üstün zekalı reisimizin bir vecizesidir. ben ekonomistim bunların kafası basmaz diyordu geçenlerde de. faiz sebep enflasyon sonuç diyecek kadar dahi bir ekonomisttir reisimiz hem de (!) sümüklü imama da ne istediyse vermiştir. kardeşim esed, katil esad olmuştur sonra. tanrım, milletçe bu kadar zeki ve vasıflı bir adamı kazanacak kadar nasıl bir sevap işlemiş olabiliriz biz acaba? (!)
Kimileri de bilinçli bir şekilde yaptıkları şeylerin üzerini örtmek ve bu şeylerin sadece bir hatadan ibaret olduğunu karşıdakine yedirmek için kullanır bunu. Oysa gerçek tam tersidir. Kemalistlere karşı Fetö ile birlikte hareket edip Ergenekon/Balyoz kumpası ile ordudaki kemalistleri tasfiye etmek ve PKK'nın açılım saçılım süreci ile şehirlerde at koşturup belediyelerin yardımıyla hendekler kazdırması sıradan bir kandırılma öyküsü değildir. "Çözüm" Sürecinde iktidar tavizler verdi ve PKK'nın kimi eylemleri görmezden gelindi. Bunu ben değil kendileri zaten söylemiş zamanında. Açıp bakarsınız. FETÖ'ye de ne istedilerse vermişlerdi. Arşiv duruyor öyle. Dileyen açar bakar, evet.
baskıcı, dayatmacı rejimin bittiği ileriki yıllarda, çok güzel bir film ismi olacağını düşündüğüm başlık. senarist arkadaş beni de gör lütfen. daha orijinal fikirlerim de olacaktır.
kandırıldık diyorsunuz işlediğiniz bütün suçlardan yırtıyorsunuz. açıklama yapmaya gerek yok. hesap vermeye gerek yok. yargılanmaya gerek yok. bir anda her şey unutulup gidiyor.
Bizler kandırılmış bir neslin çocuklarıyız. Arada sıkışmış, boğulmuş kalmış bir neslin utanmaz insanlarıyız.
Oysa, hayat bizlere bir şey vadetmemişti. Biz küstahlığımızdan her zaman olduğu gibi ödün vermeden güzel hayatlar sipariş ettik, güzeli bilmeden.
ilk önce ailemiz kandırdı bizi;
Bizlere küçükken dünyanın en önemli insanıymışız gibi davranıldı. Belki ailemiz için öyleydik; ancak büyünce öyle olmadığımızı anladık. bizi o kadar çok sevdiler ki. dünyada ki bütün sevgilerin onların ki gibi olduğunu sandık. ama yanıldık...
sonra gelişen dünya kandırdı;
Birisiyle vakit geçirmekten zevk almayı; televizyonda aşk diye anlattılar bizlere. Aşık olduğumuzu sandık.
Fedakarlık yapmanın sevmek olduğunu söylediler; ama fedakarlığın ne olduğunu anlatmadılar.
Hepimizi acımasız canavarlara dönüştürdüler, hoşumuza gitti.
Doğayı ve insanı terk ettiğimiz gün insanın ne denli kötü ve alçak olabileceğini keşfettik. insanoğlu böyledir. Yakıp yıkmanın, kırmanın, acıtmanın gücünü tattı mı bırakamaz. Soysuz ruhunu yıktıklarıyla, kanattıklarıyla, sevgisizliğiyle beslemeye başlar. “ Ben” der başka bir şey demez. Birkaç uyduruk özlü sözle ve melankolik şarkılarla meşrulaştırır vahşetini. insanoğlu tanrılaşmaya görsün geçmişe, kendine olan tüm nefretini, tüm kini kusar bütün güzel şeylere. Her adımında pislik akar paçalarından.
Bizden öncekiler bizleri kandırdı. Biz de sonrakileri kandırıyoruz. Bütün mesele bu. Dokunduğumuz her şeyi kire boyadık.
Bir türlü yüzümüze çarpamadık iğrençliğimizi. çünkü bizde utanılacak bir yüz bırakmadılar.
Hepimiz iğrenç, kokuşmuş ruhlu birer katil olup çıktık. Modern dünyanın doğaya ve insana karşı başlattığı savaşta her şeyi öldüren, acımasız ve beyinsiz birer katil asker olduk. Avukat, doktor, mühendis olursak hayatımızın çok güzel olacağını öğrettiler. Mesleğin yalnızca hayatın katlanılabilirliğini ve yaşama şeklini belirlediğini öğretmediler. Beklentiler yüklediler yaşam tarzımıza. Beş para etmez çıkarcı yığını bıraktılar insanlardan oluşan.