kalıplara işeyen adamın hikayesi

entry1 galeri0
    ?.
  1. şu spotların kendilerini, güneşten kopmuş birer parça sanıp da aydınlattıkları vitrinin önünden geçerken duyduğum bir peru türküsüdür aslında, pek kimse bilmez.

    şehrin ve hatta belki de ülkenin en kalabalık caddesinde, meydana doğru tırmanıyorum. saat, gece yarısını geçmiş ve caddenin aşağısına doğru yürüyenler var hala. caddenin, meydanla birleştiği yerde acilen işemem gerektiğini farkettim. hemen sağımdaki fast-food şubesinin, tevaletini şereflendirmeye karar verdim. fakat tuvaletin kapısında şifreli bir kilit sistemi ve kapıya açısı olan bir şube çalışanı, vazgeçmek için oldukça geçerli sebepler gibi geldi.

    eskiden bu meydandaki parkın içinde umumi tuvalet vardı ama sonra neden bilmiyorum yıkmışlardı onu. sanırım komünist göstericiler ve onların kapitalizm karşıtı gösterilerine hak vermiştim o anda. restoranlar, mağazalar, ışıklı reklam panoları arasında gayet insani bir ihtiyacı dahi gideremez olmuştuk. o sırada gözüme bir ayakkabı firmasının, reklam amacıyla bu meydana yerleştirdiği devasa, topuklu ayakkabı maketi takıldı. evet, herşey ve tüm bu müşküliyetim onun suçuydu. maketi çevreleyen camekânın önüne geldim, elimdeki gazeteyi kolumun altına sıkıştırıp namluyu camekâna doğrulttum. o esnada, orada görevli olan ve ben meydana ulaştığım andan itibaren suratında yavşak bir gülümsemeyle cep telefonu ile konuşan polis(muhtemelen bir kadınla konuşuyor)(tekrar düşündüm ve eminim ki bir kadınla konuşuyor) hızlı adımlarla yanıma geliyor. ve bütün ikazlarıma, bunun psikolojik sonuçlarına dikkatini çekmeme rağmen yüzümü, ona dönmem için sabırsız davranıyor. işemek, aşk gibidir bir yerde ve yarıda kesmek elimizde değildir. botlarına işiyorum istemeden de olsa ve ne yalan söyleyeyim bu gevrek gülüşlüden ziyade o botların altında kalacak kişiye karşı mahçubiyet duyuyorum. oysa istediğim sadece işemekti. ve bütün sıkıntı bunu yapabilecek bir yer bulamamış olmamdı. gene de asli görevi insanları korumak olan bir meslek erbabının, bu topuklu ayakkabı muhafızlığını anlamak zor. yemin ediyorum ki bu bir protesto değildi. sadece ihtiyaç...

    bir ceza makbuzu kesiyor ve ben de 50tl ceza makbuzuna karşılık "eski usûl de olsa küçük:50; büyük: 75 yazsaydınız bari" diyorum. bahse varım bu sidikli bot, ömrü boyunca "el condor pasa" dinlememiştir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük