bir mesaj vermeye çalışan, ama bu mesajı verirken kendini kasmayan film. sonuçta bir komedi filmi olduğu için bu yönünü beğendim. televizyonda dönen saçmalıkları daha da abartarak karşımıza koyan film, böyle giderse filmi izlerken 'oha' dediğim şeylerden 'ya gerçek olursa' diye korkuttu. absürd mizaha fazlaca kaykıldığı kısımlar mide bulandırıcıydı. film icabı yaşananların gerçekçi şekilde aktarması eminim izleyenlerin dikkatlerini çekecektir.
kahkahalarla gülmedim ama eğlendirdi. yüz üzerinden 70 veriyorum.
izlenmeden yorumlanamayacak film.*
komedi ile eleştiri yapan filmler her türlü saçmalığı kaldırır diyorsanız filmi oldukça başarılı bulabilirsiniz. abartının dozunu kaçırmış ve absürd bir hal almış bir "komedi" filmi! okan bayülgen'in canlandırdığı imdat karakterinin şivesinin ege bölgesi ile başlayarak gittikçe doğu'nun en ücra köşelerine uzanması da okan bayülgen'in muhteşem oyunculuğunu bir kez daha gözler önüne sermiş!
televizyondaki reality şovları eleştiren(!) okan bayülgen filmi. kendisi bir medya maymunu olan şahsın, kendi sektörüne sözde eleştirel bakışıdır ki bana kalırsa biraz daha maymunluktan başka birşey değildir.
izleyicilerinin haddinden fazla ciddiye aldığını düşündüğüm filmdir. çok detaycı bir insan değilseniz, herhangi bir hollywood komedi filminde geyik muhabbeti dozajının maksimum düzeyi bulduğu sahnelerde öflemekten öte bir eleştiri getirmezsiniz. mesaj vermeye veya dramatizasyona kasan filmlerin, sadece dönüm noktası için bile bunu kullandığı anda nasıl film bütünlüğüne zarar verdiğinin örnekleri* bulunmaktadır. hal böyleyken, bu matrak filmi bu derece eleştirmenin hangi akla ve mantığa sığdığını anlayabilmiş değilim. tvlerde hala tecavüze uğrayıp bekaretini kaybeden kadınların sırf bu yüzden hayatının kaydığı mesajını veren tonlarca türk filmi yayınlanıyor ve klasik olarak görülüyorken, bu kadar komik ve sonunda tek ama sıkı bir mesaj veren bu filmi kötülemek biraz haksızlık olur gibi beliyor bana. gişe yapmaz ise yazık olacak filmdir, çünkü kesinlikle eğlendirme potansiyeli yüksek. ilk filmi olduğunu tahmin ettiğim senarist-yönetmen alper mestçi ye ise başarılarının devamını diliyoruz.
izlediğim kısa bölümler sonucunda tatsız tuzsuz gelmiş film. tabi izlemeden kesin bi kanıya varmamak lazım ancak bir film fragmanından az da olsa fikir verir zaten. *
Vaktiyle Arnold Schwarzennegger'in başrolünde oynadığı Running Man adlı filmin biraz da yerli versiyonudur. Orada tabi işin cılkı çıkmış hali resmediliyordu. Artık ortaya bıraktıkları bir adamı avcılar vurmaya, öldürmeye çalışıyor ve böylelikle izleyenler de haz alıyor, program rating sıralamasında zirveye çıkıyordu. Bunun bizdeki program şekillerinin ve gelecekteki hallerinin yapıldığı çok güzel bir film Kanal i Zasyon.
"Okan Bayülgen'in oyunculuğunu bir kenara koyalım" demek istiyor insan ama baştan sona oyuncu olan o olduğu için bunu yapamayız. Gene de kenara koyabiliriz diyelim, filmin mesajı harika. Ne olacaktı peki? öyle bir mesajı o vermesin, bu vermesin. Peki bu filmin başrolünde Fikret Kuşkan mı oynasaydı? O zaman işin matematiğine uygun mu kaçacaktı? Kaçmayacaktı tabi.
Güzel film güzel, gidin, eşinizi dostunuzu götürün. Okan Bayülgen'in ettikleri dışında edilen tüm küfürler de yerli yerinde. Zaten herkesin dediği gibi arada karşımıza çıkan alternatif uçuk programlar harikulade.
sahsima gonderilen davetiye ile bedava izledigim film.
yok lan yok okan bayulgen yollamadi davetiyeyi (bunun icin ona ayrica kirginim ya neyse..) bi avm' de 10 liralik alisveris yaptim bana cark cevirttirdiler ordan kazandim beles sinema biletini.. 3 adet daha var elimde.. sozluk bagyanlariyla sosyallesmek amaciyla sakliyorum onlari... neyse konumuza donelim.
--spoiler--
film bir sinema saheseri degil, oyle sizi alip da icine bi yerlere goturmuyor.. "zaten komedi filmi nereye goturecek ki lan?" diyenler icin ekleyeyim, evet komik belki ama oyle gulmekten altiniza falan yapmayacaksiniz yani.. tabi ishal falan degilseniz.. normal sartlar altinda yapmazsiniz diyorum yani, onu belirteyim... sahsi kanaatim verilmek istenen mesaj gayet net.. eglenceli bir film denebilir.. okan bayulgen' in oyunculugu biraz ozensiz gibi.. zaga' daki cam siliciler uzerine bir seyler daha koysa fena olmazdi hani.. hic de supriz olmayan bir ask hikayesi sokusturulmus araya.. aslinda filmde izleyeni sasirtacak herhangi bir sey yok.. filmin 1-2 cumlelik aciklamasindan tum konusu 3 asagi 5 yukari anlasilabilir... velhasil bos vaktiniz varsa sozlukte takilin, bagyansaniz bana mesaj atin beraber takilalim.. ama hala vaktiniz dolmuyorsa o zaman gidin izleyin bari.
--spoiler--
fragmanı çok tatmin etmemişti beni, nitekim gittim, gördüm, beğendim geldim. bu medya dünyasının eleştirildiği bir parodi filmidir, parodilerde hep başkaları asıl kişileri taklit eder, yıllardır yapılan bu türde bir ilk, ilk kez kanal-i-zasyon'da deneniyor ve herkes kendiyle dalga geçiyor ve kimse bu durumdan memnun değil demektir buda. filmin tv kurgusuna yakın bir anlayışla kurgulandığına katılabilirim ama klip tarzı hızlı kurguyla kotarılan filmler nasıl klip olmuyorsa bu da dizi değil, alper mestçi üstüne düşeni yerine getirmiş yine filmi detaya boğmuş, anlatımda gayet sade ama akıcı. araya giren skeçlerin kimi zaman öyküden ayrık durması göze batıyor ama bir bütün olarak ele aldığımızda belli yere oturtabiliyoruz bu sekansları. oyunculuklar tertemiz; hakan yılmaz, okan bayulgen, rasim öztekin döktürmüş. filmin yeşilçam güzelliğinde klasik bir öyküsü var. mesajınıda gayet net veriyor. türk halkı olarak gülmeyi ayıp olarak görürüz, absürd'te bize baya uzak bir türdür ama kanal-i-zasyon gerçekten ciddi, absürtlüğü içinde bi yerlere oturturmuş bir yapım, yani çekinmeden gülün gelirse, kendinizi kasıpta sonra filmden iki sırıtmayla ayrılıyor insanlar. gerek yok, eğlenin sonuna kadar. alper mestçi bundan sonra çok ilginç projelerle önümüze gelecektir, bu ikinci filmi ama ilk uzun metraj komedisi; umarız daha kişisel projelerinide perdede görürüz. kısacası eğlenceli vakit geçirmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir film kanal-i-zasyon. nefesede gidin kanal-i-zasyonada. 10/7
okan bayulgen'in genelde dile getirdiği ve her zaman yakındığı 'insanların televizyon hastalıkları sonucu yaratılan hastalıklı programlar' filmde mizahi bir üslupla dile getirilmiş.
bizim milletin çektiği bir film olduğu için oldukça sert eleştirilen film. bunu fransızlar amatör kameralarla filan çekse herkes bayılırdı ama. a benim güzel özentilerime!
öncelikle filmdeki bazı sahneleri komik bulup gülsem,absürd şekilde aslında sıkı bir medya eleştirisi yapıldığını düşünsem de genel olarak baktığımda "iyi bir sinema filmi" olarak değerlendiremeyeceğim.
çünkü:
başrol oyuncusu okan bayülgenin performansı bizi mecburen eskilere götürmüş ve şünu söyletmiştir:nerde o ağır romandaki,komser şekspirdeki okan.(bu söz kanalizasyonu her ne kadar diğerleriyle aynı kefeye koymamamıza reğmen söylenmiştir.)
türk sinemasına bizim de katkımız olsun,canlansın diye görevini yerine getiren seyirciye televizyonda izleyebileceği kalitede çoğu skeçlerden oluşan bir filmi sinemada izlettirerek haksızlık ettiği için.(gerçi biz filmden almamız gereken mesajları zaten okan bayülgen'in programlarını izlediğimiz zamanlarda da filmdekine benzer şekilde almıştık.konu,mesaj aynı olsun,eyvallah.ama sinema bana göre başka birşey.inanın beklentilerim de o kadar yüksek değil ama yine inanın ki bu kadar da düşük değil)
velhasılı türk sinemasına destek isteyen yönetmenler,senaristler,yapımcılar,oyuncular vs siz de elinizi taşın altına biraz daha sokun lütfen.
evet, bazı sahneleri komik, evet, eleştirel bir yaklaşım sunarken parlak bir senaryoya sahip olduğunu gösteriyor ve evet, güldürürken düşündüren bir film olmuş. ama aslında olmamış. en önemli sebebi de tv'deki programlara eleştirel bir yaklaşım getireyim derken sonuçta ortaya çıkan filmin de eleştirdiği programlardan bir farkı kalmamış olması, yani o programlardan bir kolaj seyrediyoruz kısacası.
Daha iyi bir film bekliyordum açıkcası.Medyum Memişin hava durumunu sunmması süperdi tabi erol günaydınınn olduğu sahnelerin güzelliğinden bahsetmeye gerek yok.
aslında oradaki her program türk televizyonlarına geçirilmiş ikişer üçer tokattır. Orada anlatılanlar sadece şu an televizyonda yayınlananların sadece bir level üstüdür. itin götüne sokamayacağınız kadar mesajını vermiş film. bir scary movie, bir meet the spartans gibi bu da bir parodi filmidir. Yarmasa da gülümsetmiştir.
türkiye'de izleyiciye bir şey katmayan televizyon programlarının tiye alınarak beyaz perdede sunulduğu, sonlarına doğru "e bağlayın artık" dedirten filmdir.
