aslında çok şanssız adamdır.
yani sevgilisi, isteye dünyaları vereceği insan karşısında eriyor. buna dayanmak gerçekten çok güç. gitse bir dert, gitmese bir dert.. bir tanesi çok yakınımdaydı bu adamların. çektiği sıkıntıyı oradan biliyorum.
kuzenim.
yazık. elif diye bir kızla evlenecekti. sonradan öğrendik kansermiş. ben o dönemler çok da aklı selim bir adam değildim. farkına varamıyordum çevremde olanların. sonra o kız hastaneye yattı, uzun süre tedavi gördü ve sonunda vefat etti.
benim kuzenim, sevdiğinin hem kanserli zamanlarında yanındaydı, hem kanser olmasından dolayı ıstırap çekti, hem sevdiğinin gün be gün erimesini izledi... hem de bile bile öleceği günü bekledi.
öleceğini bilmek çok kötü bir şey. ne kadar zamanın kaldığını falan.. yaşamayı unutuyor insan böyle düşününce. bir tezahür edin, 2 ay ömrünüz var. nisan'ın 7'sinde öleceksiniz. kesin. ne yapardınız?
işte sizin yapmayı planladığınız hiçbir şeyi yapamadı elif. yatağında, bir deri bir kemik; nisanın 7'sini bekledi.
allah kimseyi, başlıktaki adamı sınadığı gibi sınamasın.
adam sıfatını hak eden insandır. yük aldığı aşikar. kanseri yenmenin en büyük yolu mutluluk ise gitmek ölüme terk etmek olabilir bir anlamda. kocaman bir amin. Allah kimseye yaşatmasın.
bir daha asla üzülemeyecek adamdır. etrafındaki salakça terkedilmelere üzülen insanlara güler geçer. terketmek nedir öğrenmiştir artık. kendi kendine konuşur günlerce... etrafındaki insanların öldüklerini görür sürekli rüyalarında birer birer. en sevdiklerini kaybeder hep sırasıyla rüyalarında. ölmek istese de ölemez, arkasında ağlayacak annesini düşünerek. ama artık dayanacak gücü kalmamıştır. "ne yapmalıyım?"
anlamıyorum ne zamandan beridir doğru hareketi yapmak "süper" "şahane" "adam gibi adam" vs sıfatlarını haketti?
sevgilin var ve seviyorsan, götünde basur olunca da terk etmezsin, kanser olunca da. ne yaşanacaksa yanında olursun. bu işin normali budur. akışı budur.
adamın everestidir. adam gibi adamdır...delikanlı çok sevmişti kızı tabiki kızda onu. evleneceklerdi. anneciği yıllar önce ölmüştü bu günleri görememişti. delikanlının fazla parası yoktu. zengin fakat bir o kadarda egoist babası yardımcı olmuyordu zaten bu evliliğide onaylamıyordu. evlendiler küçücük bir ev kıt kanaat bir yaşam. fakat çok mutluydular dünyalara sığmayan sevgileri vardı. bir süre sonra kızda kısa süreli bayılmalar ve burun kanamaları başladı. doktora gittiler gerekli muayene ve tahlillerden sonra acı gerçek ortaya çıktı "kanser" dediler. delikanlının boğazında bir düğüm ve gözlerinde yaş. ama sevdiğine göstermiyor bu durumunu vakur ve başını dik tutmaya çalışıyor. kıza "bunu atlatacağız bi tanem bunu yeneceğiz" diyor. para lazım tedavi ağır ve masraflı. istemeyerekte olsa gaddar babasından yardım istemeye gidiyor. gaddar baba ona "bu kızla neden uğraşıyorsun ölecek nasılolsa" diyor ama parayıda veriyor. tedavi süreci başlıyor fakat kanser vücudu sarmış kızcağız günden güne eriyor. kız delikanlıya yalvarıyor " ne olur beni bırak ben artık iyi olamayacağım benimle birlikte sende perişan oluyorsun git kendi hayatını yaşa" delikanlı hiç konuşmuyor sevdiğinin gözlerinin içine öyle bir bakıyorki, kız bu sözleri söylediğine pişman oluyor. ve beklenen gün geliyor sevdiği kız kollarında can veriyor. günler sonra gaddar baba delikanlıyı ziyarete geliyor "ben sana söylemiştim bu kızı bırak diye bak bu kadar acı çektin değermiydi? " delikanlı ona benim asla unutamadığım şu tarihi cevabı veriyor " sevmek asla pişman olmamaktır"... sevdiğiniz hiç bir şeyden pişman olmayın panpalarım...sevdiklerinizi asla yarı yolda bırakmayın...bizi biz yapan insani değerlerinizden asla taviz vermeyin...
olması gerekeni yapan adamdır.
bunu yapmak için ulu bir insan olmaya gerek yoktur.
eğer bunu yapamıyorsan pezevenksindir.
sevdiceğinin; ayağı da bozulsa, kolu da error verse o sevilmek için vardır.
ama; hiçbir neden yokken bırakıp giden çakma sevdiceklerin yanında bu gibi insanlar iyidir, güzeldir.
insanların cinsiyeti vardır fakat insanlığın cinsiyeti yoktur.
adam veya kadın diye ayırıp bir cinsi diğer cinsten üstün görme çabası boşadır.
önemli olan iyi olmak, iyi kalmak, hep iyilik yapmak falan. bir de macaristan'a puan kaybetmemek.
insanlık sıfatını hak eden adamdır. insan başına gelmeden istediği kadar empati kurmaya çalışsın bilemez. ama yine de görüyoruz, duyuyoruz çevremizden bu illetten kurtulan insanları. moral, üstesinden gelineceğine inanmak, hayata sarılmak önemli olan. moralleri olabildiğince yüksek tutup tedaviye devam edilmekten başka bir çare yok. sonuçta hastalığı yenen o kadar insandan birisi olabilir.