Sobalı evde büyüyen çocuklara göre daha rahat yaşadığı kesin olan çocuktur. 10-15 yıl önce kalorifer lüks gibi gelirdi. şimdi biz sobadan kurtulduk, o çocuk villada keyif yapıyordur kesin. Tabi burada kalorifer ile kombiyi aynı kefeye koyuyorum.
Süt çocuğudur. Apartmanda pc başında oyun oynayarak büyümüştür. Her işini anası babası yapmıştır. Dışarı çıktığında hep dayak yer, hakkını savunamaz. Ama eve gelince ailesine karşı aslan kesilir. Büyüdüğünde güneş görmemiş beyaz teniyle, her yeri nike olan spor kıyafetler giyer ve kendisi gibi tipler ile basket oynar.zamanında evde otura otura aldığı kiloyu vereceğini sanır.
kaloriferli olmayan evleri bilmeyen, bu evlerde yaşayan insanları hissedemeyen çocuk olduğu için çocukluğunu dolu dolu yaşadığı söylenemez. böyle bir çocuk ileride meşhur bir yazar olsa empati yeteneğindeki bu eksiklik yazdığı eserlerinde yansıma bulacaktır.
Sabahlari annanesi tarafindan ustunden yorgani alinarak uyandirilmamis cocuktur. Iyidir kotudur tartisiilir ama Ben kisin o soguk odada ustunden yorganin alinmasini, soguga yenilerek sobanin yandigi mutfaga girdigin anda seni karsilayan kahvalti masasini da unutmadim, unutamam.. haaa bir de annanemin yuzumu yikamadan sofraya oturdugum icin soylenmesini 've beni gerisin geri postalamasini.....
baca tutuşması, kurum kokusu nedir bunlar bilmez. çocukken tam üç defa bizim binanın bacası (sobada benzinli paçavralar da yakan bir komşu -evet, benzin istasyonları vardı- neden olmuştu) tutuştu. en üst katta olunca bütün kurumlar bizim evin içine akmıştı maalesef. ev rezil oluyordu, temizliği ayrı zordu, o keskin kurum kokusu da günlerce gitmiyordu. doğalgaz gelene kadar ne çektirmişti bize kalorifersiz ev.