onlarca şehit verdiğimiz 2007 yılında yılın en trajik olayı olarak, alkollü araç kullanırken, kaza geçiren ve de üstüne üstlük yanındaki iki kişiyi de hakkın rahmetine kavuşturan bir popçunun vefatının seçilmesi neresinden bakarsanız bakın, hangi köşesinden tutarsanız tutun rezilliktir, pervasızlıktır, vurdumduymazlıktır, bunun hiç bir açıklaması olamaz...
gencecik vatan evlatları vatan toprağı uğruna gabar'da, yüksekova'da, çukurca'da çatışarak şehadete ererken, elini kolunu bacağını hain pusular sonucu kaybederken, üç yaşında bebeler yetim kalırken, gencecik ablalarımız hayatlarının baharında dul kalırken, anaların gözünden akan yaş dinmezken, bunu sıradan bir haber olarak göremezsiniz, es geçemezsiniz, bir hiçmiş gibi yok sayamazsınız...
ulan utanmasanız ajdar'ın alihan'dan dayak yemesini yılın en trajik olayı olarak sunacaksınız önümüze, arkaya da hüzünlü bir fon müziği, al sana yılın en acıklı olayı işte, ulan harbiden de hepiniz aydın doğansınız, rezilsiniz, memleketin yüz karalarısınız...
bu durum bir rezilliktir lakin du durum dolayısıyla barış akarsuya söylenenler daha da bir rezilliktir.
o haberi yapan kanaldır bu rezilliğin sorumlusu, barış akarsu değil. rezilliği barış akarsuya mal etmenin hiç bir anlamı yok. onu sevebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz ama "şehit haberi yerine barış akarsu haberi" kızgınlığı barış akarsuya karşı olmamalıdır.
not: 2007'nin en acı haberine şehit haberleriyle beraber anafartadaki patlama da konulabilir görüşündeyim sevgili kanal d.
popüler kültürün maşası magazin kültürünün, kanal d ana haberin içine sızdığının göstergesidir. gerçi, şu sınır ötesi harekat olmasa, haber bültenlerini magazinsel öğelerle açıp yine onlarla kapatan sözde ana haberler yine her zaman yaptıklarını, ellerinden gelenleri, yaparlardı. ki bu sözü geçen genç kişinin ölümünü (yanlış tabir kullanmak istemiyorum ama) yücelten de onun daha önceden ismini yukarılara taşıyan magazin dünyasıdır. e tabii ki onu yine hatırlayacak olanlar onlar olacaktır. kızmanın alemi yok bence.
şaşırılmaması gereken örneklerinden sadece biridir. olabildiğince az gerçek, olabildiğince fazla magazinle uyutulmaya devam ediyoruz. millet olarak uykuya eğilimimiz var, ne zaman silkinip kalkarız, dayatılanlara razı olmaktan vazgeçeriz umudu olan varsa beri gelsin...