yıllarca unkapanı'nın kapılarını aşındırmak yetmemiştir. yıllardır bekledikleri fırsat çıkmış işte karşılarına. o güzel (!), yanık seslerini insanlığa duyurmak için gerekli tüm şartlar hazırdır ve hemen kameranın önüne atlanır, acıklı bir türkü çığırılır. sonuç ekranı kaplayan hayalperest yüzler. başarıya ulaşan pek görülmemiştir ama umut umuttur işte.
bir de röportaj yapılırken araya giren çeşitleri vardır bunların...röportaj yapan kişinin yanına gelip sap gibi durur ve kameraya dik dik bakarlar..sonra sıkılıp giderler genelde..
ben ,esasen mikrofona konuşmak içindekileri hayırmak isteyipte bi türlü konuşamayan röportajı yapanın da bi türlü mikrofonu ona uzatmadığı o anda konuşan kişinin ardına geçip el kol sallayan, arada bir cep tel.kontrol eden tipler ilginç gelir bana. hanzo mu diyosunuz siz onlara...
bir keresinde hakan şükür bu tiplarden birini rezil etmişti.eleman arkada el sallarken mikrofonu on uzatıp 'al sen de konuş' demişti. eleman tabii ki kaçmıştı.
-evet sayın seyirciler bu sene de ramazan coşkusunu sultanahmet de yaşayacağız...
-aloooo, anneee. benim ben, oğlun necatiii!! anne aç televizyonu aç, çabuk! televizyona çıktım el sallıyom bak. salih dayımlara da haber ver. hangi kanaldayız abi??
-!!??