arda deniz in incinmiş ayağına bakarken deniz in yüzündeki ifade harikadır. filmin sırf o kısmını seyretmenizi tavsiye ederim. beş on saniye falan sürüyor.
yapılabilecek tek olumlu eleştirinin "farklılık" olabileceği filmdir. hikayenin kendisi mi basit, yoksa yönetmen olayı tam olarak yansıtamamış diye bir düşündürür insanı.
--spoiler--
şiva'nın deniz ile yaptığı konuşmada "aile asla yok olmaz. reenkarne olarak devam eder" şeklindeki bir inancının, filmin sonunda annesini kaybedişinden ötürü duyduğu acıdan kaynaklanması dışında duygulandırmayı becerememiştir.
"insan bazen yalnız kalmamak için büyük bedeller ödüyor" sloganını yapıştırdığı yerler ve hikayeler basit ve yapmacıktır. birkaç replik ile işi götürebilir desek de repliklerin bulunduğu sahneler basit olduğu için bunu da becerememiştir.
--spoiler--
değişik bir çalışma olan filmdir.evet çok değişik ,denenmemiş birşey yapmışlar.sırf bu yüzden olsa bile takdir edilmeli.mesela tanrı vişnu sahnesinde ve daha başka bir çok sahnede kamera açılarını çok beğendim.deniz ve şiva karakterleri dışında oyunculukların tıt olduğunu söylememe gerek yok heralde. şiva karakteri ise bu kadar mı cuk oturur .oynayanı tebrik etmek lazım .çünkü o konuşurken benim içim huzur doldu.denizi oynayan ezgi asaroğu ise başarılıydı.
10 üzerinden 1 verdiğim gelmiş geçmiş en kötü türk filmi.
öncelikle senaryo senaryo değil, kamera açıları çok kötü. en sıradan bir fotoğraf kursiyerini alıp ona bu filmi çektirsek çok daha güzel kadrajlar yapabilirdi. üniversite hocasının öğrencilere derste her öğrencide bulunan kitabı okuturken bazı öğrencilerin not alması normal ötesi, gülünç ötesi. var mı öyle bir üniversite ?
ikide bir zorla hint felsefesi, hint dini empoze ediliyor. sanki çok matah bir şey; her derde deva. lan hindistan bokun içinde yüzüyor, neyi iyi bunun ?
aslında filme türk filmi bile demek doğru değil. filmde oynayan karakterlerin türk olduğuna dair en ufak bir emare yok, yalnızca türkçe konuşuyorlar. sahneler birbiriyle ilişkilendirilemiyor, bağlantı yapamıyorsunuz, kısacası hata üstüne hata.
yönetmen kardeşim; sen yönetmenlik işini şimdilik askıya al, biraz oyunculuk yap. belki yıllar sonra pişer ve kayda değer filmler yapabilirsin.
son zamanlarda hiç bu kadar gereksiz bir film izlememiştim. evli gençlerib iletişememesi dışında dişe dokunur hiç bir şey yok. o hint tanrısı bulunan çekimlerle absürtlük yakalamak istemiş yönetmen ama olmamış. böyle saçma bir film olamaz,yazık o kadar masrafa. bunu ilk kez söylüyorum, izlemeyin.
senaryonun içine yerleştirilmeye çalışılmış hint kültürü fazla yapmacık kalan filmdir. filmin dokusu ile çok fazla uyuşmadığı aşikar. hint sosuna bulandırılmamış bir film olsa idi, belki de daha fazla sempati toplayabilirdi. bu filmin bir insanın hoşuna gitmiş olma olasılığı, muhtemel olarak sadeliğinden ileri gelebilir. bu filmden aklımda kalacak yegane şey, sanırım "ölüyü canlandırmadan gömmek" deyimi olacak.
açıkçası eleştirmeye nereden başlasam diye kara kara düşündüğüm filimdir.
filmin gereksiz harcamalar yapılarak, kalitesi ile doğru orantılı olmayacak şekilde çekilmiş bir çok sahnesi var. film, tematik açıdan hint mitolojisi ile zenginleştirilmeye çalışılmasına rağmen, o kadar yüzeysel bilgi ile o kadar derin anlamlar verilmeye çalışılması çoğu yerde izleyiciyi realizm den koparmış matrakizme sürüklemiştir. zira karakterler, hintli kızdan feyiz almaya o kadar aç gösterilmiştir ki her söylediğinde derin anlamlar aramış, normal sağlıklı bir gençden beklenilmeyecek bağazlığa sürüklenmiştir. insan düşünmeden edemiyor dolayısıyla, bu insanlar bir kez cumaya gitseler, mübarek bireyler olurlardı herhalde diye.
filmin adında bile geçmesine rağmen kampüs ortamı gerçekçiliktenöok uzak olmuş. dersde öğrencisine kitap okutturan hocadan, okunanları not tutmaya çalışan bireyciklere kadar çoğu yerde komik duruma düşmüş film.
senaryo olarakta vasatın dibinde yer almakta film. aslında yeni nesil senaristlerin okuyarak değil yaşayarak öğrendikleri kısıtlı türkçe leri ile daha iyi bir iş çıkarmalarını beklemek yaşam tarzlarına saygısızlık olurdu. basit gündelik diyaloglar, anlamsız sorular, duyguları anlatmaya kifayetsiz bayağı cümleler ... vs. diye gider durur böylece.
sonuç olarak harcanan emekten çok benim harcadığım şu 2 saate acıdığım bu başarısız çalışma ibretlik bir çalışma olur inşallah diyerek sitemimi sonlandırıyorum.
puan verecek olsam 4/10 verirdim. oda bazı mitoloojik temalara harcanan emek ile film de oynayan güzel kızların hatırına...
gittiğim ve çok ilginç bulduğum filmdir.gittiğime değdi diyebilmekteyim.fragmanlarından her ne kadar romantikmiş gibi algılansada sanıldığı gibi değildir. gidilmesi şiddetle tavsiye edilir.sırf müzikleri için bile değer...**
ilk kez cansel elçin'in yönetmenlik deneyimini de göreceğimiz filmdir. ayrıca bu filmde oynayan ezgi asaroğlu cansel elçin'in sevgilisymiş. ezgi'nin sevişme sahneleri çekilirken cansel sinirli ve gerginmiş. demek her oyuncu'nun sıktığı biz gerçekten sevişmedik ki rolümüzün gereğini yaptık hatta öpüşmeden önce dişlerimizi fırçaladık açıklaması palavra çıktı.
güzel ayakların olduğu sahnelerin sayısı fazla değilse yarısında çıkıp giderim ve üyesi olduğum çok elit bir eleştiri sitesinde bu filmi bombalarım. yaparım bunu, yapmadım değil. tarantino'nun filmi benim yüzümden gişe sıkıntısı çekti. dvd'den kurtardılar maliyeti. bu da bu filmin yapımcılarına ufak bir uyarı olsun.