Lise yıllarında izlemiştim bir arkadaşın vesilesiyle 4-5 yıl olmuştur heralde.
Filmden en sevdiğim sahneyi paylaşayım sizlerle. Niyeyse denk geldiğimde hep güldürmüştür beni.
ülkedeki aptalca programları ve reyting için yapılan soytarılıkları güzel bir şekilde dalgaya alan kaliteli film. hak ettiği değeri bulamamıştır maalesef.
Okan Bayülgen'in başrolde yeraldığı bu yapım bir televizyoncunun yükseliş hikayesi. Bayülgen'in gerçek hayattaki televizyoncu kimliğiyle cuk oturduğu bu yapım, bir televizyon kanalı olan Kanal-i’de geçen komik olayları anlatıyor. Eğlenceli televizyon programlarının yer aldığı komedi filmi her kesimden insanı güldürme iddiasını taşıyor. Saf Anadolu çocuğu imdat'ın cam siliciliğinden Televizyon Kanalı Genel Müdürlüğü’ne ve Türkiye’nin rating rekortmeni bir yapımcıya dönüşmesini, rating rekorları kıran birbirinden ilginç ve absürd televizyon şov ve programlarını izlemeye hazır olun.
öncelikle iyi bir film olduğunu belirtmek isterim. birçok insanın bu filmi anlamadığını düşünüyorum. sanki başarısız bir komedi filmiymiş gibi tüm yorumlar.
bu film, televizyon dünyasını anlatıyor. halkın neleri sevdiğini, bu çarkın nasıl döndüğünü anlatıyor. mesela bugün rockçı serpil diye bir facia var, işte bu film onu anlatıyordu aslında.
popüleriyeti eleştirip haftanın sekiz günü tv de olan bi adam bunda ne kadar samimi olabilir sormaktayım. ayrica lütfen iyi bi şey anlatiyorum tv de demesin bu sidikli suyla abdest almaya benzemektedir.
- imdat sen buna çok güldün ya
- şimdi adm osurdu, ondan sonra kadının donu gözüktü
- sen de buna güldüm
- he he heee evet, kusur bakmayın ben kalkayım
- yok yok otur, biz de çok gülüyoruz buna(telefonla rejiyi arar "akşamki filmi değiştiriyoruz, elimde daha güzel bir film var) demek donu gözüktü ya?
- adamın değil kadının donu gözüktü
- evet çünkü adam osurdu
- evet osurdu
- vay beee
geçen bir otobüs yolculuğunu yaptığım sırada, koltuk arkası tv den izlediğim film.
"birazdan ebenin ki başlayacak, izleyecen mi?", "uç sabri" ve "baldızın selilütü var mı diye banyo deliğinden bakıyordum, eğer var ise doktora götürelim diye" repliği beni çok güldürdü, hatta öyle bir gülmüşüm ki otobüstekiler bir ara dönüp bana baktı.
güzel film bence, okan bayülgen güzel dokundurmuş. yanlız müşteşar ile bakan ın konuşmaları da maalesef çok yapmacık, bir de filmde rtük unsuru atlanmış, kanalın rtük ten bir uyarı veya bir kapama almaması da türkiye şartlarına ters düşüyor.
gerçekte böyle bir kanal yayına başlasın, rtükten 1 ay içinde kapama cezasını yer.
baştan belirtmeliyim asla komedi filmi diye izlemeyin zaten filmde bunu vaadedmiyor izleyicilere. amaç reyting uğruna dönen maymunlukları kara mizah şeklinde aksettirmek bunuda fazlasıyla başarmış. ama o değilde tele mahalle kısmında mahmudiye mahallesinin dedikodu kazanı kadının "5. kattaki çocuk ibneymiş" deyişi en çok güldüğüm sahneydi. "o ibne çocuğun karşı komşusunun kızı bu ibneye aşık sonra kız bu ibneyle bakkalı basmasın mı?" koltuğumdan fırladığım tek sahneydi bu.
--- spoiler --
bende okan bayülgen'in salim ve alo jale sevgisi nereden geliyordu diyordum ki bu filmi izledikten sonra olayı idrak ettim.
-- spoiler ---
vermek istediği mesajı gayet başarılı şekilde veren, türk medya dünyasında işlerin nasıl yürüdüğünü abartılarla vurgulayarak anlatan bir film.
Tabii hayatı eğlence üzerine kurmuş, popüler kültür kültürsüzlüğüne batmış yurdum insanınca fazla güldürmediği için beğenilmemiş filmdir ayrıca. Ben tam tersini bekliyordum oysa. Televizyon ekranında reytingleri tavana vuran ahlaksız, mide bulandırıcı programların bu filmde bir adım öteye taşındığını görüyoruz. Televizyonda görünce başına üşüşüyorsunuz da bu filmi neden beğenmiyorsunuz?
senarist murat aykul yaratıcı yazarlığın nadide örneklerinden birini sergilemişse de prodüksiyondan sonra ortaya çıkan iş tam da senaryonun dalga geçtiği işlerden biri oluvermiş. oyuncu kadrosunun bile farkına varamadığı, yönetmen ve senarist arasındaki gizli bir anlaşmadan ibaret, aşırı bilinçli, duble ironik bir tercih olabilir mi acaba diye iyimser bir düşünceye sahibim açıkçası...
kanalizasyon: bok gibi bir film. viva murat aykul.
bayülgenin tv. dünyasının iğrençliğini komik bir dille anlatan filmidir. bence fena bir film değil. bazı sahneleri komik ama öyle kahkaha atılacak çok sahnesi yok. daha çok mesaj içerikli bir film. böylesine ünlü medya insanlarının oynadığı ve medya dünyasını eleştiren böyle bir filmin yapılması, oynayanlarında bu medyanın bir parçası olmasına rağmen güzel bir şey bence. bir nevi özeleştiri gibi. böyle bir film olduğunu bilerek sinema yerine bilgisayarda izlerseniz memnun kalırsınız. oyunculukları sallayın da bu ceren şekerci ne daş bir şeymiş ya. maşallah maşallah!
ha bir de kadir sıçtı sıçtı!!!.....
o oyuncu kadrosuyla cok daha iyisi yapilabilirdi bence. ha kotu mu olmus? degil ama birazcik oldu bittiye gelmis sanirim. biraz daha ozen gosterilseymis cok daha guzel birsey cikabilirmis ortaya. filmin anlatmak istedigine laf yok. zaten imdat karakteri filmin sonunda patlatti filmin onermesini "bu tv denen seye bakinca icerdekiler icerde olduklarini unutuyorlar, disaridakiler de disarda olduklarini". ama sunu soylemeden gecemeyecegim, okan bayulgen muhtesem oynamis aga. o imdat karakteri nedir oyle yahu. konusmasi, mimikleri, yurumesi, bakislari, vs... ancak bu kadar inandirici olabilir. ama film yuzunden gume gitmis maalesef bu enfes karakter. guzel bir dram filmine cuk diye oturacak bir karakter bence.