üniversitelerdeki türban sorununu çözdüklerini zanneden sözde özgürlük savunucularının yeni fantezisidir. insanların inançlarını siyaset mezesi yapanlar;
(bkz: türkiye sizinle gurur duyuyor)
ülke çok ama çok tehlikeli bir döneme girmiştir. kendilerine mustafa kemal'in çizdiği yolu ülkü edinmiş çağdaş, laik kesim parlamak üzeredir. devlet ihaleleri bile eşleri türbanlılara verilmeye başlamış, mahalle baskısı üst seviyeye gelmiştir. ne yaparsanız yapın anayasanın 2. maddesini değiştirmedikçe (ki bu mümkün değildir) bu uğraşılar boşunadır. arz ederim.
ayrımcılığa son vermek için değil mi bütün bunlar? hı hı tabi. birinci sınıf öğrencisi çarşafla gelecek okula. sonra 23 nisan' da atatürk' e minnetini bu şekilde mi sunacak? bu şekilde mi kutlayacak çocuk bayramını? ayrımcılık son bulacak öyle mi? hı hı. 19 mayıs kutlamalarında kıyafet açık diye gösteriye seçilemeyecek türbanlı öğrenci. ya da çarşafla mı dans edilcek stadyumda? tabi ya, ayrıma ayrımcılığa son evet. hı hı.
Üniversitelerden çok farklı sonuçlar doğurabilecek tehhlikeli durumdur. Ast üst ilişkisi içerisinde bazıları sırf müdürlerine yalakalık olsun diye türban takacak veya takmayacak, türban takanlar ve takmayanlar diye iki farklı grup kendiliğinden oluşacaktır. Bir hristiyan Fransa'da okula haç ile giremez. Demokratik ülkelerde bu olmaz. Bunu kabul eden bir ülke bir ayağını şeriata teslim eder.
ya anlatamıyorum ya da kimse anlamak istemiyor. nispeten dini eşitliğin yeraldığı 2 yer kaldı ülkede.biri okul diğeri devlet dairesi.
söz konusu mekanlar kişilerin sadece isimden ibaret olduğu, dini vicdani ve ırk ile ilgili ayrımlarının yer almadığı yerler olmalıdır. bu nedenle dini simge yasaktır.
hadi onları geçtim allah ın kürdü yarın kafasına poşu takıp şalvar giyip okula geldiğinde ne olacak? türban dediğin değil tek mesele. adamın teki sarığıyla da gelebilir okula o zaman. satanist kız deri büstiyeriyle de.
bu ülkede sadece semavi dinler yok. adam nüdist. giyinmiyor öyle geliyor napacaksın?
din karşıtlığı değil bu yasağın sebebi eşitlik kaygısı.
birilerine fena halde batacak olan durumdur, hali hazırda bazı kamusal alanlarda gerçekleşmemiş durumdur. kamusal alanda serbest olsa bile özel sektörün büyük bölümünde de facto devam edecek olan türban yasağının mağdurlarına bir nebze haklarını geri verebilecektir, ama türkiye'nin büyük abisi şirketler türbanlı çalışan almayacaktır hiçbir zaman o ayrı.
genel itibariyle, istenmemesindeki sebep türbanın siyasi bir simge olması ve devlet memurlarının hiç bir şekilde siyasal görüşünü belli edecek ne bir rozet ne de herhangi bir şeyi takmalarını yasak olması.
asıl korku bence türbanın siyasi kimliği geğil, dini kimleği simgelediği için kamusal alanda yasağın kalkması.
neden rahatsız olunabilir?
misal;türbanlı bir doktor: cildiyeci. erkek bir hasta, sol baldırında çıkan alerjiyi muayene ettirmeye geldi. doktor muayene etmeyecek. "aman beyefendi siz ne yapıyorsunuz?" ya da hiç bunları bile demeden direkt olarak erkek hasta kabul etmeyecek.
bir de şöyle bir örnek var:
devlet bankası ya da herhangi bir devlet dairesi. türbanlı bir bayan geliyor ve veznede oturan kişi sırf türbanlı olduğu için hayvanlara dahi yapılmayacak muamelelerde bulunuyor. bir sonra ki kişi geliyor. gayet modern!, şık giyimli! vb. özelliklere sahip ve hiç bir şekilde saygısız muameleyle karşılaşmıyor.
şimdi bakın bu iki örneğe. Bu iki örnek ve benzeri yüzlercesi yaşanmıyor mu? hiç birine şahit olmadınız mı?
öyle ya da böyle insanlar kendi gibi düşünmeyenlere karşı farklı davranmıyorlar mı?
cımbızla en uç noktalar çekildikçe, birilerinin ekmeğine yağ sürüldükçe, insanlar birbirlerine anlayış göstermedikçe sorunlar hiç bir şekilde çözülemez.
ibadet ile alakasi olmayan durumdur. Turban takmak ibadet degildir, cok cok kimilerine gore allahin emrini yerine getirmektir ki her emri yerine getirmek ibadet sayilmaz. Kamusal alanda turbani savunurken "kamusal alanda oruc sorun yaratmiyor ki" demek de tam manasiyla aymazliktir. Kimi kurumlarda aylar oncesinden kim oruc tutmayacak listesi hazirlanir. Dikkatinizi cekerim, kim tutacak listesi degildir, ya da yemek planlamasi icin kafa sayisi alma amacli anonim bir islem degildir. Oruc tutmayan memurlara da nasil muamele edildigini gayet yakinen bilenler de aramizda mevcuttur. Kamusal alanda turbani serbest birakmak sadece ramazanda uygulanan terbiyesizlikleri yilin tum aylarina yayma; sonunda da insanlari ya yildirip kerhen kendine benzetme ya da sistem disina atma cabasindan baska birsey degildir.
kamusal alanda turbanin serbest olmasinin istenmesinin tek nedeni "hah soyle; rengin belli olsun" diyebilmektir.
cumhuriyetin temellerinin yok olacağı anlamına geldiği sanılan, deli saçması entrylere sebep olan, türban üzerinden prim yapmaya çalışan siyasetçilerin oldugu gibi yazarlarında oldugunu gözler önüne seren olay.
madem yıllardır konan kurallar değişecek herkezin çıkarları doğrultusunda değişsin.müslümanlığın gereklerinden olduğu için türbanı takıyoruz. dinimizi yaşarız.
bunu diyenler dinlerini neden bu kadar dillendiriyorlar.dinine saygın varsa neden sorgulatıyorsun bu kadar.
takmayanlar dinsiz denecek gibi tezler.evet böyle düşünceler var.
çünkü;
türban serbest olsun diyenler.dinini yaşamak istedikleri için serbest olsun diyorlar.
üniversiteye türban girdiği zaman da öğrenciler içinde kutuplaşmalar doğacaktır elbette.
cihat duygulariyla format katliamina konu olan baslik.
Formati bozmayarak girizgah kismini kapattiktan sonra cevap veriyorum:
Ibadet olan guzel ameldir, basa dalli gullu 1.5 metrekare ipegi dolayip baskalarindan daha cok dikkat cekmek ve ortalik karistirmak degil. Ortunmenin farz olani avret yerini ortmektir, alin cizgisinden geriye dogru cene cizgisine kadar olan bolgeyi degil. Acikca bellidir ki emirde kastedilen gozden agizdan kulaktan sactan tahrik olabilecek sapik insanlarin degil; mahrem beden parcasi gormekten tahrik olabilecek normal -ki bu da ozellikle gunumuzde normal kabul edilmemelidir- duygulara sahip erkeklerin cinsel istahini kabartmamaktir, nitekim acikta kalmasi zaruri olan goz agiz gibi kadin guzelligini tarif ederken caglar boyu ilk akla gelen unsurlar yasaga dahil edilmemistir.
Islami kimin ne kadar bildigi ve inandiginin degerlendirmesi hicbir fani tarafindan gerceklestirilemeyecek kadar ciddi bir konudur, bunu biliyor olmak islami bilmenin ta kendisidir, bunu bilmeyen icin bilenin tek yapacagi uzulmek olabilir. Ayrica baskalarinin inanci ve bilgisi konusunda hukum verebilecek durumda oldugunu dusunen bunyenin en azindan kiyam ve kisastan haberdar olmasi ve kesin hukum bulunmayan konularda insan akli ile varilacak iyi niyetli dogrularin dine dahil oldugunu bilmesini beklemek fazlaca bir beklenti icine girmek olmaz.
Hangi kurumda oruc ile ilgili fisleme yapildigi konusunda isim verip vermek moderasyon acisindan sorun yaratir mi bilmiyorum ancak tarafimca bir sure calisilmis, sonra tiksinerek birakilmis, ulkemizdeki sayimlari yapmakla, ulusal hesaplari tutmakla ve bu datalari karsilastirmakla sorumlu kurumda bu uygulama alenen vakidir. Ramazana 2 ay kala elinde kagitla dolanan memur ile ettigim kavgayi, daire baskanima verdigim ayari ne ben unutabilirim ne de taniklar unutabilir. Ayrica ayni durum ablamin calistigi mavi akimla ilgili olarak kimilerine guzel ciftlik olmus ve yargi tarafindan itinayla silkelenmis, bolune bolune ne idigu belirsiz bir duruma gelmis bir guzide kurumumuzda da mevcuttur. Sozkonusu abla 20 senedir ismini vermeyi reddetmekte ve 20 senelik memuriyeti boyunca "gomanis" olmakla fislenmeye; dairesinin tek universite mezunu ** olmasina, gerekli liyakata ve kideme sahip olmasina ragmen dairesinde acilan mudurluge -ki is hukuku uzerine gayet teknik bir mudurluktur - acik ogretim mezunu eski bir guvenlik gorevlisi badem biyikli bir durzunun atanmasina katlanmaktadir.
üniversitelerdeki "başörtüsü"yasağının kaldırılmasının ardından gerçekleşmesi gereken hak teslimidir,lakin hem "başörtüsü"yasağını kaldıranlar,hem de bu yasaktan yana olanlar,kamuda "başörtüsü"yasağının kaldırılması konusu gündeme gelince;"kardeşim,üniversitelerdeki yasak kalktı,daha neyin derdindesiniz"moduna geçeceklerdir,yani üniversitede "başörtüsü"serbestisi,diğer alanlardaki "başörtüsü"yasaklarını gündemden silmeye matuf olacaktır.bu duruma da türkçe'de "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek"denmektedir.
kişisel özgürlüktür. bir diğeri, nasıl mini eteğiyle ya da istediği giysiyle kamusal alanda dolaşabiliyorsa o da başını kapatır, ve dolaşır. kimse de buna bir şey diyemez, zaten demeye hakkı da yoktur. ama demokrasi çığırtkanları bir bunun ayrımını yapamıyorlar nedense. tarlada, bağda, bahçede, örtsünler cahil kalsınlar ama kamusal alanda "ıhh tüh kaka olmaz". kendinize gelin kardeşim, kimse kimsenin kişisel haklarını elinden alamaz.
sahi biri bana bu kamusal alanı anlatsa ya; nasıl bir alanmış ki bu yetmiş milyon çıkamadı içinden. ya sabır!
olması gerekendir. esitlik, özgürlük, insan hakları naraları atan yazarların, dut yemiş bülbüle döndüğü başlıktır. guzel hanım kızlarımız universitelerimize mini etek ve türevleriyle gelırken, rahatsız olmayanlar neden bundan rahatsızlık duymaktadır, bir türlü anlaşılmamıştır. bu ülkenin dini islam mı ? islam. bu kızlar bunu provakasyon için mi takmaktalar ? hayır.peki ne için ? inançları doğrultusunda takarlar. o zaman ne bu yasagın mantığı ? aman efendim, türban serbest kalırsa, toplumsal baskı olur, öbür kızlarımız rahatsız olurlar. ulan gavat, onlar bizim kızlarımızda, bunlar tarlada mı büyümüşler diye sorulasıdır. muhattabına. muhattabı kimdir ? kamu vicdanı...