir ömrünün kaldığını, kalan ömrünüde huzurlu yaşamak istediğini, sonucunda öleceğini söyleyerek tedaviyi reddetiyordu. 10 günlük bir uğraşın sonucunda babamı tedaviye kabul ettirip izmire götürdük.hergün izmire gidip gelip radyoterapi ve kemoterapi olan babam 8 ayın sonunda hastalığı yenmeyi başardı. 81 kilodan 33 kiloya kadar düşmüştü..yavaş yavaş kendini tamemen toplayan babam şuan eski haline döndü.

    ama izmir onkomer hastanesinde görev yapan doktorun suratımıza sanki hiçbirşey hissetmeden, canı vereninde alanında allah olduğunu bilmeden "beyfendi çok fazla ömrünüz kalmadı tedavi olmak yada olmamak sizin insiyatifinizde" dediği günü hayatta unutamayacam.
    allaha şükürler olsun çıkmadık candan ümit kesilmedi ve babam iyileşti ama doktorun o sözlerine karşılık biz babamı tedaviye ikna etmeseydik bunun vebalini doktor nasıl taşıyacaktı gerçekten çok merak ediyorum..
    4 ...
  43. 138.
  44. halk arasın da isminin bile söylenmesinden korkulan, kötü hastalığa ya da çaresiz hastalığa yakalanmış gibi isimlerle ifade edilen çağımızın en belalı hastalığıdır.
    1 ...
  45. 139.
  46. 16 yaşımda yaşadığım tıbbi olay. kitle oluşturuyor. kontrolsüz üreyerek hücreler kitle oluşturduktan sonra ameliyat ve kemoterapi..
    saçlarınız dökülüyor. hepsinden çok acı veren bu oluyor.
    3 ...
  47. 140.
  48. maalesef çaresiz kaldığınız hastalık,nefret ettiğiniz kişilerden bile uzak dursun o derece illettir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük