tuncay özkan kanalın net 27 milyon ytl ye satıldığını söylemiştir. kanalı alan grup ise satışın net 30 milyon ytl ye gerçekleştirildiğini ilan etti bu açıklamadan sonra.
şimdi sizce bu aradaki 3 milyon ytl eski çalışanlara dağıtılmış mıdır ?
yeni yayın çizgisinde başarılar dilediğim kanal. önce ki sahiplerinin her türlü naneyi yedikten sonra ortada kalan emrah misali şaklabanlıklarına baya güldüğümü de belirtmem gerekir. bir kere bu adamlar kendi içlerinde bile birlik sağlayamadıktan sonra isterlerse on tane kanal kursunlar, milyon dolarlar akıtsınlar sonuç yine koca bir sıfır olacaktır. demokrasi nutukları atıp, atatürkçü kesilen bu abilerin serbest piyasa koşullarında daha çok reklam almak için reklam verenleri dinci, yobaz gibi sıfatlarla itham edip tehdit etmeler laikliğe ve demokrasiye yakışmayacak cinstendi doğrusu. eski sahibi tuncay özkanın siz geldinizde ben size vermedim mi tarzı suçlayıcı ifadelerinin aslında bakın para musluklarınız bu kadar, para yeşillerde kusura bakmayın sattım demesini örtülü bir biçimde güzelce aktardı bizlere. koza ipek grubunu islami ölçekte dürüst, tarafsız bir yayın politikası güdeceğinden hiç kuşkunuz olmasın bayanlar baylar.
satılması birilerine dert olan kanal. hayır bunu kuran adam cebindeki parayla kurdu, yıllarca cıvık yayın yapmak yerine kaliteli yayın yaptı; ama önüne geçmek isteyenler gerek rtük gerek maliye bakanlığı ile her haltı yediler, adam satınca halkı sattı oldu.
kanal kurulduğunda bu kanalı cukurova ve dogan gruplarından aldığı tazminat ve transfer paralarıyla kurduğunu açıklmaıştı tuncay özkan. yani kişisel serveti ile ve belki de bir kaç ortağı da vardır. peki bu dinci basına, kurmalı basına ve bazı arkadaşlara noluyor da bu kadar bağırıyorlar nasırlarına basılmış gibi?
bu kanalın alısveriş yaptığı bakkal bile maliye denetminden geçmişken alınan kırtasiye malzemelerinin vergileri yüzünden milyarlarca ceza kesilmişken kanal 8 aydır iyi ayakta durdu. ocak ayından gündem programında söylemişlerdi zaten, üst kata maliyecilere oda açtıklarını ve aylardır çalışanlarının maaşlarını veremediklerini. yeni bir durum değildi yani bu. ha kanaldan gelen parayla yeni bir kanal ve yeni bir parti kurulacak bunu istemeyenler, bu oluşumdan korkanlar sanırım bu yaygarayı yapanlar.
bu adamlar alınlarının akıyla iş yapıyorlar. başkaları gibi halkın dinsel ve vicdani duygularını sömürüp oy toplamak için değil bağımsız gazetecilik ve vatan adına yapıyorlar ne yapıyorlarsa. kanal 7'nin alman makamlarınca belgelenmiş yolsuzlukları gibi bir yolsuzlukları da yok ortada. yapılan herşey şeffaf ve hepsinin de belgesi,faturası var.
bugün kanaltürk yarın cumhuriyet tv. isimler ve etiketler önemli değil değerli olan düşünceler.
etikete takılanlar zaten bu kanalın sagcı mı solcu mu olduğunu tartışıyor, bilmeden aslında sağ ve sol'un yıllardır aynı şeyi farklı şekillerde söylediğini. bu kanal her iki grubun söylemlerini birleştirip onları biraraya getiriyordu başka bir adla da olsa devame decek bu işe...
"Ben Metin Yeğin film işçisi. "Dünyanın Sokaklar"ı televizyon programını yapıyorum eğer nerede gösterilebiliyorsa. Dün duydum ki içinde yer aldığım köyü, Kanaltürk'ü satmışlar. Bu köyde de kendisini sığıntı hissediyordu "Dünyanın Sokakları" ama "Biz tarafsız bir program değiliz. işçinin, emekçinin, yeryüzünün lanetlilerinin programıyız" diyebiliyorduk. Bolivya devlet başkanı Evo Morales mesajını söyleyebildi; Türkiyeli işçilere "Neoliberalizme karşı direnin" diyordu. Hemen peşinden Bolivyalı madenci bir dinamit lokumunu sallıyordu sokağa. Venezüella dışişleri bakanı ve eski gerilla Ali Rodrigez, Tupamoros gerilla lideri Uruguay Parlamento başkanı Pepe Mujika ya da Fransız çiftçi lideri Jose Bove yer aldı programımızda ve daha birçokları. Jenerikte Subkumandan Marcos'u konuşturuyorduk, tabii ki maskeli. Koreli çiftçiler polisleri döverek meydanı ele geçiriyorlardı. Brezilya Topraksız Hareketi'nin uzun yürüyüşü vardı ya da fabrika işgalleri. Bir Arjantinli işçiye; "Benim ülkemde şimdi her şeyi satıyorlar siz ne diyorsunuz?" diye sorduğumda "Kimse burada olanları bilmiyor mu? Hiç kimse bunları anlatmadı mı?" diyordu büyük bir şaşkınlıkla. Ben de bunu yapmaya çalışıyordum. Biz yoğurt bakterisiydik Kanaltürk'de. Onlar hükümetle kavga ettiklerinden bize yer veriyorlardı. Biz sokakları anlatmak için orada oluyorduk.
Ben Metin Yeğin film işçisi. Hiçbir zaman www.bizkaçkişiyiz.com&'a filan üye değildim. Yeterince okul yoklamaları ve cezaevi sayımları yaşadım. -Zaten her zaman aklınızda olsun ne zaman işin içine matematik girerse korkun-. Duydum ki bizim köy satılmış. Tabii ki hiç kimse sormadı bize. Biz neyiz ki perdede bir yaramaz gölge. Mali olarak sıkıştırıldıklarını herkes gibi ben de biliyordum. Garip ama bu satışı da garipsemiyorum ben. iki seçenekleri vardı ya iflas edeceklerdi ya da bu. Birkaç kez kanalın steril koridorlarında haciz memurları dolaşırken "Eğer iflas ederse televizyonu işgal eder biz televizyonu sürdürürüz” demiştim işçilere. Gülüp geçtiler. Ben sadece bir hayalim ya uzakta pembe masallar anlatan. Güzel olurdu. Ben anlamam zaten öyle büyük miktarlardan, milyon dolarlardan. Bizim bildiklerimiz sadece eski Türk lirası milyonları ki onlar da ne yazık borç hanesinde.
Ben Metin Yeğin film işçisi. Bizi kim satın almış diye baktım. Bugün gazetesiymiş satın alan. Tirajı artsın diye havaalanlarında dağıtırlardı. Oradan biliyorum. işçi bayramında "1 Mayıs dehşeti" diye yazmışlar. Sapanla taş atan bir gösterici var bu başlığının altında. Panzerleri, gaz bombaları, copları, kalkanları, plastik ve tabii ki gerçek mermileriyle saldıran Cerrah ordusuna karşı sapanla taş atma dehşetli cesaretine kapılan bir gösterici. Açıklama yapmışlar. "Kanalın esas dinamiği devam edecek" diye.
Ben yokum abi. Eğer beni dinamikten sayıyorsanız tabii ki. Ben dehşetin sapanlı tarafının öyküsünü anlatıyorum. Açıklama yapmışlar ‘Yolsuzluklara karşı mücadele çizgisi' devam edecekmiş. ‘Savulun kaçak et kesicileri, 5 lira rüşvet alabilen trafik polisleri, iyi temizlenmemiş tezgâhlara sahip lahmacuncular ya da ihaleye köstek koyan kamu yöneticileri sizin programlarınız başlayacak: Havuç ve sopa bu programda". Satın alan Holding de "ipek davetiyeleri" imiş. 50 milyon dolar vermişler bizim köye. Benim yine aklım ermiyor ama nasıl oluyor da bir davetiye şirketi bu kadar para kazanabiliyor. Yani 70 milyonun hepsi evlense, hepsi ipek davetiyesi dağıtsa eşine, dostuna, akrabasına hatta düğün sahipleri, damatlar ve gelinler hızlarını alamayıp, davetiyeleri havaalanlarında yerli yabancı yolculara dağıtsalar "Bugün"gazetesi gibi ve yine herkes 4er kere evlense bile bu kadar para kazandırabilir mi üstünde "Bu mutlu günlerinde sizi aramızda görmek istiyoruz" ibareleri taşıyan davetiyeler? Yemin ederim uluslararası kurda her gün daha beter duruma düşen dolardan daha karlı bu iş. Kalpazanlar dolar yerine ipek davetiye basın. Köşeyi dönersiniz.
Ben Metin Yeğin film işçisi. Kanaltürk yoğurt bakterisi. Ben "Dünyanın Sokakları"nı alıp gidiyorum. Tabii ki bugüne kadar malen sıkıştırılmış Kanaltürk'ten o zaman için talep etmediğim emeğimin karşılığını da isteyerek. O paralarla ya bir banka soygunu filmi yaparım ya da bir işçi filmi. Bizim köy satılmış. Yaşasın sokaklar."
kamera arkasında emeklerinin karşılığını isteyen çalışanlarına el hareketi çeken Tuncay özkan'ın büyük dolandırıcılık hayalleriyle açtığı kanaldır.
Tekerine çomak sokulmuştur ve ayağının kırılması an meselesidir.
Söylenilene göre fethullahçı bir grup satın almış. Bir gün açıp fetullah gülen vaazı görürsem o kanalda (stv falan sık yapıyor bunu) o zaman koparım işte . inşallah elimde kırılacak bir şey olmaz o anda kahkaha anında bi sakatlık olmasın diye. Bunun bir üst versiyonu ise tuncaycığımın amerika miamiden bir villa alması olur ki o zamanda takdir ederim ben bu adamı. Bizkackisiyiz yaz bilmem ne ye gonder , laikliği kurtar diye paralarını aldığı zübüklerin parasıyla bu işi yapar mı yapar anasını satayım. Satmıyım tabii bizde yok öyle şeyler....
kerimcan kamala sormuşlar
+efenim kanalı niye satıyorsunuz.
-sen bana hesap soramazsın.
+kim sorabilir peki?
-sokaktaki adam sorabilir bunu kanalın reytingi artsın diye televizyonunu açık bırakıp sokağa çıkan adam sorabilir.
+ben kimim ulan işte o adam niye sattınız.
- (bkz: www.bizkaclirayız.com.tr) demiş.
ülkeyi yönetenleri eleştirirken küçük bir kanalı yönetemeyen kişilerin sahipliğini yapmış kanaldır. kanımın son damlasına kadar bu kanaldayım diyenlerin kanlarının son damlası derken neyi* kastettiklerini tüm dünyaya bildirmelerine araç olmuş kanal.
hükümetin baskılarına daha fazla dayanamayan kanal.yıllardır bir ofis tutmuşlar, inceliyorlar da inceliyorlar... e buldunuz, tuncay özkanın sünnetinden kalan parçayı mı, tayyip erdoğanın oğlunun sünnetinden kalan parçayı mı(para olacaktı değil mi, tüh...)
ayrıca dini imanı para olanların kaçıncı kanalları sayamıyorum artık. bunları dini imanı islam mı para mı kanal mı, gazete mi karıştırır olduk artık... şimdi nerden duyacaksınız bu hükümetin yaptığı dolandırıcılıkları, yolsuzlukları... siz sevinin tabi, kanal satıldı, yok kaç paraymış, yok dolandırıcıymış...
asıl dolandırıcı, adil düzen diyerek, allah yolu diyerek, islam diyerek parayı götürenlerdir, dininiz imanınız kanalınız, gazeteniz para olmuş sizin alın bakalım... ulusalcı bir iki kanal islamcı geçinen paraya tapan, arap 20 tv var bu ülkede, 20 de gazete...
siz de burada sahip olduğu son kalelerden birini teslim eden komutanlardan birine kızın, arkasından vuran, dost görünen, ülkenin içinin boşaltanlara değil...
Sermaye olmadan ideoloji yarım kalır. Bu kanal eğer kendince bir şeyler yapmaya çalışmış ise bunu ancak alkışlayabiliriz. Görünen o ki Türkiye'de sol hiçbir zaman iktidar olmak istemiyor. Taktir ediyorum şahsen. Bugün ne kadar fetocu varsa zaman gazetesi alıyor. STV izliyor. Bunların karşısında birileri varsa vardır. Görünen o ki yok. Ya da başka çözümler peşindeler.
Şahsi kanaatimce denge bozulmuştur. Sevmediğim katılmadığım görüşler olsa bile dengenin unsuru olmayı başarmışlardı. Hayırlısı olsun denir artık.
sermayenin milliyeti yoktur derlerdi de, sermayenin ideolojisi de adamlığı da yoktur diyeni duymamıştım ama gördüm, dedirten kanal...heralde bundan sonra kanalnurcemaati olur adı.
adam açıklıyor 8 aydır maaş veremiyordum, 24 milyon borcum vardı, eleştirirken gerçekçi olmak lazım. hele değeri 3 lira paraya satılacak kadar olanların eleştirmesi çok komiktir. yeni kanal açar, başka kulvarda savaşır ancak "kanaltürk" adını koza grubu gibi ne olduğu belli bir grubun alması üzücüdür.
tuncay özkan'ın açıklamasına göre ilk yıl 17 milyon dolar kar etmesine rağmen, çalışanları 8 aydır maaş alamayan kanal. umarız satılmasıyla bu sorunları hallolacak kanal.
ışık evlerinde samanyolu'ndan sonra izlenecek ikinci kanal. öyle ki birinci frekans samanyolu iken ikinci frekansında kanal''türk'' olması muhtemeldir.
tabii bu saatten sonra ne kadar türklüğü kalır o da ayrı bir tartışma konusu.
6 senedir yaşadığımız kara mizahın en güzel ve güncel örneği olması açısından düşündürücü bir hadise.
karşısına aldığı bir yandaşı ile sabah akşam hükümetin ekonomik politikalarını eleştiren fakat çük kadar bir kanalın ekonomisini yönetemeyip satmak (üstelik sürekli giydirdiği hükümete yakın bir adama)zorunda kalan bir adamcağızın televizyon kanalıdır.
sahi kaç kişisiniz?
tuncay özkan ın sinsi planları nedeni ile satılan kanal, parti kurma çalışması veya chp nin 3 trilyon meselesi ile ilgili olduğu muhtemeldir, yada daha derin planlar, bekleyip göreceğiz.
nasıl oluyor da zarar ediyor bir türlü anlayamadığım kanal. şimdi kanal açılırken tuncay özkan abimizin sünnetten kalma ganimetleriyle açıldığını hepimiz biliyoruz çünkü kendisi itiraf etti orayı esgeçelim. pekiii,
cehape'den alınan belgelenmiş paralar? fırıl fırıl dönen reklamlara ait gelirler (ülkerden bile reklam almışlardı)? bizkaçkişiyiz isimli kaz yolma sitesinden gelen ıvır zıvır paraları? ha bir de en son kermes yapmışlardı onun parası (ahah)?
bunca gelire rağmen bu kanal belini doğrultamıyorsa bir cenabetlik var diye düşünürüm ben. üstelik bildiğim kadarıyla ne yeni çekilmiş dizi ne de adamakıllı film falan yayınlıyorlar. yani o müthiş tartışma programlarına katılan pırıl pırıl cumhuriyet çocuğu amcalar ile teyzelerimiz harici para aktarılan bir kaynak da yok. bu kadar fazla gelir-az gideri olup kendi çalışanlarının parasını bile ödeyemeyen bir kanala hangi aklı evvel 40 milyon dolar para saçsın, onu daha da kuvvetlendirsin ki?
işin içinde bir pislik olduğu kesin. tuncay abimiz 1 milyon dolar kar ettik demiş bu satıştan. bunca hengame, bunca yaftalamanın karşılığı bir milyon dolar için ise hala bu abimizin peşinden koşanlara mal demekten öteye gedemiyorum.
chp liderliğine oynayan tuncay özkan'ın sahibi iken ipek koza holding'e sattığı kanal. bir çok borcu ile birlikte satılan kanal. özkan döneminde pek çok çalışana aylarca ödeme yapmayıp bedava çalıştıran kanal. satın alındıktan sonra koza gurubunun da çok kişinin işsiz kalmasına sebep olduğu, birçok insan alıp attığı kanal.
