bugün

(bkz: gündelik bilgi)

çok fazla kişiden duyduğum tespit. *
böyle bir istatistik olduğunu bilen kaynak göstermelidir.
onu bilmem de karatay hoca nın "kanser hücreleri nin besin kaynağı şeker" minvalinde bi kaç cümlesini hatırlıyorum.
şeker tüketilmese faideli olur mu acep, bu insanlara. hocalara sormak lazım.
evde 50-60 saksı çiçeğim var. çiçeklerden gözlemlediğim kadarıyla ilkbahar ve sonbahar onların kritik ayları. büyüme, köklenme, filiz verme, yeni fidelerin toprağa alışması..vs. yaz ve kış ayları ise dinlenme, soğuktan/sıcaktan dolayı herhangi bir aksiyon yapmayarak kendine zarar vermeme ayları. şimdi insanda bitkiye karşılık gelen yer bedenimiz. bedendeki herhangi bir sorunun ortaya çıkması (hastalık gibi) veya iyileşme, ölme..vs. ilkbahar veya sonbaharda olması daha muhtemel. çünkü tıpkı bitkiler gibi yaz ve kış aylarında bedenimiz tatilde, farkına varmasak da organlarımız kış uykusuna yatıyor. diyet yapanlar iyi bilir, kışın kilo vermek daha zordur. tüm bunlardan çıkaracağımız sonuç: ilkbahar veya sonbahar aylarında ölümleri olması muhtemeldir, beden bir sonraki sene için kendini hazırlayacak, gerekli tedbirleri alacak (yaz için enerji, kış için bazı besinlerin depo edilmesi vs.) gücü bulamıyor pes ediyor... fakat bu sadece kanser hastaları için değil bütün hastalıklar için geçerlidir. ikinci önemli sonuç ise, eğer ameliyat olacaksanız, herhangi bir hastalık nedeniyle tedaviye başlayacaksanız -acil bir durum yoksa- yaz veya kış aylarını değil ilkbahar veya sonbahar aylarını tercih etmelisiniz, zaten bedende hararetli bir değişim ve yenilik yapılırken ameliyatla yapılan bir değişiklik bedene yük olmaz, diğer değişikliklere bu yükü kolay kaldırabilir... bu dönemlerde vücudunuzun daha çabuk iyileştiğini, hemen toparlandığını görürsünüz.

aslında tıp fakültesinde eğitim sistemi değiştirilmesi gerekir. önce insandan, insanın anatomisinden başlıyorlar ders anlatmaya. tam bir saçmalık... derslere önce bitkilerden başlamalılar, yani botanik dersi olmalı.. tıp fakültesinde ilk sene en basit bitki türlerinden en karmaşık bitki türlerine kadar çeşitli bitkiler anlatılmalı. bitkilerin özellikleri, mevsimsel geçişteki değişiklikler, cinsleri, hangi bitkilerin ne tür toprak sevdiği, güneşten mi, nemden mi, aşırı sudan mı veya susuzluktan mı hoşlandığı anlatılmalı. tıp fakültesine bir sera kurulmalı ve öğrenciler serada bitki yetiştirmeliler ve evlerinde en az 10 tür bitkiyi yetiştirmeleri zorunlu tutulmalı, bu bitkilerin gelişimini, nemini, toprak değişimini yapıp rapor halinde yazmalılar. ikinci yıl ise öğrenciler hayvanları incelemeliler. yani zooloji dersi olmalı. en basit hayvan türlerinden en karmaşık türlere kadar bütün hayvanlar incelenmeli. bir tıp öğrencisi en az veteriner öğrencisi kadar hayvan türlerine ve anatomisine hakim olmalı. üçüncü yıl ise coğrafya ve iklim dersi olmalı. coğrafya dersinde bitki ve hayvan türlerinin hangi coğrafya ve iklimde yaşadıkları, yaşadıkları coğrafyanın bitki ve hayvan türlerine olumlu veya olumsuz etkileri incelenmeli. mevsim geçişlerinin bitki ve hayvanları nasıl etkilediği yıl boyu gözlem yapılarak incelenmeli. dördüncü yıl evrimin son basamağında olan insana geçilmeli ve bitkilerle/hayvanlarla karşılaştırılarak anatomi dersi verilmeli, insan-bitki, insan-hayvan, insan-iklim/coğrafya dersi olmalı.

işe sondan başlanır mı yahu, çok komik gerçekten. üstelik bunu yapanlar evrimi bilip savunan insanlar. evrim dediğin nedir? kuru ezber *
görsel