dikloroasetat - kanser hastaları için umut olabilecek madde.Kaynak bulunduğunda kanada da alberta (University of Alberta) insan üzerinde teslere başlanacak. Fakat şu an insanlar çeşitli sitelerden bu maddeyi alıp kullanmaya başladılar. http://www.thedcasite.com adresinde bu konuda yazışmalar, makaleler vs. bulunabilir.
DCA Nasıl çalışıyor: Saglikli hücreler glycolysis islemini (= seker yada karbonhidrat yakarak -> enerji + pyruvic yada lactic asit elde etme islemi) mitokondri denen organeller araciligiyla yaparlar.
Ama kanser hücreleri bu islem icin hücrenin ana bölgesini kullaniyorlar ve dolayisiyla verimsiz bir islem icin gereginde cok fazla seker tüketmeleri gerekiyor.
DCA iste bu tür (hücrenin ana bölgesinde yapilan) glycolysis islemini devfreden cikariyor.
DCA deneylerinde bir sonraki adim ilaci kanserli insanlara uygulamak.
son beş senede çocukluğumu, saflığımı, insanlığımı gıdım gıdım sömürmüş, en son pazartesi akşamı annemi de benden almış, 3 metre toprak altına koymuş illet. hayır, madem alacaksın, madem içten içe yok edeceksin hayattaki tek dayanağımı, bunca emek bunca çaba bunca umut ne olacak? kime, hangi dağa hangi taşa küfredeyim, bunca hıncı nereye boşaltayım ulan?
ve ne kadar küfretsem hiçbirinin telafisi yok ya, en çok da o koyuyor. delirmek işten değil.
bu öyle bir illettir ki, kendisine yakalanan kişiden çok, çevresinde bulunan zatların psikolojisini bozar, sevdiginiz sevmediginiz kişinin gözünüzün önünde gün be gün eridigini görmenizi saglayan hastalıktır kanser.her yıl ülkemizde ve dünyada kansere çare bulundu gibilerinden yüzlerce haber okuyoruz lakin gelin görün ki dünyada her yıl 11 milyon kişi kansere yakalanıyor, 7 milyon insan ise kanser nedeniyle ölüyor.
yas 35, yolun yarisi eder...
cidden öyle mi? gercekten yarisi mi ediyor, yoksa tamamini da karsiliyor mu bazen?
biraz önce telefonla konustum babamla; "hastanedeydik." dedi. cizz etti yüregim, "bu saatte ne hastanesi?" dedim. "sakin ol." dedi babam o her zamanki güven veren sesiyle, "bak bir sey anlatacagim ama fazla üzülme..."
"ne oldu?" dedim, "kime?" kalbim sIkismaya baslamisken henüz.
"atilla abin" dedi, "baya ciddi hasta. tedavi görüyor."
"nesi var?" dedim, $akaklarimda atarken kalbim adeta.
"malesef kanser." dedi... sustu...
sustum...
tanim: uzaktan birilerinin yakalandigini duydugunda kontrolsüz hücre cogalimi diye tanimini yaptigin ama yakinlarindan birinin basina geldigini ögrendiginde dünyani yikan hastaliktir.
' filmin galasında, en öndeki iki koltuktan birinde oturmak güzel... iki kişinin başrolünü paylaştıgı filmde, bu iki kişi dışında bütün herkes, her şey oynuyor... izleyense iki kişi...
söylersem kendimden nefret edeceğim bir cümleyi kurduktan sonra, bundan aşşağılık bir zevk aldıgım için kendimden nefret ettim yine...
' seninle olamam, çünkü lanet kanser yüzünden kadınlıgımı alacaklar... hep hayalini kurdugun çocukları veremeyeceğim sana... '
burdaki metin dışı tutmam gereken sözcük konusunda seni aydınlatmadıgım için üzgünüm...
ayrıtsal bir kopuş olmazdı gerçi... çünkü bu kadar dengesizlik içinde dikkat çekmeyecek kadar küçük bir aygıt...
ama bu, benim bütünlük dengesizliğimi bozan bir cümle...
"öyle bir zaman gelecek ki gelişmemiş ülkelerin insanları toplu olarak katledilecek, çeşitli denemelerde kobay olarak kullanılacak, mesela; yeni icat edilen bir ürün gelişmemiş ülkelerin insanlarında test edilip eğer zararı yoksa daha sonra gelişmiş ülke insanlarına sunulacak" demişti.
kullandığımız teknolojik ürünlerin (telefon gibi) zararları her nedense bizler kullandıktan seneler sonra anlaşılıyor. hani diyoruz ya "yurt dışında neden insanlar son model cep telefonu kullanmıyorlar" diye belli ki onlar test aşaması için bekletiliyorlar biz burada telefonları kapışırken.
bir domates tohumu domatesin çekirdeği toprağa dikildiğinde kendi kendine büyüyor aslında ama biz domates tohumunu israil den alıyoruz -her yıl-! çünkü israil den alınan bu domates tohumlarının bir sonraki sene kullanılmayacağı şekilde genetikleriyle oynanıyor. düşünün domates! daha neler neler...
bugün doktorlar benim babamı kaybettiğim bu hastalık için "günümüzün grip hastalığı" diyor. öyle doğal yani, kimse neden bu kadar çoğaldı bu hastalık demiyor, sanki bulaşıcı gibi herkese normal geliyor. kime sorsan kanser! nereye dönsen kanser!
biz türklere sanırım bir süre sonra her şey normal geliyor. herşey!
kanser tedavisi için kullanılan ilaçlar yurtdışından ihraç ediliyor. tekrarlıyorum yurt dışından ihraç ediliyor. ve bir hastanın sadece bir aylık ihtiyacı olan ilacın fiyatı 3000 ytl. milyonlarca hastayla çarpıldığında ve ortaya çıkan rakama bakınca başka kazanç kapısı açılıyor gelişmiş ülkelere.
-insanları kanser yapıp hem ürünlerini test ediyor hemde ilaç satarak kazanıyorlar-
kanser tanımı: vücuda girip darmadağın ettikten sonra canla birlikte çıkan bir hastalık.
tüm hastalıkların çıkış noktası düşüncelerdir.buna kanser de dahil.bir rahatsızlık yaşadığınızda duygu ve düşünce durumunuza dikkat edin.kesin bir negatiflik durumu söz konusudur.
bknz.düşünce gücüyle tedavi.louise hay
sevgiyle kalın....
metastaz yoluyla diğer hücrelere taşınmadan bir an önce tanı konulması ve tedaviye başlanması gereken hastalık. proto onkogenlerin onkogenlere dönüşmesiyle hücre sürekli kontrolsüz bölünür.
annemin rahminin alınmasından sonra birkaç gün narkozdan çıkamamasıyla nefret etmiştim hastanelerden , doktorlardan bizi içeri almıyorlardı düşmanlardı, hiç düşünmüyordum ki abimle benim çok küçük olduğumuz için içeri alınmadığımızı annemin hastalığı neydi ne değildi hiç bilemedim. çok zor aylar geçirmişti hep ziyarete gelenler olurdu. annem bazen öz abim gelmiyor diye ağladığında abimle biz böyle olmayalım dercesine bakışırdık o günden sonra toplam 15 yıl doktora uğramadım gerçi abartı bir izlenim bırakmıyayım arkadaşlar ve aile tanıdıkları doktor olan çoktu gerek kalmıyordu küçük durumlarda..
sonra geçen sene o kistleri de önemsemedim aynı şekilde yağ bezesi dedim ilgilenmedim kimseyede söylemedim , söylesem zorla doktora götüreceklerdi daha kötü olacaktım dedim kendi kendimi avuttum artık kaçışım yok gittim detaylandıramıyorum hikayemi dramatizede edemiyorum şuan çünkü genelde bu konu hakkında düşünmek istemiyorum bir kaç hafta önce artık göz ardı edilemeyen kanamalar ve kistler aklımı öyle alıyor ki uyuyamıyorum okulun bitmesini düşünemiyorum bunu düşünmekten de korkuyorum o yüzden manasız işler yapıyorum mantıksız başlıklar * açıyorum artık şüphelenmek bitti tahlilden sonra biyopsi istedi doktor hemen meraklanmayın ama bir kontrol edelim dedi