kangal sucuktan kemik çıkması

entry1 galeri0
    1.
  1. malumunuz üzere kahraman bakkaların yerlerini süper marketlere bırakmasıyla beraber, alışveriş kültürümüzde ciddi değişimler oldu. eskiden mahalle bakkallarına giderdiniz derdiniz neyse anlatırdınız oda size dermanı sunardı. şimdi işin rengi değişti.

    boş vaktim çok olmasına rağmen ben pek alışverişe çıkmayı sevmem. özelliklede market alışverişlerinden pek hazzetmem. gerekli mali yardımları valide hanıma iletirim o da ne gerekiyorsa alır.

    bu geleneği geçen hafta, validenin de ısrarıyla kırdım ve ben de onunla beraber alışverişe gittim. marketin şarküteri bölümünde, yine market kültürüyle beraber hayatımıza giren, ürün tanıtımı ve tadımı yaptıran genç kızlar çarptı gözüme. yoğurt tattıran, bal tattıran, zeytin tattıran ne ararsanız var. bu işi yapan bir kaç arkadaşım var. işin aslı, çok zor şartlarda çalıştıklarını bildiğimden birazda sempatim var tadım yaptıran insanlara. belirtilen kotayı geçmedikleri takdirde, bir üst yönetime şirin görünmek adına olmadık takla atan, ellerini sürekli ovuşturan müdürleri onlara sinir bozucu dişlerini göstererek ;' böyle satışçılık olmaz, beceremiyorsanız yapmayın bu işi. satışçı dediğin. anasını boyar, babasına satar. ' tabi kotalar genelde hep ulaşılamayacak kadar yüksek konur ki, hedef yüksek olduğundan çalışma daha çok artsın.

    ben bu çalışkan insanların aslında hep yapmacık güldüğünü bilirim. yüzlerinde ki sahte maskeyle o ürünü size satmanın kırkbin yolunu denerler. zaten 600 liraya çalışıp da o kadar gülmeniz mümkün değildir. ben aklımdan bunları geçiriken güzel gözlü, siyah saçlı melek olması için bir tek kanatlarının olması gereken sucuk satıcısı genç kız, o bedenden çıkamayacak kadar kalın fakat etkileyici bir ses tonuyla;

    - 'sucuklarımızdan tatmak istermisniz' ? dedi.

    ( o an boğazıma kadar dolu olsa, o güzellik için tadardım ben o sucuğu)

    - ' tabi '. dedim.

    ben sucuğu tattım ve elimdeki kürdanı tezgahın üstüne bıraktım. daha bir şey demeden o konuşmaya başladı.

    - ' sucuklarımız entegre fabrikamızda el değmeden üretilmektedir, ürünlerimiz yüzde yüz yerlidir ve islamı şartlara uygun olarak üretilmektedir. fabrikamız yerli üretime katkı sağlamak amacıyla teknik donanımlarını da yerli firmalardan sağlamıştır. kullandığımız bıçaklardan tutun, kıyma makinalarına kadar bütün hepsi yerli üretimdir. yani bizi tercih ettiğiniz zaman, ülke insanına katkıda bulunmuş sayılırsınız.

    kız sustuktan sonra ışık hızıyla şunlar geçti aklımdan ' ulan yerli malı yurdum malı, vatandaş kazansın'

    neyse kızın daha fazla yorulmaması için, ' peki ' dedim. orta boyda bir sucuğu attım sepete. alış veriş faslının geri kalan kısmı rutin bir şekilde geçti ve evimize döndük.

    dün akşamın yorgunluğuyla bugün biraz geç uyandım. valide hanım kahvaltı yaparmısın diye sordu. saate baktım, 'hazırlarsan yaparım ' dedim. o kahvaltıyı hazırlayana kadar ben biraz daha kestirdim. yatakta dönerken sucuk kokusu mutfaktan yayılıp odama kadar gelmişti.

    masaya oturunca sordum hemen şakayla valideye.

    - şu bizim % 100 yerli malı sucuk mu ?

    - evet oğlum.

    - iyi bari, bu kahvaltıda emperyalizme ve yabancı sermayeye karşı bir duruş sergiliyoruz.

    hem tv ye bakıp, hem de yavaş yavaş tıkınıyordum ki.

    sol azı dişlerimin arasında bir ağrı hissettim ki, gözlerim karadı, bayılmakla ayılmak arasında bir seyr-ü sefere çıktım sanki. allahım yanına geliyorum, o acıyla bir ahhh.. diyişim vardı ki ben bile acıdım kendime. acım geçmiyor, valide ise ne olduğunu anlamaya çalışıyor. dişimin üstünde filler sikişiyor sanki,ufacık bir kemiğin beni kediye çevireceği hiç gelmezdi aklıma.

    - valide : oğlum ne oldu.
    - hayyamatlos: ıhhhaaağğğohşş

    neyse ki parmağımı ağzımın içine götürmek aklıma geldi elimi atmamla, ucu bıcak gibi keskin 0.5 cm boyutlarında kemiği hissettim zaten, tek seferde çektim ve çıkardım.

    sonrasında ettiğim küfürleri burda yazmak istemiyorum. kahvaltım da mundar oldu zaten moral bozukluğuyla kalktım sofradan. sonra kızın sözleri geldi aklıma ,
    ' fabrikamız yerli üretime katkı sağlamak amacıyla teknik donanımlarını da yerli firmalardan sağlamıştır. kullandığımız bıçaklardan tutun, kıyma makinalarına kadar bütün hepsi yerli üretimdir.'

    yerli üretim olduğunu acı bir şekilde anladık zaten, yediğim sucuk gözümden çıkacaktı neredeyse. zaten o kıyma makinasını almanlar üretseydi, o kemik tuz buz olurdu, maşallah yerli üretim neredeyse 4 e bölecek eti, öyle çıkaracak. tamam, yerli malı yurdum malı herkes onu kullanmalı ama, böyle de olmaz ki.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük