Günün birinde çok iyi bir adamın çok kötü yürekli bir oğlu varmış.Köyde yaşayan hemen herkesin kalbini kırmış bu oğul. Bi gün babasına artık iyi biri olmak istediğini ve yardım etmesini söylemiş. Babası o halde kalbinir kırdığın herkes için şu duvara bir çivi çak ve gidip af diledikten, affedildikten sonra gel o çiviyi çıkar demiş.Oğul babasının dediğini yapmış.Duvardaki son çivide çıktıktan sonra, bak baba artık ben iyi birisiyim demiş. Babası evet oğlum herkesten af dilemişsin ama herkesin kalbinde bir yara bırakmışsın demiş. Oğlu ama nasıl dediğinde duvardaki çivi deliklerine bakarsan anlarsın demiş. Kırılan kalp tamamen iyileşmez,kırmadan, üzmeden, üzülmeden yaşamaya çalışalım.
''öyle olmuyor böyle de olmuyor
sığmıyor bu benim meşrebime vesselam
bu değil anamın ben diye büyüttüğü
uymuyor adamlık hamuruma böyle intikam''her sözüyle bir başka etkiledi bu şarkı beni, evet erkek şarkısı ama içten sözler, samimi, süs püs derdinde olmadan, dobra dobra bir şarkı olması etkiledi sanırım. oysa bu kadar dobralık ancak bir bayana yakışırdı. hani erkekler ağlamaz diyorlar ya o yüzden. kimse yanlış anlamasın. kadın gibi sözler ama erkek gibi bir söyleyiş.
ilk duyduğumda yazarını araştırdığım, sözlerin sermiyan midyat'a ait olduğunu öğrendiğimde bu işte bir yanlışlık var diyip araştırmaya devam ettiğim, ama sonrasında cevabın doğru olduğunu öğrenip şok üstüne şok geçirmeme neden olan şarkı. kimin aklına gelir emret komutanım dizisinde höhöhöhöhöhö diye gülen adamın bu denli ağır, bu denli bozuk, bu denli can acıtan sözler yazacağı...
hikayesini çok merak ettim gerçekten. gerçekten çok derin bir yara üzerine yazılmış olmalı. yoksa böyle şarkı durup dururken gelmez!
"arkamdan atıp tutuyorlar, karı gibi acı çekiyor diyorlar
ben oluk oluk kan kaybında onlar adamlığı inkar zannediyorlar
soframda her gece bir erkek mavrası, sevgili çoktan suyun öte yakasında
.......bundan daha çok kaybedemem şimdi sıra insan gibi acı çekme faslında........."
tam bir erkek şarkısı olup hakkını vererek adamın anasını ağlatmaktadır. garip bir havası var. bir yandan acıtıyor, içini titretiyor, bir yandan da dimdik durmana neden oluyor. ritmin ve vurgulu söyleyişin etkisi de var. ucundan az buçuk size de dokunuyorsa; masayı devirip kalkıp gidesi, elleri parçalanana kadar duvarları yumruklayası geliyor insanın.
sen şarkı sözü yazma sermiyan midyat, adamın ağzına ediyorsun.
demek ki neymiş? önyargı yanlış bi şeymiş.özcan deniz de çok güzel işler çıkarabiliyormuş *.şu ana kadar dinlediğim duygusal erkek şarkılarından kendini en iyi ifade edeni. şarkıdaki sert tavır sanki adamın duygularını bir ayna gibi göstermiş dinleyene.
en kötü bıçak yarası kalpte olandır. çoğu insan bunu atlatır ama kalp asla eskisi gibi olmaz. daima bir yara vardır, bir süre için bile olsa birisinin kalbinizin daha hızlı atmasını sağladığını size anımsatır. ve bu yara izini ömrünüzün sonuna kadar gururla taşırsınız. *
ah ne zormuş sevdalanması bir erkeğin ağlaması
seçmedim yaşadığım yeri hayat diye
dibe vurdum lanet olası
şimdi arkamdan atıp tutuyorlar
karı gibi acı çekiyor diyorlar
ben oluk oluk kan kaybında onlar adamlığı inkar
zannediyorlar
bundan daha çok kaybedemem
şimdi sıra insan gibi acı çekme faslında
Her yanim bicak kesiği,gördüğün kan karasi... Ben oluk oluk kan kaybında onlar adamlığı inkar zannediyorlar.. gibi sözleri olan şarkı. Hayır daha iyi anlatilmazdi. Cidden .
özcan deniz'in adamın ağzına eden şarkısı. çoğumuz biliyoruz bu şarkıyı. manevi yaralar daha geç iyileşir. çeken bilir. ama ilginç olan nokta ise şu;
iki tip yara iyileşmesi var: primer ve sekonder.
primer yaraların iyileşmesi sutüre edilmiş, enfekte olmayan yaraların iyileşmesidir. daha erken iyileşir, skar dokusu bırakmaz. ama sekonder yara iyileşmesi yok mu büyük skar dokuları bırakır. kalp kasında oluşacak yaraların iyileşmesi bu şekildedir. çilelidir. iz bırakır arkadaşlar. bu hayatın, hem manevi olarak hem fizyolojik olarak olarak süründürme şeklidir.