uyku tulumunun içinde fermuarı örtüp bunalsam mı, yoksa örtmeyip de donsam mı ikilemini yaşatan olaydır.
denenmelidir, insan kendini daha güçlü hisseder, ama sadece eski kendine karşı, doğaya karşı mı: asla.
izciliğin bir parçasıdır kamp yapmak. çadırda uyumasından tut, toplu halde yenilen yemeklere kadar her parçası güzeldir.
her türlü zorluklarının , yorgunluklarının ve nadiren de olsa (fırtına, yağmur) eziyetli durumlarından sonra bile yaşanılan o mutluluk ve huzur hissi kolay kolay başka yerlerde bulunmaz.
hele çok sevdiğin, yanında rahat olabildiğin, gerçek sen olduğuğun insanlarla yapılıyorsa bu kamp.
herkesten ve her şeyden uzaklaşarak doğanın ve sessizliğin tadını çıkarmaktır. gün ağarmadan önce yeşilliklerle dolu bir ormanda uzunca bir yürüyüşe çıkıp ilginç yerler keşfetmek ve doğayla bütünleşmek, güneşin ilk ışıkları ve hafif esintili bir rüzgar ile birlikte bota atlayarak balığa çıkıp denizin ortasında müzik bira ve sigara üçlüsü yapıp kıyıya geri dönerek bir kaç odun kırmak, öğleden sonra tekrar ormana girip gece ateşi için etraftan biraz kozalak ve çalı çırpı toplayıp bolca temiz hava ödünç almak, gece ise yanan harıltılı ateş, cırcır böceği sesleri ve bir kaç bira eşliğinde kocaman yıldızların altında denize bakıp öylesine düşünmek gerçekten hoş bir şeydir, harikadır, müthiştir.
yapmayı çok istediğim eylem. Yazın bisikletle bir akdeniz veya ege turu düşünüyorum bilgisi olan veya bu konu hakkında konuşmak isteyen yazarlardan mesaj beklemekteyim.
maddi olarak plan yapılırsa, elde birikmiş varsa veya kira geliri falan varsa bittabi yapılabilir. yoksa çok zordur. kısa sürer. tadı damağınızda kalır.
Şu aralar erkek arkadaşımla ciddi ciddi düşündüğümüz aktivite. Tabi bize çok bilinmeyen, mangalcılardan uzak kamp alanları ve 4 mevsim kullanabileceğimiz çok pahalı olmayan bir çadır lazım.
Böyle dağ başında arkadaşlarla uyku tulumu ya da çadır kurulan ve akşamları çalı çırpı bulup sucuk pişirip yemek günü doğa ile geçirmek isterdim. Var mı öyle yapılan bi organizasyon.