özellikle son bir kaç aydır, gece geç saatlere kadar oturunca televizyon karşısında uyuyakaldığın en güzel yer. sabaha karşı saat 3-4 gibi o kanepede sızmak harika bir duygu. sabah biraz zor uyanıyorsun ama olsun. kanepede uyumaya değer.
yorgun bir günün ardından sızılıp kalınmış, yatağa gitmeye üşenilmiş, aile bireylerinin ısrarları bağırmaları işe yaramamış ya da eve gelen düşüncesiz yatılı misafirler tarafından yatağınıza el konulmasıyla gerçekleşen durum. bir de o kanepe açılmıyorsa sabaha kadar kanepeyle zemin arasında gidip gelmekten uyuyamaz, kaderinize küfrederek ağrılar içinde yeni bir güne başlamaya çalışırsınız.
haftasonu geceleri televizyon izlerken sık sık başıma gelen olay. eğer koltuğunuz rahat bir koltuk değilse sabah kalktığınızda sırt ve boyun ağrıları çekmeniz kaçınılmazdır.
istanbul'a geldiğimde, hayatımı kurmamıştım henüz. Bekar ve işsizdim. O yüzden hep akrabaların evlerinde kaldım. Hep de bir kanepe veya çekyattı yatağım. Ondan önce de 6 ay askerde ranzada yatmıştım. Baba evinde bile nasılsa bu herif daha eve dönmeyecek diye odam dağıtıldığı için evde de bir yatağım yoktu. Kısacası, 1,5 sene yatak yüzü görmedim.
Yani, güzeldir kanepe.
Şimdi bile arada, salondaki kanepede uyurum. Eşim veya bizde ise annem kızar. Ama bilmezler ki, sahip olduklarının değerini anlamanda yardımcı olur kanepede uyumak.
Hep yapmak istediğim eylem. Çoğu zaman da yapıyorum. çünkü korkuyorum yatağımin soğukluğundan aile sıcaklığını hissediyorum televizyon karşısında kanepede uyuyarak. Sevgi eksikliği gibi sanki korkaklık gibi soğuk geliyor kendi odam yatağım sorunlu bir şahısım.
Annemi ve babamı "Kalk çabuk yatağına yat, üşütüp hasta olacaksın, sonra seninle uğraş dur" şeklinde yüksek sesli konuşmaya iten ve beni uykumdan bir hışım fırlatan durum :(