sinirlenince çok ağır konuştuğum için sinir anında konuşmamayı tercih ediyorum. tabi bu durum kişiden kişiye değişiyor.herkese karşı bu denli sabırlı olamıyorum.
Geçenlerde çok sinirlendim, baya sinirlendim. Bendeki bu sinirli halle ilgisi olan Bir arkadaşla konuşacaktım. Konuşmadan önce nasıl gerginim ama. Neyse, içimden la havle çektim. Kalp kırmadan konuş diye de tembih ettim kendime. Su içip sakin kalmaya çalıştım. O sinirli halim öylelikle söndü de kızla kırmadan konuşabildim.
Öfkeyle hareket eden zararla oturur arkadaşlar. Ne zaman öfkesine yenilse insan üzülüyor sonunda. Susmak en güzeli, biliyorum kimi zaman kolay olmuyor ama susmanızın sonunda siz kazanacaksınız.
Kimin kalbini kıracağımla ilgili bir durum. Hazzetmediğim insansa kendim kırılacağıma kırarım kalbini. Sevdiğim insanlarsa ailem olsun, yakın arkadaşlarım olsun susarım.
karşındakini kendinden fazla düşündüğünde ortaya çıkan eylem türü efendim.
ilk başta kırılmasın aman o üzülmesin diye susarsın.. sonra için paramparça oldukça ''aklıma sıçayım'' dersin.
her seferinde bundan sonra pat diye söyleyeceğim dersin, yine söylemezsin. çünkü diğerleri kadar katı olamıyorsundur.
sebepleri ve sonuçları doğrultusunda farklılıklar gösteren eylem(sizlik).
mesela benim en çok kalp kırmamak için susuşlarım, karşımdaki kişi doğruluğa oldukça uzak bir konuyu bana veya etrafımdakilere kendinden emin bir biçimde aktarmaya çalıştığı zaman gerçekleşir. çok uzun yıllar "ne alakası var, aslında doğrusu şudur." şeklinde çıkışlar yaptım, karşılığında ukala bir tipleme olarak damga yedim. bir münazara veya açık oturumda olmadığım sürece de susmaya devam edeceğim.
direk şahsıma yönelik asılsız eleştiri ve söylemler; eğer önemsiz birisi tarafından yapılıyorsa çeker giderim ve ortamına bir daha girmem, onu kaybedince bir şey kaybetmiş sayılmam. eğer çok samimi arkadaşım tarafından yapılıyorsa cevap vermekle kalmam gerekirse daha da kızıştırırım ortalığı, sonuçta kavga bile etsek çabuk yumuşarız ve bu tartışmayla birbirimizi daha iyi anlayarak daha da yakınlaşmış oluruz.
en sıkıntılısı ailen ve sevdiğin kadınla olan durum bence. kendi adıma çatışmalardan uzak kalmak için sükunetimi genel olarak korumaya çalışıyorum ama hangisinin doğru hareket olduğundan henüz emin değilim.
bunlar şahsi aktarımlarım ve bu konuda genel fikrim şudur;
herkes meşrebi, kalitesi ve karakteri doğrultusunda olaylara yaklaşır ve aldığı sonuçlar da bu yönde olacaktır.
Bu ara çok sık yaşadığım durum. Açıkçası kıl oluyorum bu duruma. Niye diyeceksiniz ? Ya biri geçmiş karşına car car car konuşuyor; ne konuştuğunu biliyor ne de senin kişilik haklarını ve özsaygına zarar veriyor. Ya kardeşim sana cevap vermemem sana gücümün yetmeyeceğinden değil seni kırmak istemememden diyeceğim oda olmuyor sonra ise yok işte kestin sesini,sana yakışmadı gibi söylemlerle tahrik ediliyoruz.
Dostoyevski vermiş cevaplarını,
Bazen susarsın, yenilmiş sanırlar seni; eksik ve yaramaz. Unutma, susan bilir ki konuştuğu zaman kimse kaldıramaz.