istediğiniz kadar yavrusunu şirin bulun, ben bu hayvanı gerçek hayatta görsem hemen uzaklaşırım. içinden her an rocky balboa çıkabilir. demedi demeyin.
avustralyalıların canına yeten hayvandır evet. sık sık şehirlere inip yemek ararlar, insanlara saldırdıkları da oluyor. birçok mağduru var. uzaktan sevimli gibi görünseler de bir insanı rahatlıkla sakat bırakacak, kör edecek ya da öldürecek yeteneğe sahiptirler. saldırı biçimlerinden birisi de kuşkusuz, yumruk ve tekmedir. iri pençeleriyle vücuda ciddi yaralar açabilir, hatta birini gözünden bile edebilir.
kanguru, aborjin dilinde "anlamıyorum" anlamına gelmektedir ki, bunun anlamını şimdi daha iyi anlıyoruz evet. bu hayvanları anlamak çok güçtür.
avustralya'daki akrabamın anlattığına göre, karşı komşusu bahçede ailesi ile beraber mangal yapıyorlarmış. çitlerine bir tane kanguru dadanmış. adam masadan aldığı kapla kangurunun yanına gitmiş ve eliyle hayvanı beslemeye başlamış. adam eliyle kanguruyu beslerken nedendir bilinmez, kanguru birden dikilip gerilmiş ve adama yumruk atmış. adam yeri öpmüş adeta.
parklarda, çayırlarda ailecek yaşayan, gece gündüz içki içen ve diğer insanlara küfürler savuran aborjinler bile bunların yanında pelüş ayıcık kalırmış. hatta ara sıra aborjinlere bile saldırıyormuş bu kangurular.
Kavgaları sert ve estetik olan hayvanlar. Ringde dövüşen boksör gibiler. Bir de arabulucu hakemleri var. Kendine has bir artistlikle sikerim yapacağınız işi der gibi gelip kavgayı bitiriyor. Biri de sana ne oluyor tipini siktiğim demiyor. Bitiyor kavga.