Beyin olmasi gerekirken ne yazikki kalbimize yenik düşüyoruz ve yönetici otomatikman kalp yani duygular oluyor. Beyni yönetici pozisyona getiren insanlarki ne mutlu onlara.
Ozaman buna murat çelik abimizin bir sözüyle cevap vereyim. "Aklınızla kalbinizin kesiştiği yere dikkat edin, elimizde bir tek o kaldı". Bizi yöneten çoğu zaman işte tam da murat abimiz dediği bu yerdir , yani vicdanlarımızdır.
Kalp diye bir şey yok arkadaşlar mecazi o. Bir de heyecanlanınca, kaygılanınca, sevinince, üzülünce ve sair farklı hislere göre kan pompalama hızı değişiyor, ondan kalbimizde hissediyoruz, kalbim diyoruz, ama hep beyin o,
Bence ortada kalplik bir durum yok alt tarafı kan pompalayan bir organa neden böyle bir görevi varmış gibi davranılır anlamış değilim. Bence kimi insan duygusal bakar olaylara kimiyse mantıksal bakar. Örneğin bir kız bir adamı seviyordur. Ama adamın da kötü huyları filan vardır. Duygusal kısım der ki bir şey olmaz o da seni seviyor, mutlu olursunuz, belki bir gün değişir. Ama mantıksal olan kısım der ki adam kaç yaşına gelmiş senin sevginden değişecek hali yok ya. zaten bu ilişki uzun vadede mutluluk veremez. o yüzden yol yakınken vazgeç. Bunun gibidir. Ben mantıktan yanayım. Çünkü bazı şeylere duygusal yaklaşmak kişiye zarar verir ve hayal kırıklığına uğratır.
Analitik zeka ile duygusal zeka arasındaki orana bağlıdır. Gerçi zeka deyince beyinden bahsederiz ama işin içinde duygusal da var. Fazla şey etmemek lazım. Yaşıyoruz işte.
Bu sorunuzun cevabı için 'Danıel Goleman - Duygusal zeka ' kitabını öneririm.Salt zeka ile duygusal zekanın arasındaki, kısacası kalp ve beyin'in mükemmel iletişimini anlatan bir kitap.Aslında bir psikolojik araştırma kitabı olsa da, çok net, ve herkesin anlayabileceği şekilde yazılmış.Sıkmadığı gibi öğrendiğiniz şeyler karşısında resmen aydınlanıyorsunuz.
Kitaptan alıntı:Duygular sizi ele geçirdiğinde çabalamak boşunadır.Mantık işleyemez hale gelir ve düşünemezsiniz.
Özbilinç:Kişinin duygularından haberdar olma hali:şuan çok sinirliyim, biraz dışarı çıkıp yürürsem sakinleşebilirim.
Kısacası bu kişinin kendisiyle alakalı bir durum.Bu durumdan ötürü her iki tarafında söz sahibi olduğu noktalar vardır.Bu yüzdende sorunun cevabı basit:iki tarafta.
Fakat kimde hangisinin daha ağır bastığına göre değişen şeylerdir.
bilimsel bir açıklama getirmek gerekirse beyin insanı yönetir. pekala binlerce yıldır ve hatta günümüzde neden kalp bizi yöneten organ gibi görünür?
bu yanılgının sebebi binlerce yıl boyunca kalp durunca; ölümün gelmesi ve ruhun bedenden ayrıldığının düşünülmesidir. oysa kalp gibi bir pompa diğer vücut organlarını besleyemediği için beyin durup ölüyor ve gerçek ölüm gerçekleşiyor. kalp bizi yönetiyor olsaydı zaten kalp nakli yapıldığında tüm benliğimizi kaybederdik. oysa beyin nakli diye bir şey yok, olsa bile beyin nakli demek yanlış olur çünkü tüm kişiliğimizi belirleyen özellikleri beynimiz belirler. beyin nakli yerine total vücut nakli demek daha doğru olur.
kalbin değil beynin yönetici olduğu 1800 lü yıllarda ancak anlaşılmış. daha önce insanlar beyni içi kan dolu vücudun önemsiz ücra bir köşesi olarak görmüşler. hatta kafayı açtıklarında ortaya çıkan beynin kıvrımlarını barsağa benzetmişler. yüzyıllarca "kalbin yönetici ve duyguların oluştuğu yer" yanılgısı olması edebiyata ve diğer dallarda hep kalbin ön plana çıkarılmasına neden olmuş ve tüm dillere yerleşmiş. kalbi temiz, seni tüm kalbimle seviyorum, kalp gözü kapalı, kalbi kara, erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer, hep kalbimin sahibi olacaksın, kalp kırmak v.b tonlarca deyim veya cümle bulabiliriz. beyin ise insanlara antipatik gelir. işe yaramaz, yenmeyecek bir et parçası olarak görülen beyin için kimse güzel duygular hissetmez. kalp deyince onun bir et parçası olmaktan çıkartır ulvi meziyetler yükleriz.
binlerce yıl sonra insanlar dönüp bir zamanlar insanlar cahildi kalbi beyin zannederlerdi diye götüyle gülecek. ha bende yanılıyor olabilirim. beyinde olmayabilir. kafatasının içinde öyle organlar var ki beyinden çok kişiliğimizi onlar ortaya çıkartıyor. ama hareket etmemiz, konuşmamız düşünmemiz, fikir üretmemiz beyinde oluyor. pekala beyne bunları yap diyen organ var mı? elbette var ama bilim o kadar gelişmedi, hangi organ daha önce gelir bilemiyoruz. sonuç olarak insanı yöneten kafada bulunan organlardır. vücut ise uyarılarıyla başa yön verebilir ancak gönderdiği bilgilerle yönlendirebilen alt kademede yapılar olarak kalır.
eski mırıs'da mumyalama sırasında tüm organlar korunurken sadece beyni parçalayıp atarlarmış. diğer tüm organlar tekrar yaşamda ihtiyaç duyulan bir organ olarak düşünülürken beyni hiç korumamışlar. bununla ilgili bir yazıyı okuyabilirsiniz. http://girgin.org/ansiklopedi/misirdamumyalama.htm
Tamam belki yanlış şık ama benim canım çok acıyor,başlarım böyle sanrısına beyin hükmedemiyor kalp acıyor, gözler yaşarıyor kolumu kaldıracak emri veriyorum da inerken yer çekimi indiriyor acıya dur desem kan akmaya devam ediyor ah ulen ahh.